Ergenekon savcılarına ihbar mektubu
Ergenekon tutuklusu emekli Albay Göktaş'ın devre arkadaşı Z.S.'nin Ergenekon savcılarına gönderdiği ihbar mektubunda korkunç iddialar var.
Mektupta Göktaş'ın infaz edeceği sivilleri uyuşturup helikopterden attığı öne sürüldü...
Ergenekon operasyonunda tutuklanan emekli Albay Levent Göktaş'ın Özel Kuvvetler Komutanlığı emrinde görev yaptığı dönemde infaz ettiği sivilleri Güneydoğu'da operasyon yapılan bölgelere attığı ve çatışmada öldürülmüş gibi rapor tutturduğu öne sürüldü. Tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden Beşiktaş Adliyesi'ne getirilen Göktaş'ın 4 saat boyunca ifade vermesinin perde arkası aralandı. Göktaş hakkında, devre arkadaşı Z.S. adlı bir subaydan Ergenekon savcılarına mektup geldiği ortaya çıktı.
Uyuşturup attılar
Devre arkadaşı Z.S. ihbar mektubunda, Göktaş'ın görevi sırasında karıştığı skandalları gözler önüne serdi. Göktaş'la ilgili en çarpıcı iddia infaz ettiği sivil şahısları nasıl yok ettiğine ilişkin itiraflarda yer aldı. Göktaş ve birlikte çalıştığı bazı pilotların özellikle gizlice ortadan kaldırılan sivil şahısların önce öldürüldüğü ya da uyuşturulduğu daha sonra da Özel Hava Grup Komutanlığı'na ait helikopterler ile çatışmanın yoğun yaşandığı bölgelere havadan attıkları öne sürüldü. Böylece cesetlerin hem tanınmaz hale getirildiği hem de bölgede yapılan operasyonlarda bulunan cesetlerin çatışmada ölü ele geçirilmiş teröristler gibi raporlara yansıtıldığı ifade edildi.
Güçlükonak katliamı
1996'da Silopi ‘de konuşlu Tugayın komutanı Tuğgeneral Nejat Müldür ve o dönem Kurmay Başkanı olarak görev yapan halen Tümgeneral rütbesindeki Ahmet Yavuz'un yaşananlara duyarsız kaldıklarının anlatıldığı ihbar mektubunda öldürülen kişilerin çatışmada ölmüş görüntüsü verildiğinden faili meçhul olaylar listesinde kalmalarının da engellendiği vurgulandı. Z.S'nin Göktaş hakkındaki en çarpıcı iddiası ise Güçlükonak katliamı ile ilgili. 1996'da gerçekleştirilen ve 5'i korucu 11 kişinin ölümüne neden olan olayla ilgili ihbar mektubunda şu ifadeler yer aldı:
"Şırnak bölgesinde bir yolcu minibüsünün taranmasından Levent sorumludur. Bu konuyu daha önce MAK'ta tim komutanı iken adam kaçırarak fidye istemekten tutuklanan ve bu nedenle ordudan atılan Bülent Yılmaz'dan işittim. Gülyazı veya Güçlükonak bölgesindeki bu eylem MAK personeli tarafından yapılarak PKK tarafından yapılmış görüntüsü verilmiştir."
Bingöl'de yaşananlar
Güçlükonak katliamı akıllara 24 Mayıs 1993'te Bingöl'de 33 erin katledilmesini getirdi. PKK'nın ateşkes ilan etmesinden 28 gün sonra gerçekleşen Güçlükonak katliamı gibi, Bingöl'de yaşanan trajedide de PKK af ilan etmiş ve MGK'dan kapsamlı bir affın çıkması için hazırlık yapılıyordu. Her iki olayın ardından af rafa kalkmış çatışmalar kaldığı yerden sürmüştü.
‘FiŞLEMEYi BEKAROĞLU PAŞA iSTEDi'
Devre arkadaşı tarafından gönderilen ihbar mektubundaki iddialarla ilgili olarak Ergenekon Savcılarınca sorgulanan Göktaş'ın çarpıcı itiraflarda bulunduğu öğrenildi. Fişleme iddiasına neden olan çalışmasının ÖKK'da yapılmış bir çalışma olduğunu belirten Göktaş, bu çalışmayı dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Bekaroğlu'nun 'MGK'ya sunulacak. Genelkurmay'ın bilgisi dahilinde' diyerek istediğini anlattı.
Fişlemeyi kabul
Fişleme için belirlenen yerlere timlerin gittiğini belirten Göktaş, gelen sonuçları tek başına topladığını ve bir liste halinde 'Genelkurmay'a iletecek' diye Bekaroğlu'na verdiğini söyleyerek fişleme çalışmalarını kabul etti. JİTEM ile irtibatlı olarak infazlar yapan ve Levent Ersöz ile irtibatlı olan Koçero SALUCİ ile arasında yapılmış olan telefon görüşmelerini de kabul eden Göktaş, ihbar mektubunu yazmış olduğunu tahmin ettiği iki subayın isimlerini de söylediği öğrenildi.
EMEK'LE BİRLİKTE FİŞLEMİŞ
2001 yılında Özel Kuvvetler Komutanlığı'na Nevzat Bekaroğlu'nun getirildiğinin belirtildiği ihbar mektubunda, Bekaroğlu Paşa'nın Levent Göktaş ve Ergenekon'nun başka bir tutuklusu Binbaşı Fikret Emek'e ÖKK'da kritik görevler verdiğini aktardı. Göktaş'ın, adı daha önce Yargıtay eski Başkanı Eraslan Özkaya ile suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı'nın dosyasını görüştüğü iddiasıyla gündeme gelen Kaşif Kozinoğlu'nun yerine getirildiği bilgisi de ihbar mektubunda yer aldı.
Levent Göktaş'ın da yurt içinde çok geniş bağlantılara sahip Fikret Emek'i MAK'a İstihbarat Kısım Amiri yaptığını anlatan ihbarcı subay Z.S., Göktaş ve Emek'in güneyde Adana ve Mersin, merkezde Ankara, kuzeyde İstanbul olarak üç bölgeye böldüğü yerlerde fişleme yaptıklarını iddia etti.
Bilgileri gerçek dışı çıktı
Özel Kuvvetler Komutanı Bekaroğlu'nun kendisine rakip olabilecek generalleri izlettirdiğinin de belirtildiği ihbar mektubunda ÖKK içerisinde özellikle 2003 yılı Alevi ve solcular hakkında bir bilgi bankası oluşturulduğu ve bu personelin çoğunun 2004 yılında atamalarla birlikten gönderildiği anlatıldı.
Göktaş'ın Şam görevi sırasında gönderdiği bilgilerin gerçek dışı çıkması nedeniyle dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Büyükanıt ile arasının açıldığı bu nedenle de ÖKK'dan Eğitim ve Doktrin Komutanlığı'na kaydırıldığı da ihbar mektubunda yer aldı. Generallikten umudunu kesince emekliye ayrılan Göktaş'ın daha sonra bir avukatlık bürosu kurduğu, çok sayıda general ve üst düzey subayla sürekli görüştüğü aktarıldı.
Ergenekon operasyonunda tutuklanan emekli Albay Levent Göktaş'ın Özel Kuvvetler Komutanlığı emrinde görev yaptığı dönemde infaz ettiği sivilleri Güneydoğu'da operasyon yapılan bölgelere attığı ve çatışmada öldürülmüş gibi rapor tutturduğu öne sürüldü. Tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden Beşiktaş Adliyesi'ne getirilen Göktaş'ın 4 saat boyunca ifade vermesinin perde arkası aralandı. Göktaş hakkında, devre arkadaşı Z.S. adlı bir subaydan Ergenekon savcılarına mektup geldiği ortaya çıktı.
Uyuşturup attılar
Devre arkadaşı Z.S. ihbar mektubunda, Göktaş'ın görevi sırasında karıştığı skandalları gözler önüne serdi. Göktaş'la ilgili en çarpıcı iddia infaz ettiği sivil şahısları nasıl yok ettiğine ilişkin itiraflarda yer aldı. Göktaş ve birlikte çalıştığı bazı pilotların özellikle gizlice ortadan kaldırılan sivil şahısların önce öldürüldüğü ya da uyuşturulduğu daha sonra da Özel Hava Grup Komutanlığı'na ait helikopterler ile çatışmanın yoğun yaşandığı bölgelere havadan attıkları öne sürüldü. Böylece cesetlerin hem tanınmaz hale getirildiği hem de bölgede yapılan operasyonlarda bulunan cesetlerin çatışmada ölü ele geçirilmiş teröristler gibi raporlara yansıtıldığı ifade edildi.
Güçlükonak katliamı
1996'da Silopi ‘de konuşlu Tugayın komutanı Tuğgeneral Nejat Müldür ve o dönem Kurmay Başkanı olarak görev yapan halen Tümgeneral rütbesindeki Ahmet Yavuz'un yaşananlara duyarsız kaldıklarının anlatıldığı ihbar mektubunda öldürülen kişilerin çatışmada ölmüş görüntüsü verildiğinden faili meçhul olaylar listesinde kalmalarının da engellendiği vurgulandı. Z.S'nin Göktaş hakkındaki en çarpıcı iddiası ise Güçlükonak katliamı ile ilgili. 1996'da gerçekleştirilen ve 5'i korucu 11 kişinin ölümüne neden olan olayla ilgili ihbar mektubunda şu ifadeler yer aldı:
"Şırnak bölgesinde bir yolcu minibüsünün taranmasından Levent sorumludur. Bu konuyu daha önce MAK'ta tim komutanı iken adam kaçırarak fidye istemekten tutuklanan ve bu nedenle ordudan atılan Bülent Yılmaz'dan işittim. Gülyazı veya Güçlükonak bölgesindeki bu eylem MAK personeli tarafından yapılarak PKK tarafından yapılmış görüntüsü verilmiştir."
Bingöl'de yaşananlar
Güçlükonak katliamı akıllara 24 Mayıs 1993'te Bingöl'de 33 erin katledilmesini getirdi. PKK'nın ateşkes ilan etmesinden 28 gün sonra gerçekleşen Güçlükonak katliamı gibi, Bingöl'de yaşanan trajedide de PKK af ilan etmiş ve MGK'dan kapsamlı bir affın çıkması için hazırlık yapılıyordu. Her iki olayın ardından af rafa kalkmış çatışmalar kaldığı yerden sürmüştü.
‘FiŞLEMEYi BEKAROĞLU PAŞA iSTEDi'
Devre arkadaşı tarafından gönderilen ihbar mektubundaki iddialarla ilgili olarak Ergenekon Savcılarınca sorgulanan Göktaş'ın çarpıcı itiraflarda bulunduğu öğrenildi. Fişleme iddiasına neden olan çalışmasının ÖKK'da yapılmış bir çalışma olduğunu belirten Göktaş, bu çalışmayı dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Bekaroğlu'nun 'MGK'ya sunulacak. Genelkurmay'ın bilgisi dahilinde' diyerek istediğini anlattı.
Fişlemeyi kabul
Fişleme için belirlenen yerlere timlerin gittiğini belirten Göktaş, gelen sonuçları tek başına topladığını ve bir liste halinde 'Genelkurmay'a iletecek' diye Bekaroğlu'na verdiğini söyleyerek fişleme çalışmalarını kabul etti. JİTEM ile irtibatlı olarak infazlar yapan ve Levent Ersöz ile irtibatlı olan Koçero SALUCİ ile arasında yapılmış olan telefon görüşmelerini de kabul eden Göktaş, ihbar mektubunu yazmış olduğunu tahmin ettiği iki subayın isimlerini de söylediği öğrenildi.
EMEK'LE BİRLİKTE FİŞLEMİŞ
2001 yılında Özel Kuvvetler Komutanlığı'na Nevzat Bekaroğlu'nun getirildiğinin belirtildiği ihbar mektubunda, Bekaroğlu Paşa'nın Levent Göktaş ve Ergenekon'nun başka bir tutuklusu Binbaşı Fikret Emek'e ÖKK'da kritik görevler verdiğini aktardı. Göktaş'ın, adı daha önce Yargıtay eski Başkanı Eraslan Özkaya ile suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı'nın dosyasını görüştüğü iddiasıyla gündeme gelen Kaşif Kozinoğlu'nun yerine getirildiği bilgisi de ihbar mektubunda yer aldı.
Levent Göktaş'ın da yurt içinde çok geniş bağlantılara sahip Fikret Emek'i MAK'a İstihbarat Kısım Amiri yaptığını anlatan ihbarcı subay Z.S., Göktaş ve Emek'in güneyde Adana ve Mersin, merkezde Ankara, kuzeyde İstanbul olarak üç bölgeye böldüğü yerlerde fişleme yaptıklarını iddia etti.
Bilgileri gerçek dışı çıktı
Özel Kuvvetler Komutanı Bekaroğlu'nun kendisine rakip olabilecek generalleri izlettirdiğinin de belirtildiği ihbar mektubunda ÖKK içerisinde özellikle 2003 yılı Alevi ve solcular hakkında bir bilgi bankası oluşturulduğu ve bu personelin çoğunun 2004 yılında atamalarla birlikten gönderildiği anlatıldı.
Göktaş'ın Şam görevi sırasında gönderdiği bilgilerin gerçek dışı çıkması nedeniyle dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Büyükanıt ile arasının açıldığı bu nedenle de ÖKK'dan Eğitim ve Doktrin Komutanlığı'na kaydırıldığı da ihbar mektubunda yer aldı. Generallikten umudunu kesince emekliye ayrılan Göktaş'ın daha sonra bir avukatlık bürosu kurduğu, çok sayıda general ve üst düzey subayla sürekli görüştüğü aktarıldı.
Kaynak: