Ekşi'nin istifası yetmez
Başbakan Yardımcı Bülent Arınç, Oktay Ekşi'nin istifası için 'Hürriyet'ten istifası yetmez, Basın Konseyi'nden de istifa etmeli' dedi.
Başbakan Yardımcı Bülent Arınç, Hürriyet başyazarı Oktay Ekşi'nin hükümet aleyhinde hakaret dolu bir yazı kaleme almasından sonra istifası için 'Hürriyet'ten istifası yetmez, Basın Konseyi'nden de istifa etmeli' dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Hürriyet gazetesi başyazarı Oktay Ekşi'nin istifasını değerlendirdi. Arınç, "Bu istifa yeterli değil, çünkü yıllardan beri Sayın Ekşi, Basın Konseyi'nin ve Ahlak Konseyi'nin de başkanlığını yapıyor. Ben doğrusu önce oradan istifa etmesini bekliyorum." dedi.
Arınç, İncek Ahmet Ulusoy Anadolu ve Fen Lisesi'nde düzenlenen Atlantik Mezunları Derneği'nin açılış törenine katıldı. Arınç, açılışın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, "Oktay Ekşi, gazeteden istifa etti" sözleri üzerine Arınç, "daha zor bir soru beklediğini" belirterek, Ekşi'nin istifasını yeni duyduğunu söyledi.
Ekşi'nin istifasını "kendi takdiri" olarak niteleyen Arınç, "Gazeteyle aralarında herhangi bir ilişki olduysa bunu da bilmiyorum. Ancak son yazısından haberdarım. Bu yazı fevkalade çirkin bir yazıydı. Sayın Başbakanımız da sanıyorum resepsiyon sırasında gazetecilere bu yazıyı bu şekilde yazmanın ne kadar çirkin olduğunu ifade etmişti. Kendisi bugünkü yazısında özür dileyen yanlış yaptığını ifade eden bazı beyanlar kullandı. Ama bu doğrusu üzerinden hemen geçilebilecek ve hemen unutabilecek bir olay değil." yorumunu yaptı.
Arınç, ''Bu istifa yeterli değil, Sayın Ekşi Basın Konseyi ve Ahlak Konseyi'nin de başkanlığını yapıyor. Ben önce oradan istifa etmesini bekliyorum. Sanırım başyazarlıktan istifa etti. Sayın Ekşi'nin, Basın Konseyi başkanlığından istifa etmesini daha uygun buluyorum, şık olan budur." dedi.
-----------------------------------------
RESEPSİYON ELEŞTİRİSİ
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve TSK mensuplarının Çankaya Köşkü'ndeki 29 Ekim resepsiyonuna katılmamasını eleştirdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün başkomutan sıfatıyla davette bulunduğunu hatırlatan Arınç, kurumu temsil eden kişilerin haklı mazeretleri olmadıkça bu davetlere katılmasının cumhuriyetin bir geleneği olduğunu söyledi. CHP'nin resepsiyon ve türban konusunda söylediklerinin hala 30'lu 40'lı yıllardaki zihinleriyle aynı olduğunu savunan Arınç, "CHP gözü askerde kulağı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nda olacaksa böyle bir parti hiçbir zaman demokrat olamaz. Hiçbir zaman sivil olamaz. Hiçbir zaman iktidara gelemez." dedi.
Arınç, İncek Ahmet Ulusoy Anadolu ve Fen Lisesi'nde düzenlenen Atlantik Mezunları Derneği'nin açılış törenine katıldı. Arınç, törenin ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.
Bir gazetecinin, "CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner'in 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyona katılmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Arınç, konuyla ilgili daha önce bir açıklama yaptığını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Gül'ün eşleriyle birlikte muhataplarını da eşleriyle birlikte davet ettiğini belirten Arınç, Cumhurbaşkanı'nın hiçbir ayrımcılık yapmadığını ve katılıp katılmama konusunda herkesin serbest olduğu yönünde bir açıklamasının olduğunu belirtti.
Arınç, "Toplum eğer bazı kurumların katılıp katılmadığını merak ediyorsa ve bunun üzerine spekülasyon yapıyorsa; çok haklı sebeplerle niçin katılamadıklarını göstermeleri gerekir diye düşüncelerimi ifade etmiştim. Mesela ben dün akşamki resepsiyona katılmadım. Eşimle birlikte evimde olmayı tercih ettim. Ama ben bugün üzerimde dikkat edilen, katılıp katılmama noktasında spekülasyonlar dedikodular yapılan bir insan değilim." dedi.
29 Ekim resepsiyonuna TSK'yı temsilen de CHP'yi temsilen de bir katılımın olmadığını kaydeden Arınç, "Bugün bir gazetemizin başlığı ve TV'lerin başlığı şudur; 'Askerler ve CHP katılmadı'. Birisi sivil bir örgüttür, partidir. Demokratik hayatın vazgeçilmez unsurları diye, Anayasanın nitelediği bir kurumdur. Diğeri de askeri bir kurumdur. Türkiye'nin yurt dışı savunmasından ve güvenliğinden sorumlu bir kuruluştur. Şimdi ikisinin yan yana gelmesi bence dikkat çekici. Ve eğer konuşulacak bir şey varsa söylenecek bir şey varsa bu benzerliğe bakarak söylenmelidir." diye konuştu.
29 Ekim'in akşamında resepsiyon verilmesi gerekiyorsa, bir davet olacaksa bunu sadece Cumhurbaşkanının yapacağını; 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda da resepsiyonu Meclis Başkanı'nın verdiğini hatırlatan Arınç, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda asker tarafından verilen resepsiyona karşı da bir alternatif resepsiyon yapıldığını ne gördüğünü ne de duyduğunu söyledi.
Cumhuriyet Bayramı'nda milletin birliğini temsil eden 'Başkomutan' sıfatında bir zatın davette bulunduğunu ifade eden Arınç, şöyle devam etti:
"Şu veya bu sebeple başka bir kurum da oraya gitmemek için başka bir resepsiyon tertip ediyor. Bu doğru bir davranış değildir. Amaç ne olursa olsun, böyle bir farklılığı ortaya koymak yanlış anlaşılabilir. Eleştirilebilir ve o kurumu yıpratır. Devletin başındaki insan davet ediyor, buna ya katılırsınız ya katılmazsınız. Hiç kimse de katılmadığınız zaman niye katılmadınız diye araştırma yapacak değil. Ama kurumu temsil eden kişilerin haklı mazeretleri olmadıkça bu davetlere katılması cumhuriyetin de aynı zamanda geleneğidir."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün halen Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olduğunu ve bütün yetkilerini kullanmaya devam edeceğinin aktaran Arınç, beğenenlerin veya beğenmeyenlerin kendilerini buna göre dizayn etmesi gerektiğini ifade etti.
"CHP'NİN GÖZÜ ASKERDE KULAĞI YARGITAY'DA OLACAKSA..."
Kılıçdaroğlu'nun önceleri 'katılabiliriz' ifadesini hatırlatan Arınç, nun sonra partiyi serbest bıraktığını ve kendisinin bayramı hakla kutlayacağını açıkladığını hatırlattı. Arınç, "topladıkları kalabalıkla Bağdat Caddesi'nde yürüyüş yaptılar; ancak halk dendiğinde akla gelecek topluluklarla bayramı kutlamadılar." dedi.
Açıklamasında CHP'ye yüklenen Arınç, CHP'nin sivilleşmeden iktidara gelemeyeceğini vurguladı.
"Neden sivilleşmemişler?" sorusuna da yanıt veren Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İşte şu başlıktan dolayı 'Asker ve CHP resepsiyona katılmadı'. Değerli arkadaşlar türban konusunda ne söylediklerini biliyoruz. Ama türban konusunda AK Parti'nin grup Başkanvekilleri CHP'ye gittiklerinde nasıl karşılandılar? CHP Grup Başkanvekilleri nasıl bir konuşma yaptı. Hayır, asla ve kata. Bunlarla bir araya gelmeyiz. Komisyonda bulunmayız. Niçin, çünkü 15 dakika evvel Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, 'Aman ha! Bu laikliğe aykırıdır' dedi.
Özetle söylüyorum: CHP gözü askerde kulağı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nda olacaksa böyle bir parti hiçbir zaman demokrat olamaz. Hiçbir zaman sivil olamaz. Hiçbir zaman iktidara gelemez. Bu resepsiyon ve türban konusunda söyledikleri CHP'nin 30'lu 40'lı yıllardaki gözünün askerde kulağının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nda olduğunu gösteriyor. Demek ki onun iktidara gelmesi için daha 60 yıl bekleyecek ömre ihtiyacı var."
CİHAN