Egemen Bağış'tan KEDİ ÇIKIŞI
Başmüzakereci Egemen Bağış, "Öyle kediye kedi demekle Avrupa bir yere varamaz. Çünkü biz istedikleri zaman kediye nasıl takla attırdıklarını da, kediyi nasıl file çevirmeye kalktıklarını da çok iyi biliyoruz" dedi.
"Avrupa Komisyonu 2010 Yılı Türkiye İlerleme Raporu: Katılım Sürecinin Neresindeyiz" konferansının açılışında konuşan Bağış, Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye'ye uyguladığı vize politikasını değiştirmesinin, en çok Avrupa'nın çıkarına olacağını belirterek, şunları söyledi:
"Öyle kediye kedi demekle Avrupa bir yere varamaz. Çünkü biz istedikleri zaman kediye nasıl takla attırdıklarını da, kediyi nasıl file çevirmeye kalktıklarını da çok iyi biliyoruz. Bu süreçte, ne Kıbrıs'ın arkasına saklanarak, ne Türkiye ile vize konusunda birtakım sorunlar yaratarak, ne fasılların içeriğiyle hiçbir alakası olmayan engeller çıkararak Türkiye'ye hiçbir yaptırım içine kimse girmemeli."
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Avrupa Birliği Genel Sekreterliği (ABGS), Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ve AB Bilgi Merkezleri tarafından düzenlenen konferansın açılışında konuşan Bağış, bunun Türkiye ile ilgili hazırlanan 13. rapor olduğunu hatırlatarak, "Geçmişe baktığımız zaman bu raporun her açıdan daha güzel bir fotoğraf ortaya koyduğu bir gerçek. Ama fotoğraf her zaman her şeyi göstermez. Bazen detaylara inmek gerekir. Bazen fotoğrafı çekenin göstermek istedikleriyle karşı karşıya kalırsınız. Ama geçmişle kıyaslandığı zaman Türkiye'nin, ne kadar yol aldığı çok iyi bir şekilde ortaya çıkıyor" diye konuştu.
"Bu ilerleme raporları Avrupa Birliği bünyesi içinde bazı ülkeler için yazılıyor olsaydı, o ülkelerin raporu neye benzeyecekti" diye soran Bağış, bu ülkelerin "fotoğraflarının da siyasi açıdan, ekonomik açıdan, farklı inanç gruplarına yaklaşım açısından, siyasi diyalog açısından değerlendirilmesi gerektiğini" belirtti.
Türkiye'nin stratejik hedefine doğru ilerlediğinin altını çizen Egemen Bağış, raporun objektif değerlendirilmesi sonucu çıkacak tek sonucun şu olacağını söyledi: "Doğru yolda hızla ilerlemekteyiz ve müzakere sürecindeki kararlılığımız komisyon tarafından da tespit ve teslim edilmiştir."
Bağış, İlerleme Raporu'nun "Anayasa değişiklik paketinin, Türkiye'yi AB standartlarına daha fazla yaklaştırdığını vurguladığını" ifade ederek, bütün siyasi aktörlerin yeni bir anayasa sürecinde diyaloğunun çok önemli olduğunu belirtti. Egemen Bağış, referandum sürecindeki "ipe un serme çabalarına" ülke olarak son verilmesi ve Türkiye'nin çıkarları için ortak bir çalışma içine girilmesi gerektiğini kaydetti.
Rapordaki olumlu değerlendirmeleri özetleyen Bağış, raporda, hükümetin yürüttüğü "milli birlik ve kardeşlik projesi"ne, Türkiye'nin AB standartlarında süreçlerin rahatlıkla tartışılabildiği bir ülke olmasına önemli vurgular, Türkiye'nin imajını olumlu etkileyecek cümleler olduğuna değindi.
-KIBRIS KONUSUNDA "BEKLENEN GERGİNLİKSE..."-
Raporun içinde Kıbrıs konusu ve Ankara Protokolü ile ilgili bölümler olduğunu hatırlatan Bağış, "Bizim yeni öneriye değil, AB'nin aldığı kendi Konsey kararını uygulamasına ihtiyacımız var" dedi.
Avrupa Birliği'nden yeni bir beklenti içinde olunmadığını vurgulayan Bağış, şöyle konuştu:
"Bu izolasyonlar kalktığı gün, AB üyesi ülkelerin uçakları Ercan Havalimanına inmeye başladığı gün, KKTC vatandaşlarının AB üyesi ülkelerle direkt iletişim, diyalog, ticaret imkanlarına kavuştuğu gün, Türkiye'nin limanları, 1987'ye kadar olduğu gibi, Güney Kıbrıs'ın bütün gemilerine uçaklarına açık olacaktır. Türkiye sözünü tutmaya hazırdır, ama Avrupa Birliği'nin de kendi sözünü tutmaya hazır olduğunu görmek istiyoruz."
"Birilerinin Kıbrıs'ın arkasına saklanmasının herkesten çok Kıbrıs'a haksızlık olacağını" vurgulayan Bağış, "AB sürecinden vazgeçmiş bir Türkiye, Kıbrıs'ın kabusudur. Türkiye, büyük ve güçlü bir ülkedir. Türkiye, uzlaşmaysa uzlaşmanın her türlüsüne vardır, yeter ki hakkaniyet olsun, adil bir çözüm olsun. Ama beklenen gerginlikse Türkiye ona da hazırdır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın" diye konuştu.
Egemen Bağış, Türkiye'nin makul, adil bir çözümü desteklediğini 2002'den bu yana gösterdiğinin altını çizdi. "Türkiye yeterinden fazla jest yaptı" diyen Bağış, "artık Avrupa Birliği üyelerinin, Avrupa çıkarlarını gözetme konusunda kendi stratejisini belirleme, kendi çıkarlarını gözetme vaktinin geldiğini" söyledi.
"BASIN ÖZGÜRLÜĞÜYLE İLGİLİ ELEŞTİRİLERDEN BİZ DE RAHATSIZIZ"
Egemen Bağış, İlerleme Raporu'nda basın özgürlüğüne ilişkin bir takım eleştiriler olduğunu kaydederek, "buna yönelik bir takım tasarıları hükümetin Meclise sevk etme çabaları olduğunu" belirtti.
Bağış, "Gerçekten biz de bu konularda rahatsızız, ama halihazırda devam eden yargı süreçlerine yürütmenin müdahil olması da erkler ayrımı ilkesine aykırıdır. Bir yandan yürütmenin müdahale etmemesini eleştirip öte yandan bağımsız yargı talebinde bulunmak bir çelişki yaratır. Ama yasal düzenlemelerle değişiklik yapmak için zaten çalışıyoruz, çabalıyoruz" diye konuştu.
Egemen Bağış, İlerleme Raporu'nun "anayasa paketini küçümsemeye çalışanlara, Türk dış politikasında eksenin kaydığını iddia edenlere, ülkenin demokratik gelişimini yetersiz bulanlara, küresel krizin Türkiye'yi teğet geçeceğini söylendiğinde gülenlere, bağımsız ve tarafsız yargı sisteminin tesisi için atılan adımların samimi olmadığını düşünenlere, hukukdışı yapılarla mücadeleyi sulandırmaya çalışanlara" çok önemli cevaplar verdiğini, "AB tam üyelik yolunun TBMM Genel Kurul salonundan geçtiği savlarına da destek verdiğini" kaydetti.
Bağış, "Bundan sonraki süreçte biz çalışmalarımızı hep birlikte yürüteceğiz, aynı iyi niyet ve gayreti AB üyesi ülkelerden ve Komisyon'dan da bekliyoruz" dedi.
Raporu değerlendirirken, artıların ve eksilerin ayrı kefelere konulması sonucunda "artıların daha ağır bastığını" belirten Bağış, "Ama birilerinin terazilerinin kefesi şaşmışsa, onlara teraziyi değiştirin demekten başka çare yok" diye konuştu.
PIERINI: "NİHAYET ANA MUHALEFET PARTİSİ SÜRECE İLGİ GÖSTERMEYE BAŞLADI"
Konferansın açılışında konuşan Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Marc Pierini, ana muhalefet partisinin katılım sürecine artık daha fazla ilgi gösterdiğini söyledi.
"Siyasi ortamla ilgili Türkiye'de çok nadiren yorum yaptığının" altını çizen Pierini, ana muhalefet partisinin geçen altı ay içinde, Komisyon ve Delegasyon ile daha fazla iletişime geçtiğini, bunun da "artan ilginin göstergesi olduğunu" söyledi. Pierini, bu gelişmenin katılım süreci açısından çok faydalı olduğunu belirterek, "Nihayet ana muhalefet partisi katılım sürecine ilgi göstermeye başladı. Bu hepimiz için gerçekten çok önemli bir konu" diye konuştu.
Pierini, İlerleme Raporu'nun özünde siyasi bir doküman olduğunu ifade ederek, müzakere sürecinin "bazı kutuların işaretlenmesi, bazı şeylerin başarılması ve diğerlerinin dışarıda bırakılması olmadığını" söyledi.
Marc Pierini, genişleme politikasının kredibilite üzerine dayanması gerektiğini belirterek, somut olaylar için somut AB perspektifi oluşturulması gerektiğini kaydetti. Raporun aynı zamanda iyi bir sicil anlamına geleceğini de ifade eden Pierini, Türkiye'nin 2011 için "sicilinde" anayasa reform paketinin öne çıktığını anlattı.
Sivil toplum ve muhalefetin de bu sürece dahil edilmesi gerektiğini vurgulayan Pierini, nüfusun tamamının reform sürecine dahil olması, mevzuatın uygulanması gerektiğini kaydetti.
Pierini, azınlık hakları, din özgürlüğü gibi olumlu gelişmelerin de altının çizildiğini belirterek, bu alanlarda uygulamalara gereksinim duyulduğunu, sembolik unsurların uygulamaya aktarılması gerektiğini söyledi.
Siyasi zorlukların ötesine geçildiğinde, bazı temel unsurlara bakılması gerektiğini kaydeden Pierini, "katılım süreci ve gümrük birliğinin, Türkiye'ye büyük fayda sağladığını" vurguladı.
Marc Pierini, Türkiye'nin eğitim ve kültür alanlarında tam olarak entegre olduğunu ve bu konudaki başarılardan "hiç söz edilmediğini" belirterek, Türkiye ile AB ülkeleri arasında uygulanan geniş çaplı öğrenci değişimi programları hakkında da bilgi verdi.