Enerjide yüzyıllık anlaşma

Enerjide yüzyıllık anlaşma

Enerji jeopolitiğini şekillendirecek olan Nabucco ve Güney Akım Doğal Gaz Hattı projeleri konusunda önemli dengeler ve anlaşmalar yapılıyor.

Rusya, önemli imzaların atılacağı 13 Temmuzdan önce gerçekleştirdiği iki hamle ile Nabucco projesinin temel anlaşmalarına önemli bir darbe vurdu. Türkiye ise Nabucco'nun geleceğindeki belirsizlikleri gördüğü ve Rusya'nın elde ettiği yeni üstünlükleri hesaba katarak Güney Akıma da katılmak istiyor. Batı birbirine alternatif iki temel koridora oynayacak bir şark kurnazlığına nasıl bir tepki vereceği henüz belirsiz.

Ancak kimsenin unutmadığı bir nokta var ki o da boruların döşenmesiyle enerjide yüzyıllık statüko gerçekleşmiş olacak.

KAFKASYA HAMLESİ BAŞARISIZ

Temel amacı Güney enerji koridorunu güvenliğini oluşturmak olan Türkiye ile Batının oynadığı Güney Kafkasya politikaları şimdilik Karabağ sorunundan dolayı başarısız oldu. Batı, Ermenistan'ı kısmen yanına çekmeye çalışsa da Azerbaycan'ı ciddi anlamda küstürerek yeniden Rusya'nın kucağına itti. Rusya yaşanan gelişmeleri yakından izledi ve zamanında attığı adımlarla Ermenistan'ın iplerini ellerinde tutmayı ve Azerbaycan'ı yeniden kontrol etmeyi başardı.

Geçtiğimiz gün Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev'in Bakü' ye yaptığı ziyarette Enerji konusunda bir dizi anlaşmalar imzalayarak Nabucco'yu boşa çıkaracak önemli bir hamle yaptı. Gazprom'un Azeri petrol ve gaz şirketi GNKAR ile yaptığı anlaşma uyarınca Rusya Azerbaycan'dan yılda 500 milyon metreküp doğal gaz almaya başlayacak. Gazprom Başkanı Miller, miktarın aşamalı olarak artacağını, anlaşma uyarınca gelecekte diğer ülkelerin aynı fiyatı vermesi durumunda Rusya'nın öncelikli olacağını açıkladı. Rusya bu hamle ile Şahdeniz 2'den çıkacak gazın önemli bir kısmını ele geçirerek Nabucco'ya umut olan bir kaynağı daha ele geçirdi.

NABUCCO İMKANSIZ AMA KAÇINILMIZ

Avrasya jeopolitiğine göre Nabucco gerçekleşmesi imkânsız gibi görünen ama yapılması kaçınılmaz olan; geleceği son derece belirsiz bir enerji koridoru olarak duruyor. Bu projenin imkânsızlığının en büyük sebebi Rusya'nın Hazarı kontrolde tutmak için statüsünde bıraktığı belirsizlikler. Rusya, Sovyetlerin yıkılmasından sonra Hazar için yapılan anlaşmalarda istediği zaman tartışmalar yaratacak belirsizlikler bırakmış durumdu. Bu yüzden de (İran'ın dışında) herhangi bir ülkenin Hazar enerji kaynağından Batıya doğru bir hat açması imkânsız gibi. Böyle bir durumda Rusya'nın bu anlaşmaları gerekçe yaparak savaşa girmesi bile mümkün.

Örneğin bu konuda potansiyel risk taşıyan Azerbaycan gündeme geldiğinde Rusya hemen "tarihte Azerbaycan diye bir ülke yok" diyerek yumuşak söylemli keskin tutum gündeme getiriyor. Türkmenistan için gündeme geldiğinde "kaynaklarının potansiyeli belirsizdir diyerek" bu ülkenin hazar kıyılarını tartışmaya açacaklarını ima ediyor. İran konusundaki politikasını ise bu seçimlerde Ahmedinecad'a verdiği destekle zaten ortaya koydu. Rusya, İran'ın batıya karşı muhalif duruşuna tam destek verdiğini ve onun bu tavrını sürdürmesi halinde batıya karşı koruyacağını gösterdi. Yani Rusya Orta Asya enerji kaynaklarının Nabucco'ya akmamasını engelleyecek kapsamlı bir strateji oluşturmuş durumda.

Ancak bu enerji hattının gerçekleşmesi Batılılar için kaçınılmaz. Çünkü artık tüm sanayisi ve hane sistemlerini doğal gaz enerjisine bağlamış bir Avrupa'nın bu kadar Rusya'ya bağımlı hal alması aynı zamanda büyük bir risk anlamına da geliyor. Bu yüzdende ABD ve NATO enerji güvenliğinin kendi stratejik hedefleri arasında yer aldığını sık sık hatırlatmaya başladı. ABD, Avrupa'nın bu kadar Rusya'ya bağımlı hale gelmesini Atlantik ittifakının geleceği açısından son derece riskli buluyor. Bütün bunlardan dolayı Nabucco oksitlense bile döşenecektir. Bu hattın varlığı her zaman fikir değiştirmeye elverişli Orta Asya ülkeleri için bir alternatif olarak korunacaktır. Bu hattın olması Rusya'nın hiç kimseyi dikkate almadan politik gerekçelerle vanalar ve etiketler üzerinde istediği oyunları oynamasını engellemenin tek yolu.

Avrupa ve Türkiye bütün bunlardan dolayı 3 Temmuzda Nabucco konsorsiyumu üyesi ülkeler olan Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Avusturya ve Almanya'nın devlet ve hükümet başkanlarına davet yapıldı.

TÜRKİYE İKİLİ OYNUYOR

Bu davetlerden hemen sonra Türkiye iki bakanıyla birlikte Moskova'da önemli görüşmeler yaptı. Bu görüşmeler Rusya tarafından yapılan davetlerle gerçekleşti. Ancak Türkiye de bu konuda ciddi pazarlıklar yürütüyor. Ankara daha baştan hem enerji koridoru olmak hem de kaynak sağlamak için hem Rusya hem de batıyla ikili oyunlar oynadı. Ancak Nabucco konusunu hem aşırı ticari kar anlayışına hem de Avrupa Birliği katılım sürecine bağladığı için belli rahatsızlıklara yol açmış durumda. Türkiye'nin enerji politikaları konusunda rahatsızlıklara yol açtığı tek nokta bu değil; aynı zamanda Rusya'nın Nabucco'ya Alternatif olarak Karadeniz'in altında geçireceği Güney Akım projesi konusundaki tutumları da Avrupa tarafından kaygıyla izleniyor. Çünkü Türkiye alternatif de olsa geleceği belirsiz bir hatla yetinmek istemediği gibi kendi kıyısından hatta karasularından da geçeceği tahmin edilen bir enerji koridoruna kayıtsız kalmak istemiyor. Bunun içinde altan alta Rusya ile de görüşmeler ve pazarlıkları sürdürüyor.

Bunun için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Mayıs ayında görüşmesinin ardından iki Türk bakan aynı anda Moskova'ya geldi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Rusya yetkilileri ile yaptıkları görüşmelerde bu konular ele alındı. Rusya'nın üst düzey yetkilileri Türkiye'yi Güney Akıma projesine katılmak için davet ettiklerini açıkladı. Rusya, bu davet ve hamlelerle 13 Temmuzda imzalanacak olan Nabucco'ya karşı hamlelerini de ortaya koyarken Türkiye de her iki ipte de oynama hevesini koruyor.