Eğitim 13 Yıldır Kafeste
Özgür Eğitim- Sen Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi, eğitim sistemi üzerinde 28 Şubat uygulamalarının sürdüğünü söyledi.
Özgür Eğitim- Sen Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi, eğitim sistemi üzerinde 28 Şubat uygulamalarının sürdüğünü söyledi. 28 Şubat’ın üzerinden 13 yıl geçmesine karşın etkilerinin eğitim sisteminin üzerinden silinmediğini vurgulayan Tanrıverdi, devam eden haksız uygulamaları şu şekilde sıraladı:
- Okullarda Başörtü yasağı sürüyor.
- Sekiz yıllık kesintisiz dayatma devam ediyor.
- İHL ve Meslek Liselerinin önündeki engeller duruyor.
- İmzasız dilekçeler halen dikkate alınarak eğitimciler hakkında usulsüz soruşturmalar açılıyor.
Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi, Vakit’e yaptığı açıklamada eğitim sisteminden kaynaklanan problemlerin çözüme kavuşabilmesi için öncelikle 28 Şubat uygulamalarına son verilmesi gerektiğini söyledi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın halkın özgürlük ve adalet çağrısına ayak uydurmakta yeterli inisiyatifi göstermediğini vurgulayan Tanrıverdi, “Başörtüsü yasağı bütün ilkelliği ve geriliğiyle devam etmektedir. Okullar resmi ideolojik merkezler halini korumakta, bilim, sanat, beceri kazandırmaktan uzaktırlar. Yine 28 Şubat dayatması olan eğitim pedagojisiyle hiç örtüşmeyen sekiz yıl kesintisiz dayatması devam etmekte, eğitimi niteliksiz hale dönüştüren bu uygulamaya son vermek adına MEB’in bir çalışması gözükmemektedir” dedi.
TEK TİPÇİ ANLAYIŞ TERK EDİLMELİDİR
“Öğrenci kıyafetlerinde militarizmi içselleştirmeye hizmet eden tek tipçilikten vazgeçilmelidir” diyen Tanrıverdi, “Çocuğun kişilik oluşturmasına en büyük katkıyı sağlayan beğeni ve estetik oluşturma iradeleri engellenmekten vazgeçilmelidir. ‘Çocuk devletin değil ailenin’ der Çocuk Hakları Sözleşmesi. Bu sözleşmeye Türkiye Devleti de imza koymuştur. Bu sözleşmeye göre devlet ailenin kültürel ve inanç değerlerinin aksi yönünde bir müfredat dayatamaz. MEB eğitim müfredatının bireysel özgürlüğü ve tercihi esas alan, evrensel insan haklarına saygılı ve bu değerleri içselleştiren bir müfredat çalışması yapmalıdır” şeklinde konuştu.
MİLLİ GÜVENLİK DERSİNDE YAPILAN ZULÜM
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ele alınıp insan hakları ve modern çalışma hukuku açısından gerekli düzenleme ve değiştirmeler yönünde de bir çabasının bulunmadığını vurgulayan Tanrıverdi, liselerde Milli Güvenlik derslerinin devam etmesini de eleştirdi. Tanrıverdi, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bu derslerde muvazzaf subaylar; sanal irtica, Kürt meselesi, AB gibi konuları ve Türkiye’nin iç dış politikalarını işlemekte, çocuklarımızı militer, dar ve sığ bir bakış açısıyla doldurmaya çalışmaktadırlar. İmam Hatip Liselerinde öğrencilerin başörtüsüyle derslere girmesine yine bu subaylar tehditkâr bir üslupla müdahale etmektedir. Bunun en son örneği Antalya İHL’de yaşanmış, derse başörtülü giren bir kız öğrenci önce subaydan, sonra da okul idarecilerinden tepki görüp ‘polise teslim edilmekle’ tehdit edilmiş ve okul idarecileri tarafından ‘Senin yaptığını Yahudi bile yapmaz’ denilerek hakarete uğramıştır.” “Akademik kariyer yapmak isteyen öğretmeler desteklenmelidir” diyen Tanrıverdi, “Ücret sefaletine son verilmeli, eğitim çalışanı pozisyonuna uygun bir hayat kalitesine kavuşturulacak ekonomik ve sosyal tedbirler alınmalıdır” şeklinde konuştu. ASLAN DEĞİRMENCİ-VAKİT