Düşen helikopter Doğan'ın damadının
Düşen helikopterin Aydın Doğan'ın damadı Ali Sabancı'nın şirketinin olduğu öğrenildi.
Muhsin Yazıcıoğlu'nun düşen helikopterinde ELT cihazının sinyal vermemesi ilginç biçimde merkez medyada sorgulanmıyor.
Daha önce düşen Atlasjet ve THY uçaklarıyla ilgili cıvata bilgilerine kadar merkez medya tarafından haberleştirilmişti.
Ancak bu sefer tüm tepkiler arama kurtarma çalışmaları üzerine yoğunlaştırıldı. Neredeyse teknik konuda hiçbir haber yapılmadı.
İşte bu noktada ortaya çok kritik bir bilgi çıktı. Helikopter'in sahibi olan şirket Ali Sabancı'nın…
Ali Sabancı ise Aydın Doğan'ın kızı Vuslat Doğan Sabancı'yla evli.
Şimdi kamuoyunda akla su soru geliyor: Daha önceki kazalarda ekranı teknik elemanlarla dolduran Doğan Grubu'nun bir tek helikopter pilotu, bir tek helikopter teknisyenini ekranlara çıkarmamasının ardında “DAMAT FAKTÖRÜ” mü var?
Hatırlayacağınız üzere kazadan sonra helikopterin sahibi şirketin yetkilisi Çağatay Özdoğru'ya mikrofon tutulmuş ve Özdoğru; "Electronic Location Transmitter (ELT). Bu cihaz var. Olmaması diye bir şey mümkün değil. Yalnız bu cihaz çok şiddetli çarpmalarda devreye girer. Dolayısıyla, tahminimiz çok şiddetli bir çarpma olmadı, o yüzden de alet devreye girmedi. Otomobildeki hava yastığı gibi yani. Bir düşme var... Zaten gazeteci arkadaş da yaşıyordu. Dün 16.00-16.30 sularında bir tek ayağında kırık vardı. Helikopterde parçalanma vesaire olduğunu zannetmiyoruz, bir düşüş oldu, ama bir çakılma olmadı diye düşünüyorum.” demişti.
Yani bir nevi bu açıklamayla şirket “hava yastığı” mantığıyla aklanmıştı.
Oysa İHA muhabirinin konuşmalarından anlaşılıyor ki, helikopter düştüğünde herkes baygın, İHA Muhabiri'nin ise ayağı kırık.
Helikopterin içindeki yolcuları bu hale getirecek şiddette bir kazada LSC cihazının çalışmaması mümkün mü? ELT cihazı bu durumda çalışmayacaksa hangi durumda çalışacak. Helikopter paramparça olup içindeki herkes ölünce mi?
ELT cihazının amaca yerini bildirip insanların biran önce kurtarılması değil mi?
Ayrıca o helikopter niye düştü? Bir arızası var mıydı? Bakımları tam mıydı? Bu konuda neden tek bir soru sorulmuyor?
İşte bu soruların daha önceki kazalarda ekranları teknik elemanlarla dolduran Doğan Grubu Televizyonlarında, ve sayfalarını teknik elemanlara açan Doğan Grubu Gazeteleri'nde sorulmaması akla tek şeyi getiriyor;
Damat Faktörü…
Kaynak: