Eski Zaman yazarından bomba açıklamalar
17 Aralık'tan Sonra Zaman'dan Ayrılan Yazar Leyla İpekçi, Yeni Şafak'ta Yazmaya Başladı
Leyla İpekçi'nin açıklamalarındna satırbaşları....
YENİ TÜRKİYE’NİN İÇ SESİ
Geride bıraktığımız seçim sürecinden sonra arşınıza çıkan resmi sizin gördüğünüz pencereden değerlendir misiniz?
Leyla İpekçi: AK Parti iktidara geldiğinden beri her seçimde benzer analizler yazdım. Türkiye’nin bol bol sahici bir muhalif dile ihtiyacı olduğunu her seferinde söyledim. AK Partinin bizim alıştığımız kimlikler üzerine yâda ideolojik bir pay üzerine tek temel üzerine yâda sınıfsal bir temel üzerine yükselmediğine aksine bunların hepsini kucaklayan Türkiye’nin bu gününe bu günkü çoğul yapısına uygun bu günkü hareketliliğine uygun bir temelde hareket ettiğine dair olduğunu yazdık. AK Partinin yüksek oy oranını hiç kaybetmemesi üzerine düşünen ve anlamaya çalışan insanlar hep bunu yazdık.
Leyla İpekçi: AK Partinin kurulduğu döneme gidecek olursak, Muhafazakâr kesimin içindeki bu gurup muhalif ses şunu söylüyorlardı. Biz milli görüş çizgisinden geldik, daha millici daha yerel, Türkiye’nin sorunlarına başka bir perspektifle bakan, batıyı örnek almayan bir oluşum içinde olmalıyız diye hep eleştirilerdi. Onlarda AK Parti hep bir endişe yarattı. Bu gün geldiğimiz nokta da özellikle oy 17 Aralık operasyonundan sonra biz şunu rahatlıkla gördük ki. AK Partinin siyasetinin geldiği yer hiç de öyle küresel güçlerle, Dış bağlantılarla değil. Aksine kendi içindeki dinamizmini sürekli geliştiren arttıran, kendi iç sesini duymaya ve duyurmaya çalışan, Küresel güçleri dışlamadan, düşmanlık etmeden, onlarla bir arada kendi öz güvenini yükselterek kendi hakikatini kurmaya ve kurmaya çalışan bir hareket. Bunu söylediğiniz zaman övgü dolu sözler söylemiş oluyorsunuz bunu da rencide edici buluyorum anlamaya çalışan insanların çok rahatlıkla göreceği şeyler bunlar.
Muhalefet hatayı nerede yapıyor?
OYUN AYNI AKTÖRLER DEĞİŞTİ
Leyla İpekçi: Uzun yıllar boyunca bir askeri vesayet vardı. Cunta zihniyetiyle, biz darbe zihniyetiyle sürekli muhalefetin hareket ettiğini gördük! AK partiye kapatma davalarının gerekçelerinden tutun, o kadar çok hukuk dışı yollarla AK Partiyi yıpratmaya çalıştılar ki. Bu her seferinde geri tepti. Bu sefer de aynı şey yapılıyor aslında fakat aktörler değişti.
BİR KEZ DAHA YENİLDİ, BİR KEZ DAHA YENİLECEK!
Leyla İpekçi: Muhalif dil kendinin karşısındakini küçümseyerek, yok sayarak, kendi dar bakış açısına indirgeyerek hapsetmeye çalışarak bakmaya devam ettiği sürece bir kez daha yenildi, bir kez daha yenilecek! Eğer siz hileli yollarla hukuk dışına çıkıyorsanız, aktörler kim olursa olsun İster askeri vesayet ister başka vesayet sonuç değişmeyecek.
17 ARALIK OPERASYONU HUKUK DIŞINA ÇIKILMIŞ BİR DARBE GİRİŞİMİDİR
Leyla İpekçi: Bir suçlular mekanizması var. Suçlular adalete teslim edilsin kurumlar zan altından kurtulsun. Bu gün içinde aynı şey geçerli, Bu gün cemaat deniyor şu deniliyor bu deniliyor ben bunu dillendirmek bile istemiyorum. Paralel oluşumun içerinde suç işlemiş insanların adalete teslim edilmesidir. 17 Aralık operasyonu hukuk dışına çıkılmış bir darbe girişimidir. Bunun halk tarafından okunması da aynı şekilde olmuştur. Yolsuzluk iddiaları çok ciddi iddialardır buradaki iddialarında bilahare araştırılmalıdır suçlular varsa adalete teslim edilmesi gerekiyor bunda hiçbir yanlışlık yok. Fakat yapılan anketlerde AK Parti seçmeninin %50’sinin yolculuklara inandığı ortaya çıktı. Yolsuzluk yoktur diye gerçeği örmeye girişmedi. seçmen aksine yoksuzluk olmasına rağmen Türkiye’nin önümü kapatmaya çalışan, ekonomimize, geleceğimize kast eden güçlerin hukuk dışı faaliyetleri için bir dakika dedi.
Sizi Zaman’dan uzaklaştıran uzaklaştırmaya iten ne oldu?
SON YAZIMI YAZARKEN DAHİ AYRILMA KARARIMI VERMİŞ DEĞİLDİM
Leyla İpekçi: Şahsi her hangi bir şey anlatmak istemem. Çünkü uzun yıllar çalıştığım bir kurumdu, hep güzel anılarla hatırlamak istediğim bir kurum. Yakın arkadaşlıklar edindim ayrılırken de hiçbir yöneticilerle de her hangi bir sorun yaşamış değilim. Benim veda ettiğim dönem dershane krizi en sert günleri idi. Son 6-7 yazımda sürekli aynı itirazları yaparken buldum kendimi, aynı şeyleri yazmaya devam ettim. Bu benim canımı sıktı. Şunu fark ettim ben itiraz ederken dostlarımı kırdığımı, kalp kırdığımı fark ettim. Böyle olmaması gerekir! Yapıcı bir şekilde itiraz edebilirsiniz ve karşınızda ki ile de bu konuyu paylaşabilirsiniz. Fark ettim ki hayırlı olan susmaktır, bu şekilde devam edemeyeceğimi anladım. Son yazımı yazarken dahi ayrılma kararımı vermiş değildim! O yazı beni bir veda yazısına sürükledi. Cemaat içinden ve cemaat dışından bazı şeylere tanıklıklar ettim. Çok hayırlı olmuş benim için oradan ayrılmak. Giderek kendi itirazlarımı dile getiremeyecek duruma gelecektim. “ Biraz daha kalın derili” olsam buna dayanabilirdim, belki yapmam gerekirdi bunu, Ama kalbimin uzaklaştığı nokta da yazmayı becere bilen bir insan değilim. Dolayısıyla benim açımdan da kurum açısından da daha hayırlı olduğunu düşünüyorum bu kararın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.