Erdoğan İsrail'e mesaj gönderdi

Erdoğan İsrail'e mesaj gönderdi

Fas'a giden Başbakan Erdoğan, Suriye ile ilgili konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Komşumuz Suriye halkının demokratik rejime geçme yönünde verdiği mücadeleye kuvvetli desteğimizi, gerek ikili planda gerek  uluslararası düzeyde sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Suriye'de şiddetin bir an önce durması ve halkın meşru taleplerinin karşılanması konusunda destek vermek, uluslararası toplumun en başta gelen görevidir, sorumluluğudur" dedi.
 
Erdoğan, Cezayir Milli Halk Meclisi'ne hitabında, Türkiye'nin ihracatının 2002’den bu yana dört kattan fazla artış göstererek, geçen yıl 152 milyar dolara ulaştığını bildirdi. 
 
Türkiye'nin toplam dış ticaret hacminin de 400 milyar dolara yaklaştığını belirten Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
 
"Bu rakamlara ulaşılmasında, bölgemiz başta olmak üzere, tüm dünya ülkeleriyle dostluk ve karşılıklı fayda esasına dayalı olarak kurduğumuz politikalar etkili oldu. Önemli işbirliği ortaklarımızla tesis ettiğimiz Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi mekanizmalarıyla bu ülkelerle diyaloğumuzu kurumsal çerçeveye oturtmayı sürdürüyoruz. Dışişleri Bakanlıklarımızın sekreteryasında, icracı bakanlıklar olarak karşılıklı çalışmalar yapılmakta ve her yıl bir kez bir ülkede diğer sefer diğer ülkede olmak üzere adeta bakanlar kurulunu topluyoruz ve bir yıl içinde ne yaptık, önümüzdeki yıl ne yapacağız, bunların değerlendirmesini yapıyoruz. Şu anda 10’u aşkın mekanizma işler durumdadır. Elde ettiğimiz bu başarıda, özel sektörün girişim gücünü sınırlayan engelleri kaldıran, potansiyelini kullanmasının önünü açan yapısal reformların da şüphesiz ki önemli payı var."
 
Bugün Türk sermayesinin 3 bin 500’e yakın firmayla 100'ün üzerinde ülkede faaliyet gösterdiğini ifade eden Erdoğan, bu firmaların 100 binlerce kişiye de istihdam sağladığını vurguladı.
 
"İş adamlarımızın yurt dışındaki doğrudan yatırımları 25 milyar doları buldu" diyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
 
"Bu olumlu gelişmeler elbette yabancı yatırımcıların da dikkatini çekiyor. 2010 yılında 9 milyar dolar olan ülkemize gelen yabancı sermaye, 2012’de 16 milyar doları aştı. Ülkemizde faaliyet gösteren uluslararası sermayeli şirket sayısı da 30 bine ulaştı. Burada, sizlerin huzurunda Cezayir halkına, Cezayirli iş adamlarına bir çağrıda bulunmak istiyorum: Karşılıklı temaslarımızı, ziyaretlerimizi, işbirliğimizi yoğunlaştıralım. Biz bunun için üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Siz bizim kardeşlerimizsiniz. Dostluktan öte bir dayanışmamız var. Bu çerçevede bir şey daha söylemek istiyorum: Bizler aramızda artık vizeleri de kaldırmamız lazım. Biz bunun da görüşülmesini istiyoruz. Şu anda Türkiye olarak bizim 70 ülkeyle vizeler kalkmış durumda. Peki Cezayir'le niye kalkmasın? Yani Cezayirli kardeşim, elini kolunu sallaya sallaya Türkiye'ye girmeli, Türkiye'den benim vatandaşım Cezayir'e elini kolunu sallayarak girmeli. Bunu yaptığımız zaman turizm noktasında da ne olacaktır, ciddi bir patlama olacaktır. Kalplerimizin arasında nasıl hiçbir engel yoksa aynı şekilde sınırlarımızdaki engelleri de kaldırmalıyız."
 
Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da tarihi dönüşümlere şahitlik ettiklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, "Tunus, Mısır ve Libya'da, anayasal demokratik sisteme geçiş yolunda önemli ilerlemeler kaydediliyor. Tabii ki zorluklar var ama ben inanıyorum ki buraların halkı bu işi aşacaktır" değerlendirmesini yaptı. Barış içinde kalkınmanın en iyi yolunun demokrasi olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, dönüşüm sürecinde ortaya çıkan sorunların, milli birlik ve dayanışma yoluyla uluslararası toplumla işbirliği içinde aşılacağına inandığını da bildirdi.  
 
-"Tüm dünyanın İsrail’i bu yönde bir tercih ortaya koyması yönünde zorlaması gerekiyor"-
 
Türkiye olarak, Filistin’de sürdürülebilir ve adil bir çözüme ulaşılmasını hedefleyen her türlü uluslararası girişimi de desteklediklerine  vurgu yapan Başbakan Erdoğan, "İsrail, bölgede istikrar ve güvenliğin ancak adil ve kapsamlı bir barışla tesis edilebileceğini artık idrak etmelidir. Barış sürecinin ileriye taşınabilmesi için bölgenin ve tüm dünyanın İsrail’i bu yönde bir tercih ortaya koyması yönünde zorlaması gerekiyor" görüşünü belirtti.
 
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Komşumuz Suriye halkının da demokratik rejime geçme yönünde verdiği mücadeleye kuvvetli desteğimizi, gerek ikili planda gerek  uluslararası düzeyde sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Suriye'de şiddetin bir an önce durması ve halkın meşru taleplerinin karşılanması konusunda destek vermek uluslararası toplumun en başta gelen görevidir, sorumluluğudur. Şu anda bizde 300 bin Suriyeli kardeşimiz var. Bunların 200 bini çadır şehirlerde yaşıyor. 20 bin civarı konteyner kentlerde yaşıyor. 80 bini de sınır illerindeki evlerde kirada yaşıyorlar. Düşünebiyor musunuz, 100 bin insan burada öldürülmüş vaziyette. 100 bin insan... Ve şu anda babasını aştı. Hama Humus'ta baba katliam yaptı, burda da aynen oğlu, şimdi bu katliamı fazlasıyla yapıyor. Bu iş affedilir bir olay değil. Tabii ki bunun bedelini er veya geç ödeyecektir. Mazlumun ahı yerde kalmaz. Bu muhakkak ödenecektir. Ben, Cezayir’i bu haklı davada yanımızda görmek, bundan dolayı da özellikle tabii bu yanımızda beraber verdiği mücadele bizleri mutlu etmektedir. Aynı şekilde, Cezayir’in komşusu Mali’nin egemenliğinin, toprak bütünlüğünün ve siyasi istikrarının korunması da Türkiye'nin Mali politikasının temel hareket noktasını oluşturmaktadır. Afrika kıtasının stratejik ortağı Türkiye olarak, Afrika'nın sorunlarının Afrikalılar tarafından çözümlenmesi gerektiğine inanıyoruz."
 
Başbakan Erdoğan, 14 yıl önce başlattıkları Afrika'ya açılım politikası doğrultusunda son 3 yıl içinde kıtada 23 yeni büyükelçilik açtıklarını bildirerek, "5 yıl önce Afrika’da sadece 12 büyükelçiliğimiz vardı, şimdi bu rakam 35’e çıktı" bilgisini verdi.
 
Erdoğan, şunları kaydetti:
 
"THY, Afrika'da pek çok noktaya uçuyor, bu ülkeleri dış dünyaya şu anda açmak suretiyle THY, Türkiye'deki vatandaşlarımızı veyahutta transit bizden gelip geçenleri, dünyanın değişik ülkelerine taşıyor. Çok yönlü dinamik dış politikasıyla, özellikle Türkiye-Cezayir arasında THY, sadece İstanbul-Cezayir, Cezayir-İstanbul değil, şimdi Cezayir'in farklı şehirlerine de uçuşlar yapalım istiyoruz. Şu anda İstanbul-Cezayir günde bir sefer, istiyoruz ki bu 3'e çıksın. Aynı şekilde Oran'a, aynı şekilde Constantine. Buralara da uçuşlar yapılsın istiyoruz. Bunun da şu anda adımları atılıyor, temenni ederim ki bugün Sayın Başbakanla da bunları konuştuk. Heyetler arası görüşmede de bunları konuştuk, temenni ederim ki suratle bunun kararını veririz ve bu iller arasında da bu tür uçuşlar sağlanmış olur. Türkiye çok yönlü dinamik dış politikasıyla bölgesi başta olmak üzere, tüm dünyada barış, istikrar ve refahın kalıcı olmasını hedefliyor. Türkiye ile Cezayir arasındaki kardeşliğin her alanda daha da artmasını diliyorum.  İlişkilerimizin bölgesel ve küresel siyasete, halklarımızın refahına katkı yapacağına inanıyorum."
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Önemli kriz noktalarına yakın coğrafyada bulunan Türkiye, dünya istikrarı ve barışı için çaba gösteren her devletle ilişkilerini geliştiriyor " dedi.
 
Erdoğan, Cezayir Milli Halk Meclisi Genel Kuruluna hitabında, Cezayir halkının temsilcileriyle bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu belirtti.
 
Cezayir'i 2006'da ziyaret ettiğini, anımsatan Erdoğan, ''Bu ikinci ziyaretimde o tarihten bu yana Cezayir'in gelişme ve kalkınma yolunda önemli ilerlemeler kaydettiğini görüyorum, bu ilerlemenin her alanda ve istikrarlı şekilde süreceğine inanıyorum" diye konuştu.
 
Cezayir halkıyla kardeşliğin, temenninin ötesinde, sağlam temellere dayandığını dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
 
"Tarihimizin en ihtişamlı dönemlerini biirlikte inşa ettik, birlikte yaşadık. Barbaros Hayrettin Paşa'yla başlayan birlikteliğimiz 300 yıl, barış ve adalet içerisinde devam etti. Yıllarca birbirimizden ayrı kaldığımız dönemde de halklarımız her zaman kendilerini birbirlerine yakın hissetmiştir. Biz Cezayir'le olan ortak tarihimizden gurur duyuyoruz, aynı gururu Cezayir halkının da duyduğunu büyük bir mutlulukla görüyorum. 
 
Osmanlı döneminden sonra Cezayir halkının işgal kuvvetlerine karşı başlattığı mücadelede, kardeşlerimizin yanında yer aldık. Emir Abdülkadir'le birlikte işgal kuvvetlerine direnenler arasında Türkler de bulunuyordu. Biz 1. Dünya Savaşı'nda mecburi olarak Fıransız ordusunun saflarında yer alan Cezayirli kardeşlerimizden gördüğümüz alicenaplığı çok iyi hatırlıyoruz. Aynı şekilde 1920 yılında sonradan kahraman sıfatını almış bulunan Maraş şehrimizin işgali sırasında Fransız ordusunda yer alan Cezayirlilerin işgale karşı kıyam eden kardeşlerine katıldığını da asla unutmadık. Tarihte örneğine çok az rastlanabilecek bu olay hiçbir zaman hafızalarımızdan silinmedi, silinmeyecek."
 
Türklerin de Cezayir'in bağımsızlık mücadelesini, kahramanlık hikayesiyle hatırladığını dile getiren Erdoğan, "Halkımız, Cezayir kardeşlerimizin bağımsızlık savaşını yürekten destekledi" şeklinde konuştu. Cezayir halkının bağımsızlık mücadelesinden sonraki ikinci büyük başarısını 1990'lı yıllarda yaşanan acı olaylardan sonra sağladığı milli birlik ve iç barışla başardığını ifade eden Erdoğan, bunda Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika'nın sergilediği tavrı övdü ve şu andaki hastalığından dolayı kendisine geçmiş olsun dileklerini iletti.
 
-Cezayir'in potansiyeli-
 
Cezayir'in insan kaynakları ve doğal zenginliğiyle büyük bir potansiyeli barındırdığını anlatan Erdoğan, ülkenin bu potansiyelle en kısa zamanda ekonomik alanda, dünyanın ileri ülkeleri arasında yerini alacağına inandığını vurgulayarak, "Kardeşlerimizin bu doğrultuda attıkları sağlam adımları dikkatle ve memnuniyetle izliyoruz" ifadesini kullandı.
 
Bölgede ve dünyada kritik gelişmelerin meydana geldiği bir dönemden geçildiğine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
 
"Bu ortamda, önemli kriz noktalarına yakın coğrafyada bulunan Türkiye, dünya istikrarı ve barışı için çaba gösteren her devletle ilişkilerini geliştiriyor. Aynı şekilde biliyorum ki Cezayir de çevresindeki sıkıntılı ülkelerle şu anda adeta iç içe... Ve Cezayir şu anda aslında bu bölgede, inanıyorum ki ülkelerin başında yer alıyor, bu sıkıntıları yaşayan ülkelerin başında yer alıyor. Siyasi ilişkilerimiz, bu noktada her bakımdan çok daha iyi şekilde ilerliyor. Ekonomik ilişkilerimiz de oldukça sevindirici bir düzeye ulaştı. Cezayir ile dış ticaret hacmimiz 2006 yılındaki son ziyaretimden bu yana, yaklaşık iki kat artarak 5 milyar dolara ulaştı. Ancak gerçek potansiyelimiz bu mu? Veya bu mu olmalı diye sorarsanız ben hayır diyorum. Bir defa bizim bu potansiyeli 10 milyar dolara süratle çıkarmamız lazım. Cezayirle ticaretimizin aradaki engellerin tamamen ortadan kaldırılarak, daha da gelişmesini özellikle istiyorum. Bilhassa yatırımcılarımızın burada güçlü ortaklıklar kurarak, Cezayir ekonomisine katkı sağlamalarını arzu ediyorum."
 
Son dönemde  iki şirketin tekstil alanındaki yatırımını memnuniyet verici bir gelişme olarak gördüğünü dile getiren Erdoğan, özel sektörün Cezayir'deki yatırımlarını teşvik etmeye devam edeceklerini belirtti.
 
Yarın Oran kentinde Türk girişimcinin demir çelik alanındaki 750 milyon dolarlık yatırımının açılışını yapacaklarını bildiren Erdoğan, bundan gurur duyduğunu dile getirdi. 
 
Enerji alanındaki mevcut işbirliğini daha da geliştirmek istediklerini bildiren Erdoğan, Cezayir'den doğalgaz alımına ilişkin sözleşmenin süresinin 10 yıl daha uzatılmasıyla ilgili karşılıklı mutabakattan özellikle memnuniyetini ifade etti.
 
-"Terörizm ve örgütlü suçlar"-
 
Günümüz dünyasının en büyük sorunlarından birinin terörizm ve örgütlü suçlardaki artış olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Türkiye de Cezayir gibi terörden ciddi zararlar, büyük kayıplar vermiş bir ülkedir. Bu vesileyle geçen ocak ayında ülkenizde meydana gelen terör saldırısını bir kez daha kınıyor, terörle mücadelenizde yanınızda olduğumuzu vurgulamak istiyorum. Terörizm ve diğer örgütlü suçların sınıf, bölge ve coğrafya tanımayan tehlikelerine karşı işbirliği mekanizmalarını artırmanın ülkelerimizin yararına olacağına inanıyorum. Savunma sanayi alanında ülkelerimiz arasındaki somut işbirliği imkanlarının daha iyi değerlendirilmesini arzu ediyorum." değerlendirmesini yaptı.
 
Parlamentolar  arasındaki ilişkileri de siyasi, ekonomik ve askeri alandaki ilişkilerin tamamlayıcısı olarak gördüğünü söyleyen Erdoğan, parlamentolar arası ilişkilerin daha sık yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Erdoğan, Türkiye'de bu ilişkilerin güçlendirilerek sürdürülmesi konusunda güçlü bir siyasi iradenin bulunduğuna dikkati çekti.
 
Ekonomik gücün bir ülke için önemine değinen Erdoğan, "Türkiye'nin geçtiğimiz 10 yılda ekonomi alanında kaydettiği gelişme, gerçekten tam bir başarı hikayesi olduğunu ifade etmek istiyorum" dedi.
 



 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.