Kur'an-ı Kerim tilaveti ve STK'lerin faaliyetlerini anlatan tanıtım filminin gösterildiği açılış töreninde konuşan İstanbul Valisi Davut Gül, STK'lerin ecdattan emanet edilen güzel bir gelenek olduğunu, eski İstanbul'un her köşesinde görülen vakıf eserlerinin toplumun her kesimine ve farklı ihtiyaçlarına hizmet ettiğini söyledi.

Gül, deprem, pandemi ve FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimini örnek vererek, "Ne zaman devlet dara düşse ne zaman millet dara düşse milletin bağrından kopmuş ve milletin kendi öz evlatları olan bu sivil toplum kuruluşları mutlaka bir ucundan tutuyor. Kimi zaman yerinden yurdundan ayrılan Suriyeli kardeşlerimize kapılarını açtı. Kimi zaman Müslümanların kardeş olduğuna inanarak, dünyanın herhangi bir tarafında Müslümanların çektiği eziyete çare olmaya çalıştı. Kimi zaman Gazzeli anneyle birlikte ağladı, Gazzeli dedeyle birlikte dua etti, Gazzeli gençlerle İsrail'in yaptığı katliamı telin etti." ifadelerini kullandı.

STK'lerin, hiç kimsenin el uzatmadığı konulara yönelmesi gerektiğinin altını çizen Gül, "Şu an en önemli problem ailenin güçlendirilmesi. Ailenin güçlenmesi için gençten, çocuktan, hanımefendiden, beyefendiden başlayarak aile güçlenecek, millet güçlenecek, devletler güçlenecek." diye konuştu.

Vali Gül, gençlere el uzatılmasının önemini vurguladığı konuşmasında fuarın düzenlenmesinde katkısı olanlara teşekkür etti.

TGTV Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı İsmail Tuğrul ise dünyanın hızla değiştiğini, şirketlerin devletlerden daha büyük güçlere sahip hale geldiğini söyledi.

Bunların karşısında sivil toplumun önemli bir güç olduğunu kaydeden Tuğrul, "Küresel sermayeye karşı en etkili mücadeleleri STK'ler yapabilir inancındayız. Bu anlamda siyonistlerin Gazze'ye yaptığı soykırıma karşı başlatılan boykot eylemleri zulme ve soykırıma karşı insanlığın en etkili araçlarından biridir." dedi.

Tuğrul, STK'ler olarak aile, gençlik ve insanlık gibi evrensel değerleri güçlendirmek için çalışmalar yaptıklarını anlattı.

Fuardaki her stantta insanlığın kalbinin attığını belirten Tuğrul, "Türkiye'nin ve İslam dünyasının STK'leriyle birlikte hareket ederek dünyayı daha yaşanılabilir bir yer haline getirebileceğimize inanıyoruz." diye konuştu.

- "Fuarın amacı siyonist ideolojinin yol açtığı insan hakları ihlallerine dikkat çekmek"

İDSB Genel Sekreteri Eyüp Akbal da fuar için uzun zamandır hazırlık yaptıklarını, dünyanın her yerindeki üyelerini fuara davet ettiklerini kaydetti.

İDSB'nin, 60'a yakın ülke ve 400'ün üzerindeki üyesiyle ayakları yere sağlam basan güçlü bir birlik olarak kurulduğunu vurgulayan Akbal, şöyle devam etti:

"Kuruluşumuzdan bugüne ümmetin dayanışması adına çalıştık, Müslüman kardeşlerimize yapılan zulümlerin karşısında dik bir duruş sergiledik. İDSB olarak bundan sonra da İslam dünyasının kalkınmasına katkı sunmak ve çalışmak adına geri durmayacağımız. Fuarın ana amacı Gazze soykırımı ve siyonist ideolojinin yol açtığı insan hakları ihlallerine dikkati çekmek. Küresel sorunlara karşı çözüm önerileri geliştirmeyi de amaçlayan fuarımız İslam dünyasında kardeşlik ve dayanışma ruhunu pekiştirerek ortak hedefler doğrultusunda güçlü adımlar atmayı da şiar edinmektedir. Gazze'den Doğu Türkistan'a, Yemen'den Arakan'a kadar mazlum coğrafyaların sesi olmayı, adaletin ve barışın savunuculuğunu yapmayı kendimize görev edindik. Zulüm karşısında susmayacak, birlikte hareket ederek teveccühümüzü artıracağız. Amacımız yalnız Gazze'yi değil tüm İslam coğrafyasını huzur ve refaha kavuşturmaktır."

İslam dünyası ve Türkiye'den 200'den fazla sivil toplum kuruluşunun yer aldığı fuar kapsamında, çeşitli etkinlikler düzenlenecek. STK'lerin "Gazze İstanbul Deklarasyonu"nu imzalayarak dünyaya Gazze'deki soykırımın durdurulması için çağrıda bulunacağı fuar, 23 Kasım'da sona erecek.