Ekonomide iyimserlik artıyor
Merrill Lynch, Mart ayı Fon Yöneticileri Araştırma raporunu yayınladı.
Mart ayının Merrill Lynch Fon Yöneticileri Araştırması'na göre yatırımcıların küresel ekonomi hakkındaki iyimserlikleri 2005 Aralık ayından bu yana en yüksek düzeyde. Ancak uzun süren bankacılık krizinin yatırımcıları nakitlerini hisse senetlerine yatırmaktan alıkoyduğu görülüyor.
Araştırmaya göre üç yıldan daha fazla bir süreden beri ilk kez yatırımcılar gelecek 12 ay için daha düşük bir küresel ekonomik büyüme tahmininde bulunmuyorlar. Bu dirilişin odağında Çin ekonomisine ilişkin yenilenen iyimserlik yatıyor. Sadece 2 ay önce araştırmaya katılanların net yüzde 70'i gelecek yıl içerisinde Çin ekonomisinin kötüleşeceğine inanıyordu. Bu rakam bu ay net yüzde 1'e düştü.
Aynı zamanda, yatırımcıların bankalara yönelik rekor düzeydeki kötümserliğiyle birlikte risk iştahları da düştü. Fon yöneticilerinin net yüzde 48'i bu ay bankacılıkta gösterge altı pozisyonda bulunurken, bu oran Şubat ayındaki yüzde 39 oranına kıyasla bir tırmanışa işaret ediyor.
Şubat ayında katılımcıların yüzde 17'si bankaları agresif biçimde gösterge altı konuma koyarken, bu ay bu oran toplam yüzde 22 olmuş durumda. Katılımcılar Japon ve Euro bölgesi hisseleri konusunda belirgin biçimde daha temkinli bir tavır içerisindeler (ayı piyasası).
Bank of America Securities-Merrill Lynch Uluslararası Yatırım Stratejisi Başkan Yardımcısı Gary Baker, Mart ayı anketi yatırımcıların ekonomik canlanmaya inanmak istediklerine dair işaretler verdiğini belirterek, "Ancak bankalara ilişkin ihtiyat risk iştahını ciddi biçimde kesiyor" dedi.
Bank of America Securities-Merrill Lynch Uluslararası Yatırım Stratejisi Başkan Yardımcısı Michael Hartnett'e ise "Yatırımcıların büyüme iyimserliği ile risk çekimserliği arasındaki bu aykırılığı giderme biçimleri hisse senedi piyasalarının bu bahardaki kaderini de belirleyecek" şeklinde konuştu.
Hisse senetlerinden çıkış, güvenli limanlara giriş
Ekonomik beklentilerdeki iyileşmeye rağmen Mart ayında risk iştahında belirgin bir gerileme görüldü. Araştırmaya katılanlar geçtiğimiz ay hisse senetlerinden etkilenme riskini düşürdüklerini, buna karşın nakit varlıklarını ve sabit getirili yatırımlarını artırdıklarını belirttiler.
Katılımcıların net yüzde 41'i hisse senetlerinde gösterge altı pozisyondayken bu oran Şubat ayındaki net yüzde 34 oranından bir tırmanışa işaret ediyor. Araştırmanın gerçekleştirildiği günlerde dünya hisse senetleri yüzde 15.5 oranında değer kaybetti.
Önceki aya kıyasla net yüzde 7 oranında bir artışla varlık sınıfında net yüzde 26 gösterge üstü pozisyonda bulunan yatırımcıların bonolara akın ettikleri görülüyor. Şubat ayında yüzde 4.9 olan ortalama nakit dengesi yüzde 5.2'ye yükseldi.
Buna karşın bir erken canlanma safhasının işaretleri de görüldü. Şubat ayındaki net yüzde 15'lik orana karşın, katılımcıların net yüzde 42'si hisse senetlerinin değerinin altında işlem gördüğüne inanıyor. Sektör dağılımındaki değişimler, Şubat ayındaki net yüzde 37'lik orana karşın şu anda net yüzde 30'un sektörde gösterge üstü pozisyonda bulunduğu İlaç gibi en savunmacı hisselerden dahi çıkış yönünde bir hareket olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda katılımcıların daha döngüsel bir sektör olan Teknolojinin etkilerine maruz kalma riski arttı. Katılımcıların Şubat ayındaki net yüzde 15'ine kıyasla net yüzde 28'i sektörde gösterge üstü pozisyonda bulunuyor.
ABD ekonomik iyimserliği körüklemeye devam ederken, yatırımcıların yükselen piyasalar, özellikle de Çin konusundaki yükseliş beklentileri (boğa piyasası) arttı.
Araştırmaya katılanlar 2008 yılı Ağustos ayından bu yana ilk kez yükselen piyasalarda net bir gösterge üstü pozisyon sergilediler. Şubat ayında sektörde net yüzde 4 gösterge altı pozisyondayken, bu ay net yüzde 4 gösterge üstü pozisyonda yer aldı. Aynı zamanda emtiada ilave kazançların sağlanmasıyla birlikte, varlık sınıfında Ocak ayında net yüzde 25 olan gösterge altı pozisyondakilerin oranı net yüzde 6'ya geriledi.
Michael Harnett "Yükselen piyasalarda hisse senedi ve emtianın daha yüksek düzeyde ağırlıklandırılması büyümeye ilişkin iyimserliği ifade ediyor. Aksine yatırımcılar Euro bölgesi ve Japonya'daki hisse senedi yatırımlarını daha da azalttılar" dedi.
Harnett sözlerini şöyle sürdürdü: "Ekonomik verilerin büyüme beklentilerini izlemesi durumunda yatırımcılar Euro bölgesi ve Japon hisse senetlerine yönelik aşırı gösterge altı pozisyonlarını yeniden gözden geçirmek isteyebilirler."
Yanıt verenlerin şu anda net yüzde 40'ı Euro bölgesi hisse senetlerinde ve net yüzde 39'u Japon hisse senetlerinde gösterge altı pozisyonda bulunuyor.
Kaynak: