ERGENEKON'un Farkında mısınız?
Hakkında yakalama emri bulunan sanıklarından Bakıcı’nın firar etmesiyle askerlerin suç işlemeyeceği, kaçmayacağı propagandası yerle bir oldu.
Star'dan Mehmet Altan, toplumsal bir rehavete kapılarak, Ergenekon'un unutulması ya da hafife alınmasından ürktüğünü yazdı.
Hakkında yakalama emri bulunan sanıklardan Bakıcı’nın firar etmesiyle askerlerin suç işlemeyeceği, kaçmayacağı propagandasının yerle bir olduğuna dikkat çeken Altan, Bakıcı'nın rahat bir şekilde kaçtığını ve üstelik firariyken emekli olduğunu hatırlatarak "Belirli bir organizasyonun yardımı olmadan bu mümkün mü?" diye sordu.
Topyekûn bir demokratikleşme hareketinin acil ve elzem olduğunu ifade eden Altan, "Fazlasıyla rehavete kapılmış gibi duranlara soruyu şöyle sorayım; Ergenekon’un farkında mısınız?" dedi.
İşte Mehmet Altan'ın dikkat çeken analizi:
Ama ben çok daha temel bir konuya demir atmayı yeğledim...
Çünkü toplumsal bir rehavete kapılıp, Ergenekon’u unutup ya da hafife almamızdan ürktüm...
Bugüne kadar mahkemelere intikal eden askeri davalar arasında İnternet Andıcı Davası’nın özel bir yeri var...
Çünkü kendi hükümetine karşı karalama kampanyasına girişen bir Genelkurmay’dan söz ediyoruz...
Dava, hakkında yakalama emri bulunan sanıklarından Tümgeneral Mustafa Bakıcı’nın firar etmesiyle daha da ilginç bir safhaya büründü...
Askerlerin suç işlemeyeceği, askerlerin kaçmayacağı konusundaki dayanaksız propaganda yerle bir oldu...
Üstelik İnternet Andıcı konusundaki iddialar fazlasıyla güç kazandı...
***
Ama daha da vahim bir durum var...
Çünkü general rahatça kaçtığı gibi, çok rahatlıkla da emekli oldu...
Belirli bir organizasyonun yardımı olmadan bu mümkün mü?
***
Şöyle netleştireyim...
İnternet Andıcı Davası’nın üç numaralı sanığı olan Bakıcı hakkında 8 Ağustos’ta yakalama kararı çıkarılmış...
Bakıcı, GATA’dan bir haftalık rapor alıp, evinde istirahat etmiş...
‘Yakalama emrine’ rağmen ev istirahatının hemen ardından görevine başlamış ve aynı gün bir aylık izin dilekçesi vererek izne ayrılmış...
Merkez Komutanlığı’nın aramakta olduğu Tümgeneral Bakıcı’dan izin dilekçesinin onaylanmasının ardından haber alınamamış...
Firari Bakıcı, tutuklama emrinden bir ay sonra eşine 12 Eylül’de verdiği vekâletnameyle emeklilik dilekçesini komutanlığa iletmiş...
Ve firarda olmasına rağmen emekliliği onaylanmış...
***
‘Belirli bir organizasyonun yardımı olmadan bu mümkün mü’ diye boş yere sormuyorum...
Çünkü Bakıcı, önce Ankara’dan bir dönem görev yaptığı Şırnak’a gitmiş... Buradan da Gürcistan adına düzenlenen sahte pasaport ile Kuzey Irak’a geçmiş... Kuzey Irak’ın Zaho kentinde 15 gün kalan Bakıcı ardından soluğu İran’da almış...
İran’da da sekiz gün kalan Bakıcı Paşa, buradan Belarus’a gidemeyeceğini anlayınca tekrar Türkiye’ye dönmüş...
Türkiye’de adamları tarafından karşılanan Bakıcı, özel bir otomobille Artvin’in Hopa ilçesine götürülmüş...
Bakıcı, Gürcistan pasaportu ile Hopa’dan Gürcistan’a geçmiş... Burada üç Azeri ile buluşmuş...
Ardından Azeriler, Gürcistan pasaportunu alıp Bakıcı’ya bu kez sahte Belarus pasaportunu vermiş...
Ekip daha sonra Rusya’nın Krasnador kentine geçmiş... Krasnador’da Mustafa Bakıcı ve üç Azeri’yi Belarus’tan gelen Bedrettin Dalan’ın iki adamı karşılamış...
Söz konusu iki kişi Mustafa Bakıcı’yı alarak Dalan’ın saklandığı Belarus’a götürmüş...
İddialara göre Bakıcı ve Dalan, özel korunan bir dağ evinde kalıyormuş...
***
Son zamanlarda ‘değişimi sistemleştirelim, kurumsallaştıralım’ demekten dilim damağım kurudu...
Topyekûn bir demokratikleşme hareketinin ne kadar acil ve elzem olduğunu en iyi Mustafa Bakıcı’nın elini kolunu sallıya sallıya bir yandan firar edip, diğer yanda firardayken emekli olması anlatmakta...
***
Fazlasıyla rehavete kapılmış gibi duranlara soruyu şöyle sorayım; Ergenekon’un farkında mısınız?
Çünkü capcanlı ve dipdiri burnunuzun dibinde duruyor...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.