Eşime büyü yaptıırabilir miyim?
Bir bayanın, eşinin kötü davranışlarından vazgeçmesi, eşine değer vermesi ve evine bağlanması adına 'şirinlik büyüsü' yaptırması doğru mu? Mehmet Paksu cevapladı.
Mehmet Paksu'nun yazısı
Eşime 'şirinlik büyüsü' yaptırabilir miyim?
Selamlar! Bir bayan, eşinin kötü davranışlardan ve huylardan vazgeçmesi, eşine değer vermesi adına, eşinin evine bağlanması adına, tamamen bu niyetlerle büyü yapması caiz midir?
Dua ediyoruz sürekli, dualar belki kabul olacaktır, ancak dua kabul olana dek eşler birbirinden ayrılabilir, başka hatalar yapabilirler.
Dinimizde günah olan büyünün eşler arasında, mutluluk adına yapılmasında mahzur var mıdır? (Rumuz: Hicranlı)
Var hem de çok mahzuru var. Niye mi? Hepimizin bildiği bir sure var. Felak Suresi. Bu surede beş şerden Allah'a sığınma dersi verilir. Birisi de "Düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden" Allah'ın rahmetine iltica etme dersi...
Kur'ân'da sihir ve büyü İslam'ın karşısında yer alanların başvurduğu bir yöntemdir. Hakka karşı gelenlerin kullandığı kötü bir silahtır.
Peygamberimiz, "ekberü'l-kebâir-en büyük günahlar" olarak bilinen ve insanı felakete götüren yedi büyük günahı sayarken, birincisi şirk/Allah'a ortak koşmaktır, ikincisi de sihirdir. Büyü de sihrin bir değişik versiyonudur. İkisinin de malzemesi, uygulanış alanı birdir.
Kur'ân ve sünnet duayı ve diğer şifa/tedavi yollarını tavsiye ederken, sihri, büyüyü ve buna benzer yolları yasaklamış. Özellikle Peygamberimiz böyle şeyleri yapan, gelecekten haber veren insanlara gitmeyi "Muhammed'e (a.s.m.) ineni reddetme" şeklinde uyarmıştır.
Bunun için Allah'ın gücüne inanan bir insanın büyüyle hiçbir işi olmaz, olmamalı; büyüyü bir çare olarak görmez ve görmemelidir.
Eşinizi aşkınızla büyüleyin!
Bu açıdan büyük günahlar arasında yer alan büyü hiçbir "iyi niyetle" yapılmamalı. Maalesef büyü yapan insanlar, bu tür telkinlerde bulunarak "şirinlik büyüsü, şirinlik muskası" gibi büyüleri tavsiye ederler. Bunlar birer tuzaktır. İnsanı, Allah'ın dışında birtakım güçlere çekmektir. Bir aldatmaca, bir yanlış yönlendirme, insanların iyi niyetini istismardan başka bir şey değildir.
Eşinize "büyü" mü yapmak istiyorsunuz? Bunu bizzat kendiniz yapın. O da en güzelini...
Onu kalbinizde saklayın, gözünüzün içi ışıldayarak sevginizle sarın, bütün hatalarını, eksiklerini ve noksanlıklarını silerek ona âşık olun, ilk günkü gibi tutkun olun, sevdalanın...
Bu büyü var, bu büyü Ferhat gibi ne dağlar deler, Mecnun gibi ne çöller aşar. Böylece Şirin'inize de Leyla'nıza da kavuşursunuz.
Eşinize şirinlik muskasını, şirinlik büyüsünü kalbinizi onun kalbiyle bütünleştirerek yapın; onu bir cennet arkadaşı olarak görün, kalp kalbe Allah'ın sevgisine ulaşın.
İşte o zaman dolambaçlı yollardan kurtulacaksınız gerçek aşkı ve sevgiyi tadacaksınız.
Anne baba hakkı mı, koca hakkı mı?
Eşim bana kızınca bütün haklarını haram ettiğini söylüyor. Üzerimdeki hakları açısından annem babam mı önce gelir, yoksa eşim mi? Aralarında nasıl bir denge kurabilirim? (Rumuz: Saygı)
İnanç açısından soruyorsanız, sorunun cevabı belli.
Allah'ın üzerimizdeki haklarından sonra ikinci sırayı anne baba alır.
Kur'ân "Allah'tan başka kimseye ibadet etmeyin" derken, hemen devamında "Anne babaya ihsanda/iyilikte bulunun" emrini hatırlatır.
Anne baba hiçbir zaman değişmez, dünyaya geldiğimiz andan itibaren sonsuza kadar onlarla yakınlığımız kesilmeden devam eder.
Allah'ın rızasını anne babanın rızasına bağlayan Peygamberimiz, bu hakkın önemini anlatır.
Eşlerin birbirleri üzerindeki haklarını Kur'ân belirler ve der ki:
"Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakkı gibi, kadınların da erkekler üzerinde meşru hakları vardır. Yalnız, erkeklerin onlar üzerindeki hakkı, bir derece daha fazladır." Bakara, 2:228)
Bu karşılıklı haklar, eşler karı koca olarak birlikte yaşadıkları süre içindir. Ayrıldıklarında bu haklar biter. Ama anne babanın hakkı, hukuku süreklidir.
Fakat anne baba hakkı ile karı koca arasındaki hak birbirine karıştırılmamalı, biri öbürünü ihmale götürmemeli, terk etmeye sebep olmamalı.
Yerine göre anne baba hakkının da önceliği vardır, eş hakkının da önceliği vardır.
İki hak arasında dengeyi kurarken, dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, eşinizle birlikte hareket etmeniz, onu yanınıza almanız, eşinizi aşarak bir davranış içinde bulunmamanızdır. "Ne şiş yansın, ne kebap" misali, her ikisinin de gönlünü yaparak, kalbini kazanarak, saygı sınırlarını koruyarak götürmektir.
BUGÜN
Eşime 'şirinlik büyüsü' yaptırabilir miyim?
Selamlar! Bir bayan, eşinin kötü davranışlardan ve huylardan vazgeçmesi, eşine değer vermesi adına, eşinin evine bağlanması adına, tamamen bu niyetlerle büyü yapması caiz midir?
Dua ediyoruz sürekli, dualar belki kabul olacaktır, ancak dua kabul olana dek eşler birbirinden ayrılabilir, başka hatalar yapabilirler.
Dinimizde günah olan büyünün eşler arasında, mutluluk adına yapılmasında mahzur var mıdır? (Rumuz: Hicranlı)
Var hem de çok mahzuru var. Niye mi? Hepimizin bildiği bir sure var. Felak Suresi. Bu surede beş şerden Allah'a sığınma dersi verilir. Birisi de "Düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden" Allah'ın rahmetine iltica etme dersi...
Kur'ân'da sihir ve büyü İslam'ın karşısında yer alanların başvurduğu bir yöntemdir. Hakka karşı gelenlerin kullandığı kötü bir silahtır.
Peygamberimiz, "ekberü'l-kebâir-en büyük günahlar" olarak bilinen ve insanı felakete götüren yedi büyük günahı sayarken, birincisi şirk/Allah'a ortak koşmaktır, ikincisi de sihirdir. Büyü de sihrin bir değişik versiyonudur. İkisinin de malzemesi, uygulanış alanı birdir.
Kur'ân ve sünnet duayı ve diğer şifa/tedavi yollarını tavsiye ederken, sihri, büyüyü ve buna benzer yolları yasaklamış. Özellikle Peygamberimiz böyle şeyleri yapan, gelecekten haber veren insanlara gitmeyi "Muhammed'e (a.s.m.) ineni reddetme" şeklinde uyarmıştır.
Bunun için Allah'ın gücüne inanan bir insanın büyüyle hiçbir işi olmaz, olmamalı; büyüyü bir çare olarak görmez ve görmemelidir.
Eşinizi aşkınızla büyüleyin!
Bu açıdan büyük günahlar arasında yer alan büyü hiçbir "iyi niyetle" yapılmamalı. Maalesef büyü yapan insanlar, bu tür telkinlerde bulunarak "şirinlik büyüsü, şirinlik muskası" gibi büyüleri tavsiye ederler. Bunlar birer tuzaktır. İnsanı, Allah'ın dışında birtakım güçlere çekmektir. Bir aldatmaca, bir yanlış yönlendirme, insanların iyi niyetini istismardan başka bir şey değildir.
Eşinize "büyü" mü yapmak istiyorsunuz? Bunu bizzat kendiniz yapın. O da en güzelini...
Onu kalbinizde saklayın, gözünüzün içi ışıldayarak sevginizle sarın, bütün hatalarını, eksiklerini ve noksanlıklarını silerek ona âşık olun, ilk günkü gibi tutkun olun, sevdalanın...
Bu büyü var, bu büyü Ferhat gibi ne dağlar deler, Mecnun gibi ne çöller aşar. Böylece Şirin'inize de Leyla'nıza da kavuşursunuz.
Eşinize şirinlik muskasını, şirinlik büyüsünü kalbinizi onun kalbiyle bütünleştirerek yapın; onu bir cennet arkadaşı olarak görün, kalp kalbe Allah'ın sevgisine ulaşın.
İşte o zaman dolambaçlı yollardan kurtulacaksınız gerçek aşkı ve sevgiyi tadacaksınız.
Anne baba hakkı mı, koca hakkı mı?
Eşim bana kızınca bütün haklarını haram ettiğini söylüyor. Üzerimdeki hakları açısından annem babam mı önce gelir, yoksa eşim mi? Aralarında nasıl bir denge kurabilirim? (Rumuz: Saygı)
İnanç açısından soruyorsanız, sorunun cevabı belli.
Allah'ın üzerimizdeki haklarından sonra ikinci sırayı anne baba alır.
Kur'ân "Allah'tan başka kimseye ibadet etmeyin" derken, hemen devamında "Anne babaya ihsanda/iyilikte bulunun" emrini hatırlatır.
Anne baba hiçbir zaman değişmez, dünyaya geldiğimiz andan itibaren sonsuza kadar onlarla yakınlığımız kesilmeden devam eder.
Allah'ın rızasını anne babanın rızasına bağlayan Peygamberimiz, bu hakkın önemini anlatır.
Eşlerin birbirleri üzerindeki haklarını Kur'ân belirler ve der ki:
"Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakkı gibi, kadınların da erkekler üzerinde meşru hakları vardır. Yalnız, erkeklerin onlar üzerindeki hakkı, bir derece daha fazladır." Bakara, 2:228)
Bu karşılıklı haklar, eşler karı koca olarak birlikte yaşadıkları süre içindir. Ayrıldıklarında bu haklar biter. Ama anne babanın hakkı, hukuku süreklidir.
Fakat anne baba hakkı ile karı koca arasındaki hak birbirine karıştırılmamalı, biri öbürünü ihmale götürmemeli, terk etmeye sebep olmamalı.
Yerine göre anne baba hakkının da önceliği vardır, eş hakkının da önceliği vardır.
İki hak arasında dengeyi kurarken, dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, eşinizle birlikte hareket etmeniz, onu yanınıza almanız, eşinizi aşarak bir davranış içinde bulunmamanızdır. "Ne şiş yansın, ne kebap" misali, her ikisinin de gönlünü yaparak, kalbini kazanarak, saygı sınırlarını koruyarak götürmektir.
BUGÜN