Erdoğan, AK Parti 7. Olağan Büyük Kongresi'nde konuştu

Erdoğan, AK Parti 7. Olağan Büyük Kongresi'nde konuştu

"Son birkaç gündür piyasalarda yaşanan dalgalanmalar, Türkiye ekonomisinin temellerini, gerçek dinamiklerini, taşıdığı potansiyeli ve yarınını kesinlikle yansıtmıyor"- "Dünyayı kasıp kavuran salgına rağmen geçtiğimiz yıl yüzde 1,8 büyümeyle...

ANKARA (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Son birkaç gündür piyasalarda yaşanan dalgalanmalar, Türkiye ekonomisinin temellerini, gerçek dinamiklerini, taşıdığı potansiyeli ve yarınını kesinlikle yansıtmıyor." dedi.

Erdoğan, partisinin, Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 7. Olağan Büyük Kongresi'nde yaptığı konuşmada, tarımda, 2002 yılında 37 milyar lirayı bulmayan Tarımsal Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın, geçen yıl 333 milyar lirayı geride bıraktığını belirtti.

Tarım ve gıda ürünleri ihracatının 20 milyar lirayı geçtiğini aktaran Erdoğan, çiftçilere bugüne kadar ödenen tarımsal desteklerin toplamının 160 milyar liraya yaklaştığını kaydetti.

Erdoğan, sadece bu yıl yapılacak tarımsal destekleme ödemelerinin tutarının 24 milyar lira olduğunu dile getirerek, "Türkiye'nin, iklim şartları sebebiyle üretimi sınırlı olan birkaç ürün dışında, tarımda dışa bağımlılığı kesinlikle söz konusu değildir. Geçtiğimiz 19 yılda, tarla ve sebze üretimimiz yüzde 20, meyve üretimimiz yüzde 67, süt ve et üretimimiz 2 katına yakın artış göstermiştir." diye konuştu.

Türkiye'de orman varlığını yaklaşık 21 milyon hektardan 23 milyon hektara, 175 olan korunan alan sayısını 616'ya, 16 olan tabiat parkı sayısını ise 250'ye çıkardıklarını belirten Erdoğan, barajların sayısını 276'dan 600 ilaveyle 876'ya, içme suyu tesislerinin sayısını 84'ten 262 ilaveyle 346'ya, sulama tesislerinin sayısını ise 1764'ten 1457 ilaveyle 3 bin 221'e ulaştırdıklarını aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, makroekonomide satın alma gücü paritesine göre milli gelirde Türkiye'yi dünyada 17'nci sıradan 13'üncü sıraya yükselttiklerini söyledi.

"Dünyayı kasıp kavuran salgına rağmen geçtiğimiz yıl yüzde 1,8 büyümeyle, G20 ülkeleri arasında ikinci sırada yer aldık." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Göreve geldiğimizde vergi gelirlerinin yüzde 86'sını bulan faiz ödemelerini, geçtiğimiz yıl yüzde 16'ya gerilettik. Avrupa ülkelerinde yüzde 97'ler, gelişmiş ülkelerde yüzde 130'lar civarında olan borç stokunun milli gelire oranını yüzde 42,6 seviyesinde tutmayı başardık. İhracatımızı 36 milyar dolardan aldık 170 milyar dolar bandına kadar çıkardık. Her ay yeni ihracat rekorları kırarak, bu yolda yürümeyi sürdürüyoruz. Son birkaç gündür piyasalarda yaşanan dalgalanmalar, Türkiye ekonomisinin temellerini, gerçek dinamiklerini, taşıdığı potansiyeli ve yarınını kesinlikle yansıtmıyor. Türk sanayisi, salgın dönemindeki performansıyla direncini ve gücünü bir kez daha ortaya koymuştur. Kamu maliyesi ve finans sektöründeki göstergeler, gelişmiş ve gelişmekte olan pek çok ülkeye göre daha sağlam bir yapıya sahip olduğumuza işaret ediyor."

- "Türkiye'nin gücüne güvenin"

Bir süre önce açıkladıkları ekonomideki reform programının politikalarını ve takvimini dün akşam itibarıyla ilan ettiklerini anımsatan Erdoğan, "Şimdi artık vakit, daha çok çalışma, üretme, gaza basma, hedeflerimize yürüme vaktidir." dedi.

İktisadi temeli olmayan hareketlere karşı ülkesinin yanında yer alarak, güven ve istikrar mesajına sahip çıktıkları için milletin tüm fertlerine teşekkür eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Sadece kendilerini güvende hissetmek amacı ile evlerinde döviz ve altın tutan vatandaşlarıma buradan bir çağrıda bulunuyorum. Bu vatandaşlarımdan, milli servetimiz olan evlerindeki döviz ve altını, çeşitli finans araçlarına yatırarak, ekonomiye ve üretime kazandırmalarını istiyorum. Finans kuruluşları, özellikle de katılım finans şirketleri, bu altın ve dövizler için müşterilerine, onları memnun edecek getiri sağlayabilecek alternatifler sunuyor. İş insanlarımıza da, 30 Haziran'a kadar devam eden Varlık Barışı'ndan yararlanarak, yurt dışındaki kaynaklarını ülkemize getirebileceklerini tekrar hatırlatıyorum. Herhangi bir endişeye gerek yok. Kesinlikle biz, kendilerinin bu noktada garantisiyiz. Ülkemize yatırım yapan uluslararası yatırımcılara ise, Türkiye'nin gücüne ve potansiyeline güvenmeleri çağrısında bulunuyorum. Esasen, bu çağrının somut göstergeleri de vardır. Geçen yıl ülkemizde yeni açılan iş yeri sayısı 103 bine yaklaşırken, kapanan sayısı 16 binin altında kaldı."

Erdoğan, iş yapma kolaylığı endeksinde 2002 yılında 175 ülke arasında 84'üncü sırada olan Türkiye'nin, geçen yıl 190 ülke arasında 33'üncü sıraya yükseldiğine dikkati çekti.

- "Şoka dayanıklılığı ispatladık"

Türkiye'de 2010-2020 arasında kurulan 75 bin 699 uluslararası sermayeli şirketten, toplam sermayesi 39 milyar lirayı bulan 11 binden fazlasının salgına rağmen geçen yıl faaliyete başladığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Şimdi buradan soruyorum, hangi uluslararası yatırımcı geleceğine güvenmediği bir ülkeye gelip şirket kurar ve o ülkenin vatandaşlarıyla iş ortaklığı yapar? Aynı şekilde, ülkemizde dünyanın hemen her devletinden 200 bin uluslararası öğrenci eğitim görüyor. Soruyorum, hangi ana, baba evladını geleceğine güvenmediği, huzurundan ve güvenliğinden emin olmadığı bir ülkeye 4-5 yıllığına eğitime gönderir? Siz, içeride birilerinin 'battık, bittik, yıkıldık, öldük' diye terane tutturduğuna, kendi ülkelerini kötüleme yarışına girdiklerine bakmayın. Bunlar kendi ülkelerinin ve milletinin felaketinden iktidar devşirme hevesinde olan, gözlerini kin ve nefret bürümüş, kifayetsiz muhterislerdir. Türkiye gücünü, ekonomisinin sağlam altyapısından, üretiminden, yetişmiş insan kaynağından, girişimcilerinden, ihracatçılarından, velhasıl reel ekonomisinden alan bir ülkedir. Dinamik iktisadi yapımızla, mali disiplinimizle, serbest piyasaya ekonomisine bağlılığımızla, her türlü şoka dayanıklı olduğumuzu defalarca ispatladık."

Erdoğan, gelecek dönem Türk ekonomisini yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyüterek, çok daha iyi yerlere getireceklerini söyledi.

- "Mevcudiyetimizi artırmaya devam ediyoruz"

Dış politikada, Türkiye'nin elindeki araçları hem güçlendirdiklerini hem de çeşitlendirdiklerini belirten Erdoğan, Türkiye'nin daha önce sınırlı varlığı olduğu Afrika, Asya ve Latin Amerika gibi bölgelere yönelik açılım politikaları uyguladıklarını hatırlattı.

Böylece 2002 yılında 163 olan dış temsilcilik sayısını 251'e yükselttiklerini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Dünyanın en yaygın dış misyon ağına sahip 5 ülkesi arasında yer alıyoruz. Bayrağımızın dalgalanmadığı hiçbir yer bırakmamak hedefiyle dünyanın dört bir köşesinde mevcudiyetimizi artırmaya devam ediyoruz. Ülkemizin milli menfaatlerine saygı gösteren hiçbir ülkeyle çözülemeyecek sorunumuz olmadığına inanıyoruz. Önümüzdeki dönemde dostlarımızın sayısını artırıp husumetleri gidererek bölgemizi bir huzur adasına çevirmekte kararlıyız. Esasen, bugüne kadar attığımız tüm adımlar da aynı amaca matuftur. Suriye'de, tüm dünya mazlumlara sırtını dönerken, biz sınırlarımızı ve kalbimizi açtık. Rejimin zulmü yanında, DEAŞ'tan PKK-YPG'ye kadar pek çok terör örgütünün acıya ve kana buladığı bu kadim topraklara barışı ve istikrarı getirmek için tüm imkanlarımızı kullandık. Sınır ötesi harekatlarımızla milyonlarca masumun rejim veya terör örgütleri tarafından katledilmesinin önüne geçtik. Ülkenin siyasi birliğinin ve toprak bütünlüğünün sağlanması konusunda yürütülen çabalara samimi ve yapıcı destek verdik."

Erdoğan, Suriye gerçek anlamda Suriyelerin yönettiği bir yer haline gelene kadar bu gayretleri sürdüreceklerini, Suriye halkının yanında olmaya devam edeceklerini vurguladı.

- "Tezgahları birer birer bozduk"

Bir başka önemli dış politika açılımının, Libya'daki meşru hükümetle yapılan deniz yetki alanlarına ilişkin anlaşma olduğunu belirten Erdoğan, "Bu anlaşmayla, hem Türkiye'nin hem de Libya halkının Akdeniz'deki doğal kaynaklar üzerinde var olan haklarını garanti altına aldık. Ülkemizi ve Libya'yı, Akdeniz'de dışlamak için kurulan tezgahları birer birer bozduk. Libya'nın meşru hükümetine verdiğimiz destekle, bu ülkeyle ilgili emelleri olan kötü niyetli çevrelerin heveslerini de kursaklarında bıraktık." dedi.

Erdoğan, Türkiye'nin sağladığı destek sayesinde bugün Libya'nın yeniden geleceğine umutla bakabildiğine, demokratik süreçleri yürütebildiğine işaret ederek, gelecek dönemde de Libya halkının yanında yer almayı sürdüreceklerini vurguladı.

Yaklaşık 30 yıl önce, Dağlık Karabağ'ın ve Azerbaycan topraklarının beşte birinin işgaliyle yaşanan katliamların, kardeş Azerbaycan ile Türkiye'nin de yüreğini dağladığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Minsk üçlüsü adı altında bu krizi çözmeyi üstlenenler, 30 yıl boyunca meseleyi daha da karmaşık hale getirmekten başka hiçbir şey yapmadılar. Azerbaycanlı kardeşlerimiz bu süreçte hep, krizin diyalog ve anlaşma yoluyla çözümü yönünde çaba harcadılar. Buna rağmen Ermenistan tarafı saldırılarına ara ara devam etmiş, diyalog kanallarını tıkayan taraf olmuştur. Geçtiğimiz yılın son aylarında Ermenistan ordusu yeniden saldırıya geçince, Türkiye olarak tüm imkanlarımızla Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanında yer aldık. Türkiye'nin desteği ve Azerbaycan ordusunun kahramanlığı sayesinde verilen destansı bir mücadeleyle, hamdolsun bu kirli işgal sona erdi. Türkiye-Azerbaycan kardeşliğini daha da güçlendiren bu sürecin, varılan anlaşmaya uygun şekilde neticelenmesi için takipte kalacağız."

- "Yerli otomobilin fabrika inşası sürüyor"

"ABD'den Rusya'ya, Avrupa Birliği'nden Arap coğrafyasına kadar tüm ülkelerle ilişkileri, Türkiye'nin menfaatleri ve milletimizin beklentileri doğrultusunda şekillendirmeyi sürdüreceğiz." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Afrika, Asya ve Avrupa'nın kalbinde yer alan bir ülke olarak, bizim ne doğuya ne de batıya sırtımızı dönme lüksümüz yoktur. Birbiriyle rekabet, hatta gerilim halinde olan ülkelerle aynı anda dengeli, tutarlı ve uzun vadeli iş birlikleri geliştirmenin kolay olmadığını elbette biliyoruz. Ancak Türkiye, hem coğrafi konumu hem ekonomik çıkarları hem de kuşatıcı dış politika vizyonuyla, bunu başaracak güce ve dirayete sahiptir."

Sanayi ve teknolojide, 2002 yılında Türkiye'de 192 Organize Sanayi Bölgesi varken, bunu 133 ilaveyle 325'e yükselttiklerini aktaran Erdoğan, ayrıca, 22 endüstri bölgesi, 79 teknopark, 1242 Ar-Ge Merkezi, 364 tasarım merkezi kurduklarını dile getirdi.

Erdoğan, Türkiye Uzay Ajansını faaliyete geçirmek ve Milli Uzay Programını kamuoyuyla paylaşmak suretiyle, bu alanda da iddiayı ortaya koyduklarını anımsatarak, "Yerli otomobilimizin fabrikasının inşası sürüyor, inşallah 2022'nin sonunda milletimizin hizmetine sunulacak." dedi

- "Dizi ve filmlerimiz, kültür elçilerimiz haline geldi"

Erdoğan, savunma sanayinde, 2002 yılında sadece 62 savunma projesi yürütülürken, bugün bu sayının 750 olduğuna dikkati çekerek, "Savunma sanayi projelerimizin bütçesi de 5,5 milyar dolardan, ihale sürecindekilerle birlikte 75 milyar dolarlık bir hacme ulaştı. Aynı şekilde savunma ve havacılık ihracatımız da 248 milyon dolardan 3 milyar doların üzerine çıktı." şeklinde konuştu.

Enerjide, toplam kurulu gücü 31 bin 846 megavattan 96 bin 271 megavata yükselttiklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"TANAP ve TürkAkım gibi ülkemizi bölgesel enerji merkezi haline getirecek projeleri tamamladık. Karadeniz'deki Sakarya Havzasında Tuna-1 kuyusunda 405 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfettik. Bu rezervi milletimizin hizmetine sunmak için çalışmalarımız sürüyor. Türkiye'yi nükleer güçle elektrik üreten sayılı ülkelerden biri yapacak Akkuyu Nükleer Santrali'mizin inşası Rusya ile devam ediyor, inşallah ilk reaktör de 2023'te üretim başlıyor."

Kültürde, dünya mirası listesinde olan varlık ve alanların sayısını 9'dan 18'e, kültür merkezlerinin sayısını 42'den 118'e, yurt dışından getirilen eser sayısını ise 2 bin 525'den 4 bin 854'e çıkardıkları bilgisini veren Erdoğan, "Dizi ve filmlerimiz, dünyadaki en önemli kültür elçilerimiz haline geldi. Bugün 152 farklı ülkede 600 milyon kişi Türk dizilerini ve filmlerini izliyor." dedi.

Vakıflar Genel Müdürlüğü kanalıyla restore ettikleri ecdat yadigarı eserlerin toplamının 5 bin 450'ye ulaştığını bildiren Erdoğan, "TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları gibi kurumlarımız vasıtasıyla tüm dünyaya açıldık." diye konuştu.

Türkiye'ye gelen turist sayısı 2002 yılında 13 milyon iken bu rakamı 52 milyona, turizm gelirlerini de 35 milyar dolara kadar çıkardıklarını dile getiren Erdoğan, "Salgın sebebiyle geçtiğimiz yılı 16 milyon turist ve 12,4 milyar dolar turizm geliriyle kapatmış olsak da inşallah önümüzdeki dönemde 75 milyon turist hedefimize doğru ilerlemeyi sürdüreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

(Sürecek)

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.