Erdoğan gayrı ciddi buldu!
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın anayasa değişiklik paketine ilişkin önerisiyle ilgili olarak son sözünü söyledi!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın anayasa değişiklik paketine ilişkin önerisiyle ilgili olarak, ''Yeni gelen teklif bize çok sulandırılmış, gayrı ciddi bir teklif olarak geldi'' dedi. Başbakan Erdoğan, Kanal 24'te katıldığı canlı yayında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
''Anayasa değişikliği paketiyle ilgili muhalefet ile polemik ortaya çıktı son günlerde, özellikle Sayın Baykal'ın önerisi ve Sayın Cumhurbaşkanına bir çağrısı oldu. Nedir son durum?'' sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, ''Önce böyle bir değişikliği niçin gerekli gördük veya böyle bir çalışma alelacele kısa bir zaman içerisinde mi başladı? Buna bu tür gerekçe getirme gayreti içinde olanlar var'' dedi.
Bu çalışmanın aslında 2007'de, ağırlıklı olarak akademisyenler tarafından başlatıldığını anlatan Erdoğan, daha sonra buna hukukçuların ve sivil toplum örgütlerinin de dahil edildiğini kaydetti.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Her şeyden önce Türkiye'de şöyle bir konsensüs oluşmuştu; o da '82 Anayasası kesinlikle değişmelidir.' Bunu kime sorarsanız sorun aldığınız cevap hep bu. 'Bu konsensüs madem var bu çalışmayı yapalım' dedik. Önce, 'Gelin bunu beraber yapalım' dedik. Parlamentoda grubu olan partilere bu çağrıyı yaptık. Fakat bu çağrımıza ana muhalefet lideri ne yazık ki hiç yaklaşmadı. İkinci muhalefet partisi, 'Şu anda artık seçimler yaklaştı, dolasıyla bu süreç içerisinde bu yapılmaz.' dedi. Orada zaten ana muhalefet ile MHP hemen hemen örtüşüyor. O da 'Seçim sonrasına bu işi bırakalım' diyordu.
Üçüncü muhalefet partisi grubu olan, onlar 'Yapılabilir, bazı bu noktada şartlarımız var' diyorlardı. Bizler baktık ki böyle bir çalışmanın içerisine girmeyecekler, çünkü Sayın Köksal Toptan'ın Meclis Başkanı olduğu dönemden de bu noktada deneyimimiz var. Çünkü Sayın Toptan, hepsine yazılı olarak, 'Böyle bir çalışmayı yapalım' diye daveti vardı. Buna zaten ana muhalefetin verdiği olumsuz cevaplar var. O dönemde zaten bu yapılamazdı. Yani böyle bir uzlaşma komisyonunun kurulmasına anayasa yapmak üzere zaten olumlu cevap vermediler. O zaman iş başa düştü, biz bu çalışmayı başlattık.''
Hassasiyetlerinin azami 15 maddelik bir anayasa değişikliği olduğunu belirten Erdoğan, ''Değerlendirmeler sonunda bugün geldiğimiz noktaya önce taslakla geldik'' şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, bu taslağın, ana muhalefet partisine ve diğer muhalefet partilerine götürüldüğünü anımsatarak, ''Çok enteresan burada tabii ana muhalefet partisi daha kendilerine ulaşmadan hemen Anayasa Mahkemesine götürmeyi ifade ettiler'' dedi. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Benim buradaki bütün ifadelerimin muhatabı kesinlikle bu partilerin yöneticileridir, yani tabanları hedef alarak konuşmuyorum. Tamamen yöneticileri hedef alarak konuşuyorum. MHP, 'Biz yeni seçilecek parlamentonun bu işi yapmasını istiyoruz.' Aynı şekilde BDP yine, 'Bizim şartlarımız var' dedi. Biz arkadaşlarımıza dedik ki, 'Gidin, teslim edin. Eğer bize cevaplarını verirlerse biz onlardan da ayrıca istifade ederiz.' Orada yine tabii değişik STK'lardan gelen bazı öneriler oldu. Bu önerilerle beraber çalışmamızı tamamladık, bitirdik, ondan sonra da bu işi Meclis Başkanlığına gönderdik. Bildiğiniz gibi Anayasa Komisyonundan aslında yani ufak tefek bazı şeylerin dışında bana göre başarılı bir çalışmayla, beklenenden hızlı da geçti.''
''Gürültü daha çok dikkat ederseniz yüksek yargıdan geldi. Onların alışılmışın dışında Ankara Adliyesinde yaptıkları toplantı falan, bunlar olacak iş değil'' diyen Erdoğan, ''Yüksek Mahkemenin üyelerinin Ankara Adliyesine gelip bir derneğin daveti üzerine orada toplantı yapmaları şık şeyler değil. Bu çalışmayla birlikte tabii özellikle ana muhalefet liderinin yaklaşım tarzı hiç şık değil'' dedi.
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şuradan şık değil diyorum; 'Öncelikle geçici 15. maddeyi ayırsınlar, onu destekleyelim, ama diğerlerini bu işe karıştırmasınlar' diye başladı süreç. Şimdi Genel Başkan bunu söylerken bize de bir yazı gönderiyorlar. Bu yazı çok daha acayip. Yazıyı da yanımda getirdim. Yazıda ilginç olan şey şu, ilgili kısmı okuyayım: 'Teklifin kamuoyuna yansımasını öncesinde ve sonrasında CHP'nin çekince koyduğu siyasi partilerin uyacakları esaslar ve bağlantılı maddeler ile HSYK ve Anayasa Mahkemesinin yapısı, üyeliği, denetimi, görev ve yetkileri, çalışma ve yargılama usulü ile bağlantılı maddeleriyle ilgili -burası çok önemli- 3 ana konudaki maddelerin teklif paketinde ayrıştırılarak diğer maddelerin anayasa değişikliği teklifi olarak görüşülmesinde yarar bulmaktayız.' (Üç ana konu) dediği aslında 11 maddeyi kapsıyor ve bu 11 madde ayrıca geçici 3 maddeyi de buna ilave ettiğimiz zaman 14 maddeye ulaşıyor.''
Parlamentonun Türkiye'nin en ciddi kurumu olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, milletvekillerinin bu ciddi kurumun mensupları olduğunu ifade etti. Erdoğan, ''Böyle bir ciddi kurumun içerisinde genel başkan farklı, bize gelen yazı farklı. Böyle bir şey olabilir mi?'' diye sordu.
AB üyesi ülkelerde parlamentonun, cumhurbaşkanının, başbakanın atamada bulunmadığı hiçbir ülke bulunmadığını, hepsinin yüksek mahkemelerine senatonun, meclisin, başbakanın, Bakanlar Kurulunun yaptığı atamalar bulunduğunu anlatan Erdoğan, ''Bizde ise diyorlar ki parlamento bu işin içerisine hiç girmeyecek'' dedi.
''Nitekim, HSYK ile ilgili olarak ve Anayasa Mahkemesiyle alakalı olarak dikkat edilirse parlamentoyu yine buna bulaştırmadık'' diye konuşan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bu parlamentonun üyeleri, dünyadaki diğer parlamentolardan farklı mı? Nedir bu durum? Hem 'parlamenter demokrasi diyeceksin, ileri demokrasi' diyeceksin ve ileri demokrasinin uygulandığı ülkelerden bizi farklı kılacak nevi şahsına münhasır bir uygulama yapmak istiyorsun.''
Başbakan Erdoğan, ''Sayın Baykal, Akşam gazetesine vermiş olduğu demeçte sanki, 'sadece 3 maddeye gelin anlaşalım' noktasına dönmüş oldu. Eğer o noktada durursa Pazartesi günü tekrar sizin ABD'ye gittiğiniz günkü noktaya dönüş olur mu?'' sorusuna, şu yanıtı verdi:
''Bir de şu var. O yolculuğa çıktığımız zaman söylediğimiz şey şuydu; Referandum, 'bu üç maddeyle ilgili talep ediyorsa CHP Genel Başkanı diğer maddeleri de destekleme noktasında grup başkan vekillerimiz bir araya gelsinler, Meclis Başkanımızın riyasetinde bunun alt yapısı var mı, yasal zemin müsait ise bunu görüşebiliriz' dedik, ama dikkat ederseniz onlar konuya böyle değil, çok farklı yaklaştılar. Sayın Genel Başkanın daveti ilk önce kime oldu? Cumhurbaşkanına oldu. Konuya farklı yanaştılar. Cumhurbaşkanının bu işle ne alakası var?
Şu anda bu işi görüşecek olan, bunu müzakere edecek olan yer yasama organıdır, parlamentodur. Niçin Meclis Başkanına bu çağrı yapılmıyor da Sayın Cumhurbaşkanımıza yapılıyor. Bu Cumhurbaşkanımızı tamamen mindere çekme çabasıdır.''