Ergenekon davasının hızı kesildi
Sanık savunmalarının alınamaması nedeniyle Ergenekon ana davasının hızı kesildi.
Sanıklardan İlhan Selçuk ile Salih Kurter'in sağlık sorunları, Fuat Turgut'un mazereti, Saipir Debzlevitzi'nin ise yakalanamadığı için duruşmalara katılmadığı belirtildi. Ana davayla birleştirilen Danıştay davası tutuklu sanıklarının savunmaları ise, baro tarafından görevlendirilen avukatların duruşmalara katılmaması nedeniyle alınamıyor.
Türk hukuk tarihinde en önemli davaların başında yer alan Ergenekon ana davası, sanık savunmalarının alınamaması yüzünden adeta çıkmaza girdi. Ergenekon örgütünün kurucu ve yöneticisi olduğu ileri sürülen sanık İlhan Selçuk, rahatsızlığı nedeniyle yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınmış ve bu yüzden ifadesinin alınmasına, sağlık durumu nedeniyle ara verilmişti. Yoğun bakım ünitesinden çıkan İlhan Selçuk'un halen hastanede tedavisinin devam ettiği belirtildi.
Tutuksuz sanıklardan, hakkında arama kararı olan Saipir Debzlevizti ise aylardır bulunamadığı için savunması alınamayan diğer sanık. Ergenekon davasıyla birleştirilen Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesi binasına ait bahçeye el bombası atılmasına ilişkin dava sanıklarının savunmaları da avukatlarının duruşmalara katılmaması nedeniyle alınamıyor. Avukat tutacak maddi imkanları olmadığını belirten tutuklu sanıklar Tekin Irşi, İsmail Sağır ve Erhan Timuroğlu için kendilerine İstanbul Barosu tarafından avukat görevlendirilmesi istenmişti. Görevlendirildikten sonra birkaç duruşmaya katılan Avukat İsmail Yanar, 22 Mart 2010 tarihli duruşmaya kadar mazeret bildirerek katılamayacağını bildirir bir dilekçe göndermişti. Bunun üzerine Danıştay davasının tutuksuz sanıklarının savunması alınmış ancak, Avukat Yanar belirttiği tarihte de mazeretsiz olarak duruşmaya katılmamıştı. Bunun üzerine Mahkeme heyeti de İstanbul Barosu'na tekrar yazı yazarak başka bir avukat görevlendirilmesini istemişti. Baro da Avukat Mithat Gökçeli'yi görevlendirmişti. Usulde iki hafta Ergenekon ana davası, iki hafta da Birleştirilen Ergenekon davasını dönüşümlü olarak yürüten mahkeme heyeti, ana davayı bir hafta gördükten sonra diğer davanın görülecek olmasını da dikkate alarak duruşmayı 3 hafta sonraya yani bugün saat 09.00'a ertelemişti. Ancak baro tarafından tayin edilen diğer Avukat Mithat Gökçeli'nin de mazeret dilekçesi göndererek duruşmaya katılmadığı ve Balıkesir'de olduğu öğrenildi.
Bu olumsuzlukların ardından İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yürütülen Ergenekon ana davası saat 13.05'te başladı. Tutuklu sanıklardan Erkut Ersoy, Selim Akkurt ve Hüseyin Görüm, duruşmaya katılmadı. Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin ve Avukat Kemal Kerinçsiz'in de aralarında bulunduğu 21 tutuklu sanık ile tutuksuz sanıklardan gazeteci Güler Kömürcü Öztürk, duruşmada hazır bulundu.
Sanık, avukat yoklamasının ardından Avukat Ramazan Işıklar, diğer sanık avukatlarının ricası üzerine uygun görülürse sanık Tekin Irşi'yi temsilen duruşmaya katılabileceğini söyledi. Avukat Işıklar, "Ben daha önce Hayrettin Ertekin'in avukatı olarak da duruşmalara katılmıştım. Şimdi de yargı sürecinin kesintiye uğramaması için duruşmaya katıldım. Bir menfaat çatışması olacağını da sanmıyorum." dedi. Daha sonra sanık Hayrettin Ertekin söz alarak, "Benim bu durumdan haberim yok. Ramazan Işıklar, daha önceden benim avukatlığımı yürütmüştü. Ben de menfaat çatışması olacağını düşünmüyorum. Çünkü bu sanığı tanımıyorum. Eğer lüzum görülürse bu konuda muvaffakat da verebilirim." ifadelerini kullandı.
Bu diyalogun ardından mahkeme heyetine başkanlık yapan hakim Hasan Hüseyin Özese, sanık Tekin Irşi'ye Ramazan Işıklar'ı avukat olarak kabul edip, savunmasını yapıp yapmayacağını sordu. Işıklar'ın avukatlığını kabul ettiğini ve savunma yapacağını belirtmesi üzerine sanık Tekin Irşi, savunmasını yapması için sanık kürsüsüne çağrıldı. Savunması oldukça kısa süren Irşi, Danıştay sanıklarının adeta buluşma noktası olarak kullandıkları Coco Bar'da oturdukları sırada Osman Yıldırım'ın içeri girerek, "Cumhuriyet gazetesine bomba atacağız." dediğini öne sürdü. Daha sonra gidip bombalama olayını gerçekleştirdiklerini belirten Irşi, "Bunun dinle bir ilgisi yok, menfaate dayalı bir işti. Ancak Osman Yıldırım, bu işi verenlerin türban meselesi olduğunu söyledi." şeklinde konuştu. Savunmasının ardından Irşi'nin soruşturma aşamasında poliste, savcılıkta ve mahkemede verdiği ifadelerin okunmasına başlandı.