ERDOĞAN BAKANLARI NEDEN DEĞİŞTİRDİĞİNİ AÇIKLADI
Başbakan 24 TV'de gündemdeki konuları değerlendirdi.
Başbakan Erdoğan, 24 Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut Moderatörlüğü'nde ekrana gelen "Sansürsüz Özel"de Mustafa Karaalioglu, Fehmi Koru, Sibel Eraslan ve Beril Dedeoğlu'nun sorularını yanıtladı.
İşte Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
- Kabinede değişimi gerektiren bir durum yakalarsanız değişiklik yaparsınız.
- Kabine’deki revizyon arkadaşlarım için olumsuz bir yaklaşım olarak değerlendirilmemeli. Sağlık Bakanım uzun süre ciddin şekilde çalıştı. Diğer arkadaşlarım da öyle. Ancak bazılarında değişiklik gerektiği için bu adımı attık.
- Milli Eğitim’de yeni bir süreçteyiz. 4+4+4, öğretmenlerin beklentileri, eğitim başkanı olan Nabi Bey’in bu konudaki hassasiyetlerini biliyoruz. Bu yüzden kendisini bu göreve getirdik.
- Kültür ve Turizm de de hızlı atılması gereken adımlar var. Kültür ve Turizm Bakanlığı(nı birleştirme sebebimiz kültür turizmini attırmaktı. Bugün biz İstanbul’da otel yetiştiremiyoruz. Aynı şekilde Antalya’de artık 4 mevsim turist görebilirsiniz.
- Güneydoğu’daki terör belası bölgede sıçrama yapmamızı engelliyor.
- İçişleri Bakanımız aynı şekilde elinden gelen gayreti gösterdi, gösteriyor. Biz bakanların kalıcı değil kalıcı olduğuna inanan partiyiz. Belli bir süreden sonra görev değişimi olacaktır. Bu süreçte birbirimizi kucaklayarak yolumuza devem edeceğiz.
Kabineler göreve başladıktan sonra süreç içerisinde performans düşüklüğü oluyor, toplumla ilişkilerde sıkıntı yaşanabiliyor. Başbakan olarak kabinede bir değşiklik gerektiğini hissediyorsanız bunu yerine getiriyorsunuz.
Sağlık bakanı 10 yıldır elinden geleni yaptı. Ama değişiklik gerektiğini düşündüğümüz için bu adımları attık.
Eğer sadece turizm olarak değerlendirirseniz deniz kum güneş dersiniz ve işte 13 milyonda kalırsınız, ama biz bunu yapmayacağız dedik bazı arkadaşlarımız itiraz etti ancak biz bunu kültürle birleştirdik. Ve 2012 32 milyonla patladık.
İlk defa bekar bir bakanımız oldu. Siz genelde evliliği tavsiye edersiniz?
Bu ona vesile olabilir. İnşallah. İçişleri Bakanımız süreç içinde elinden gelen gayreti gösterdi ama bir değşiklik gerekti. Makamların kalıcı değil geçici olduğuna inanan bir partiyiz. Dayanışma içerisinde yolumuza devam edeceğiz.
Biraz sınırlı tuttunuz, 4 branşta hem de kabine perspektifinde bir değşimin öncüsü mü?
Politika değişimi derken hız kazandırma açısından daha farklı bir performans ortaya koyacağız. Bazı değişimleri yapğmamız şart.
Marmaray'da 3 sene gecikmeliyiz. Ama çok basit bir yerde bürokrasi sizi tıkıyor. Bu bazı yerlerde kurumlar oluyor bazı yerlerde kişiler. Biz kanun hükmünde kararnamede bir değişiklik yaptık ve şimdi önünüzü tıkayamıyor. Hızlıca ilerliyoruz.
İst,klal Caddesi barok mimarisinden geçilmiyor. Ne yapacağız kaldıracak mıyız? Hayır. Orası öyle güzel. Beyoğlu'nu güzelleştirme Derneği Başkanı Vakko'nun sahibi Vitali beye dedim ki, gel bu İstiklal Caddesi'ndeki yapıları orijinaline uygun yenileyelim. Ama Vitali Bey vefat etti, olmadı. Oğlu Cem Bey de tan tersini yaptı.
Ancak biz her şeyi aslına uygun yapacağız ve zenginleştireceğiz. Taksim'e gelenler, yurt dışındaki meydanlar gibi bir meydan olsun.
Bu gibi şeylerin arkasında bu gibi nedenler yatıyor. Diğer bakanlıklarda da böyle sorunlar var. Bazı arkadaşlarımız firene basalım dedi ama biz basmadık basmayacağız. Firene basmak bizi yavaşlatır. Biz yavaşlamadan ilerleyeceğiz.
2023 hedefi, Türkiye 10 yılda 3'e katlanacak, Peki gerçekten bunu öngörüyor musunuz?
Her iktidar kendine bir hedef koyar.
Benim girişimcim Afrika'ya gitti. Oradaki o yokluğun içinde kim var biz varız Türkiye var. Biz şimdi orada kendimize yeni pazarlar oluşturuyoruz. Biz şimdiden o günlerin hazırlığını yapıyoruz, tohumlamasını yapıyoruz ve Tohumları alacağız. Biz sıçrayarak o hedeflere ulaşacağız. Ulaşamazsınız diyenler
Biz inanıyoruz, inanan tekeden süt çıkarır. Biz inanarak bunu başaracağız.
Gaziantep krediye fazla açık bir ülke değil. Bugün yüzde 35 Kürt kardeşlerimizin oturduğu bir il fakat tüm bunlara rağmen 5. organize bitmiş şimdi 6.ve 7. organize sanayiyi tamamlıyorlar. Şu anda Türkiye'nin 1 numaralı fabrika halı üretimi orada. Teröre rağmen bunu yapmış durumdalar. Böyle olursa biz sıçrarız.
İMRALI GÖRÜŞMELERİ
Şu anda bir çözüm sürecinin içerisindeyiz ve biz bu süreç içinde her türlü enstrümanı kullanmaya hazırız. Anamuhalefet partisinin biz bu işi çözmek istiyoruz, İktidar istiemiyor dediler. Bunlar palavra.
Bunlar daha millet nedir ulus nedir bunun tanımını bilmiyorlar. Biz millet tanımını yaptık onu da öğrenemediler tıpkı asabiyet nediri öğrenemedikleri gibi. Ama öğrenecekler zamanla. Ama biz yine de teklifimizi yineliyoruz. Bunun çözüm yeri Meclis'tir.
Bazı BDP'li arkadaşlar beni arıyor. Biz size inanıyoruz. E bana inanıyorsanız sert açıklamalarınıza ara verin. Konuşmalarınızı yumuşatın. Barışı savunan Kürt Başkan konuşmasının sonunda benim Kürt vatandaşımı bombalıyor diyor. Biz teröristi bombalıyoruz. Benim vatandaşımı, askerimi, polisimi tarayanları biz de ininde mağarasında bombalıyoruz. Biz de ülke güvenliğini sağlamak durumundayız.
Dağ kadrosunun dışarı çıkması halinde elimden gelen her şeyi yapmaya hazırız. Bunun garantisini de veriyorum. Elimden gelen her şeyi yaparım. Yeter ki silahlar gömülsün bu ülkede artık refah huzur o bölgede de hakim olsun.
Ana dilde savunma
Ana dilde savunma demeyelim. Kelimelere dikkat edelim. En iyi şekilde kendini nasıl ifade edebiliyorsa öyle etsin. Bu iş resmi dil talebini getirir diyorlar. Geçin bu işleri. Bu ülkenin resmi dili Türkçe. Bitti.
Diyarbakır konuşması yüzünden Ahmet Türk gidemiyor mu?
Hayır, ama mesajı almalısın sen de dikkat edeceksin konuşmana, sen gitmezsin başkası gider.
Şimdi son dönemdeki görüşmelerde olumlu görüşmeler var. Aslında diğer 5 mahkum televizyona sahipti, ben Adalet Bakanıma oraya da bir tv koyun demiştim. Ama koyulmadığını öğrendiğimde Adalet Bakanımı tekrar uyardım onlara vermişsiniz de buraya neden vermediniz. Radyo dinleyeceğine TV dinlesin. Jimlastiğini yapıyor, havasını alıyor. Sayısı az diye şikayetlerde bulunmuş. Şimdi Adalet Bakanım yurt dışında gelince ileteceğim. Tabi bu durum yavru muhalefeti rahatsız edebilir. Kucaklaşma benzetmeleri yapıyor çirkin çirkin. Bahçeli'nin bu benzetmeleri çok çirkin çok eğreti duruyor. Biz bu riski almak durumundayız ve alacağız da.
Yol alıyoruz derken bu biraz aldatıcı olur. Bundan 3 yıl önce sayın Sarkozy ile oturduk sana bir sürprizim var dedi. Dedi ki bu terör örgütünün liderlerinden size teslim edeceğim dedi. Kendisi gitti hala teslim olan yok. Ben o gün kendisinne dedim ki Avrupa Birliği olarak terör örgütü olarak ifade etmenize rağmen herhangi bir teröristi bize iade etmediniz. Ama bu böyle devam etmeyecek. Gün gelicek bumerang gibi gelip sizi vuaracak dedim.
Almanya sırada. Ben bayan Merkel'e kaç kez bu konuyu anlattım. Şu anda bizde yargılamada olan 4 bin küsür dosya var dedi. Tamam 4 bin dosya da tamamlayın şu dosyaları. Bunları bize iade edin.
Ve Paris'e durum bu hale geldi. Almanya'da da durum bu hale gelecek. Ben Almanya'yı rahatsız edecek bir şey yapsam sen beni uyarmayacak mısınız?
Şimdi yüzde 99'u müslüman ülkede islam bizim için en önemli şeydir. Çimento gibi bizi birleştirir.
Bu aralar Akil adamlar diye gruplar çıktı. Niyet hayırlıysa, hayırlısı olsun. Ama niyet çok önemli. Şimdi bana bölücü terör örgütünün liderine ev hapsi dersen ben buna akil adam demem.
Fransa'daki infazlar.. Gerçekten Kürt Gladyosu mu?
Geçmişte böyle bir şey vardı. Ama ben şu anda olduğunu düşünmüyoruz. Biz bunları çökerttik mafya, çete, hepsi cezaevindeler. Geçmişte böyle infazlar yapılıyordu. Bunlarda acıma söz konusu değil.
Kapılar 3 kilit. Tanımadıkları birini içeri almaları mümkün değil. Tabi gelen de hazırlığını yapmış. Dışarıda gösterilere katılmış. Bunlar da öyle sıradan rastgele birisi değil. Geliyor ve kendi hesaplaşmasını yapıyor. Sonra da rahatça gitmek istiyor, ama..
Türkiye AB sürecini unuttu mu, bitti mi o süreç?
Çok açık söyliyeyim, unutmak kaymetmek söz konusu değil, her toplantıda Egemen Bey biz sunumunu yapar. Egemen Bey sürekli Avrupa'da takipte. AB bizi unutmak istiyor, korkuyor unutamıyor.
NATO halkı müslüman bir ülkeyi zamanında almış, ama artık almak istemiyor. AB NATO'nun düştüğü yanlışa ben düşmek istemiyorum diyor. Biz sizinde AGİT'te beraberiz NATO'da beraberiz. Niye AB içinde bu kadar farklı bir yaklaşım içindesiniz.
Onun için geçenlerde ben Putin Bey'e "Alın bizi Shangay 5 'lisine biz de AB'den vazgeçelim" dedim. Shangay 5 lisi daha güçlü, daha iyi.
Şu anda bizim kurduğumuz bazı münasebetler var ve bunların getirisi var. taşlar yerine tam oturmalı. Biz bunları söylerken onlar da gerekli hesaplamaları yapıyor diye düşünüyorum.
"Putin'e bizi Şangay beşlisine alın, AB'yi unuttalım dedim"
Avrupa Birliği süreciyle ilgili soru üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Çok açık samimi söyleyeyim, bizim AB sürecini unutmak kaybetmek diye öyle birşey söz konusu değil. Her bakanlar kurulunda Egemen Bey bize AB ile ilgili sunumunu yapar'' dedi. Başbakan, ''Putin'e bizi Şangay Beşlisi'ne alın, AB'yi unutalım.'' dediğini söyledi.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Başkanlık sistemi konusu, partimizin yönetim sistemi noktasındaki teklifidir. Yani, yürütme noktasında bizim öyle bir teklifimiz var. Siz kabul edersiniz, etmezsiniz ayrı bir konu. Bu müzakere edilsin, tartışılsın'
Eğer Anayasa paketini tek başımıza getirirsek içinde başkanlık sistemi de olacak.
TUTUKLU ASKERLER
- İçeride 400'e yakın emekli muvazzaf subay var. Bunları ağırlıklı kısmı tutuklu ve bu arada da yine mağdur ve ya şüpheli şeklinde çağrılanlar oluyor. Bir de bir ajan meselesi çıktı. Bana göre çok ağır olan örgüt kurmaktan, örgüt elemanı olmaktan. Öyle bir şeyin delilleri kesinse ver hükmünü bitir, ama yoksa yüzlerce subayı hele hele genelkurmay başkanını bu şekilde değerlendirirsen bu yanlıştır. Bu da ordu içinde moral bozukluğuna neden oluyor. Bu yenilir yutulur bir şey değil. İster istemez altta 232 kişi bu şekilde çağrılınca üstte de kuvvet komutanlarımız 'biz mücadele verirken ben bu komutanları nasıl göndereceğim' diyor. Amacım yargıyı yargılamak değil, ama doğru adımlar atmak lazım. Bunların içinde karacısı var, denizcisi var. Terörle mücadele etmek için onlara ihtiyacımız var, ama oralara gönderilecek subayımız kalmadı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.