Erdoğan: Başörtüsü için 'siyasi simgedir' demek bir cehaletin gereğidir

Erdoğan: Başörtüsü için 'siyasi simgedir' demek bir cehaletin gereğidir

Başbakan Erdoğan'ın, Ekim ayı 'Millete Hizmet Yolu' konuşmasındaki gündeminde 'başörtü' vardı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan"Başı açık olan da başı örtülü olan da bu ülkenin vatandaşıdır, bu cumhuriyetin sahibidir, bu ülke üzerinde eşit hak ve özgürlüklere sahiptir. Birini diğerine tercih etmek, eşitlik ve adalet ilkesine tamamen terstir." dedi. "Başörtüsü için siyasi simge ifadesini kullanmanın bir cehaletin gereğiolduğunu savunan Erdoğan, "Zira bu ülkede Müslümanların inancının gereği olarak inancının gereğini yerine getirenler, kimi imkânlardan mahrum edilmiş, çok ağır mağduriyetler yaşamak zorunda kalmıştır." şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, Ekim ayı 'Millete Hizmet Yolu' konuşmasında Cumhuriyet'in kuruluş sürecine ve ilk Meclis'in açılışına değindi. Erdoğan, "23 Nisan 1920'de, Ankara Ulus'ta, Eski Meclis binası önünde çekilen bu fotoğrafta, Meclis'imizin açılış törenleri esnasında, Gazi Mustafa Kemal ve çevresindekiler, ellerini semaya açmış, dua ediyorlar. Meclisimizin açılış tarihi, Gazi Mustafa Kemal tarafından özellikle bir Cuma gününe denk getirilmişti. Cuma günü, Hacı Bayram Veli Camii'nde Cuma namazı kılınmış, Hatm-i Şerifler, Buhari-i Şerifler okunmuş, hatmedilmiş, Mevlitler okunmuş, ardından, Sancak ve Peygamberimizin Sakal-ı Şerif'i alınarak eski Meclis binasına gidilmişti. Orada da dualar edilmiş, kurbanlar kesilmiş ve Meclis çalışmalarına başlamıştı. Dikkatlerinizi çekiyorum: 23 Nisan 1920'de açılan Meclisimiz, tıpkı Çanakkale Savaşımızda olduğu gibi, Türkiye'nin her bölgesinden, her vilayetinden, her etnik unsurdan, her inançtan temsilcileri ağırlıyordu. Meclisimiz, bütün renkleriyle, bütün zenginlikleriyle, tam bir Türkiye fotoğrafı arz ediyordu. Hiç kimse dışarda bırakılmıyordu. Hiç kimseye ikinci sınıf muamelesi yapılmıyordu. Kimse horlanmıyor, kimse aşağılanmıyordu. Misak-ı Milli sınırları içinde yaşayan herkes o Meclis'te temsil ediliyor, herkesin görüşüne, önerisine, eleştirisine kulak veriliyordu. İşte, Meclisimizin açılışından yaklaşık 3,5 yıl sonra, 29 Ekim 1923'te Cumhuriyetimiz ilan edildi." dedi.

Ancak, 90 yıllık süreç içinde, zaman zaman, kimilerinin öne çıkıp, kendilerini Cumhuriyetin tek sahibi gibi göstermelerinin, Cumhuriyete zarar verdiğini kaydeden Erdoğan, "Kimilerinin, kendilerini Cumhuriyetin yegâne bekçisi gibi görüp, Cumhuriyeti korumak ve kollamak adına müdahaleler yapması, Cumhuriyet ruhumuza, birliğimize en büyük darbeleri vurmuştur. Belli kesimlerin dışlanması, horlanması, aşağılanması, belli kesimlerin hor ve hakir görülmesi, Cumhuriyetimizi özünden, ruhundan uzaklaştırmış, birlik ve kardeşlik bağlarımızı hedef almıştır. Şunu bilmenizi isterim ki, Cumhuriyetimiz, belli bir zümrenin, belli bir çevrenin, elit bir kesimin değil, bu topraklar üzerinde yaşayan istisnasız herkesin eseridir. Cumhuriyetin sahibi, herkestir, Cumhuriyetin sahibi, cumhurdur; istisnasız olarak sizlersiniz. Biz bu Cumhuriyeti hep birlikte kurduk, birlikte yücelttik ve bu Cumhuriyetin eşit sahipleri olarak da geleceğe hep birlikte yürüyeceğiz. Şunu da vurgulamak isterim ki, Cumhuriyet, ancak demokrasi olduğunda anlamlıdır, ancak o zaman Cumhuriyet fazilettir. Zira, tarih boyunca ve bugün, bir çok otoriter rejim kendisine Cumhuriyet adını vermiş, ama demokrasiyle yönetilmediği için özgürlükleri kısıtlamış, halkına zulmetmiştir. Cumhuriyet demokrasiyle güçlüdür. Cumhuriyet, demokrasiyle adildir, özgürlükçüdür, eşitlikçidir, kucaklayıcıdır. Demokrasi, birilerinin yıllardır iddia ettiği gibi, Cumhuriyet'in karşıtı ve hasmı değil, Cumhuriyet'in bütünleyicisi, tamamlayıcısıdır." şeklinde konuştu.

BAŞI AÇIK OLAN DA, BAŞI ÖRTÜLÜ OLAN DA, BU ÜLKENİN VATANDAŞIDIR

Erdoğan, konuşmasında 30 Eylül'de, bir dizi reform paketini açıkladıklarını belirterek Demokratikleşme Paketi'ne de değindi: "Yasalarımızda, mevzuat ve yönetmeliklerde yapacağımız bazı değişikliklerle, özgürlüklerin önünü açacağımızı, temel hakları daha da genişleteceğimizi sizlere taahhüt ettik. Aslında, bu yeni reform paketi, 11 yıllık sürecin bir halkasıdır. 11 yıl içinde buna benzer Nice reform paketleri açıkladık ve bunları uygulamaya geçirdik. Son reform paketi, 11 yıl öncesinde ve 11 yıllık süreçte sizlere vaadini verdiğimiz, programlarımızda, beyannamelerimizde, kongrelerimizde sizlere vadettiğimiz hedeflerden oluşuyor. Tıpkı 11 yıl boyunca yaptığımız reformlar gibi, bu yeni paket de, Türkiye'yi, Cumhuriyetimizi, milletimizi güçlendirmeyi hedefliyor. Yeni Demokratikleşme Paketi, en çok da ekonomimizi, istikrarımızı, huzur ve emniyetimizi daha güçlü kılma hedefini taşıyor. Yıllardır süren bazı anlamsız yasakları, artık anlamı ve önemi kalmamış bazı uygulamaları, toplumun çeşitli kesimlerinde rahatsızlık oluşturan, özgürlükleri kısıtlayan bazı dayatmaları bu reform paketiyle ortadan kaldırıyoruz. Bakınız aziz vatandaşlarım… Başı açık olan da, başı örtülü olan da, bu ülkenin vatandaşıdır, bu cumhuriyetin sahibidir, bu ülke üzerinde eşit hak ve özgürlüklere sahiptir. Birini diğerine tercih etmek, eşitlik ve adalet ilkesine tamamen terstir. Birini makbul vatandaş olarak görüp, diğerini horlamak, en başta vicdana, en başta insani değerlere aykırıdır. Yıllarca, insanımızı, vatandaşımızı, gençlerimizi, öğrencilerimizi, kılık kıyafetlerine göre ayrıştırmak, tasnif etmek, kutuplaştırmak, hiç kimseye yarar sağlamamış, tam tersine ülkemizin birliğine ve kardeşliğine açık şekilde zarar vermiştir." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, şöyle devam etti: "Başörtüsü için siyasi simgedir ifadesini kullanmak bir cehaletin ancak gereğidir. Zira bu ülkede Müslümanların inancının gereği olarak inancının gereğini yerine getirenler, kimi imkânlardan mahrum edilmiş, çok ağır mağduriyetler yaşamak zorunda kalmıştır. İşte biz, demokratikleşme paketimiz kapsamında, bu ayrımcılığa artık son verdik. Hiç kimseye imtiyaz sağlamadık. Kimseyi avantajlı, dezavantajlı konuma getirmedik. Bir tarafı yaparken diğer tarafı yıkmak, terazinin dengesini bir taraf lehine düzeltirken diğer taraf lehine bozmak asla gayemiz olmadı. Biz, sadece Türkiye'nin normalleşmesini sağlıyor, fırsat eşitliğini tesis ediyor, vatandaşlarımız arasına sokulmak istenen ayrımcılığı ortadan kaldırıyoruz. Biz, olması gerekeni yapıyor, insana sadece insan olarak bakmanın gereği neyse, onu yerine getiriyoruz. Kamuda, kılık kıyafetlere bakılarak yapılan ayrımcılığı böylece kaldırdık. Önümüzdeki süreçte, yapacağımız diğer idari ve yasal düzenlemelerle, ayrımcılığı, ötekileştirmeyi, nefreti de önleyecek adımlar atacağız. Başta siyaset zemini olmak üzere, her alanda kardeşliğimizi pekiştirecek düzenlemeleri Türkiye'ye kazandıracağız. Geçmişte, son derece haksız biçimde halkımıza yöneltilen baskıları inşallah tek tek ortadan kaldıracağız. Atacağımız her adımla, Türkiye'nin birliğini ve bütünlüğünü daha da güçlü hale getireceğiz." diye ekledi.

"MARMARAY, 100’ÜNCÜ YIL KUTLAMALARIMIZ ÖNCESİ BİR PROVA OLDU"

Erdoğan konuşmasında Marmaray'a da değindi: "90'ıncı yıldönümünde, Cumhuriyet tarihimizin en önemli açılışlarından birini gerçekleştirerek, milletimize ve ülkemize olduğu kadar, Cumhuriyetimize de çok anlamlı, çok değerli bir hediye sunduk. MARMARAY adını verdiğimiz, İstanbul'un Asya ve Avrupa yakalarını deniz altından tüp geçitlerle birleştiren büyük projemiz tamamlandı ve Salı günü bu dev yatırımın resmi açılışını yaptık. Bu proje, sadece bizim değil, yaklaşık 122 yıldan beridir milletimizin, devletimizin hayaliydi. Biz, 122 yıl öncesinden bugüne ulaşan bir hayali gerçeğe dönüştürdük, sadece İstanbul'a değil, Türkiye'ye, Avrupa ve Asya'ya, hatta tüm insanlığa hizmet verecek bir küresel projeyi hayata geçirdik. Böyle bir hayali, böyle bir projeyi gerçekleştirdiğimiz için, millet olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları olarak gururluyuz. Milletimize, Cumhur ve Cumhuriyet'e böyle bir hizmeti kazandırdığımız için gerçekten bahtiyarız. Tekrar etmeliyim ki, MARMARAY, 100'üncü yıl kutlamalarımız öncesinde sadece bir prova olmuştur. Buna benzer Nice büyük yatırımı tamamlayarak, yenilerine başlayıp bitirerek, 100'üncü kuruluş yıldönümünde, Cumhuriyetimize çok daha büyük bir gururu inşallah yaşatacağız. Ben bu vesileyle, marmaray projesi'nin hayata geçirilmesinde ilk aşamasından bugüne kadar emeği geçen bakan, bakanlık mensubu arkadaşlarımı yüklenici firmaları, huzurlarınızda ayrı ayrı kutluyorum, tebrik ediyorum ve kendilerine şahsım milletim adına şükranlarımı sunuyorum."
 YAZETE.COM

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.