Dr. Tarhan'dan e-mail ile görüşü alındı
Malatya İl İnsan Hakları Kurulu, Zirve Yayınevi cinayetiyle ilgili garip bir rapor hazırladı
Elektronik posta yoluyla elde edilen görüşlerin yansıtıldığı raporda, olayın sanıkları için "beyinleri kontrol edilmiş olabilir" denildi ve psikofarmakolojik etkenlerin araştırılması önerildi. Yayınevinin de olayları kışkırttığına yönelik dolaylı ifadeler kullanıldı.
E-MAİL İLE GÖRÜŞ ALINDI
Malatya'da 18 Nisan 2007'de, misyonerlik faaliyeti yürüten biri Alman uyruklu üç kişinin boğazlarının kesilerek öldürüldüğü cinayetle ilgili dava devam ederken Malatya İl İnsan Hakları Kurulu, sanık avukatlarının girişimleri sonrasında hazırladığı raporunu Başbakanlık İnsan Hakları Kurulu Başkanlığı'na gönderdi. Sanıkları aklamaya yönelik iddiaların aktarıldığı raporda zanlılar ile ilgili iddialar"a yer verilirken davanın bir numaralı sanığı Emre Günaydın'ın yakın çevresiyle görüşüldü. Akrabaları ve arkadaşları, raporu hazırlayan kurul üyelerine, "Günaydın'ı kan tuttuğunu, kurban kesilirken bile sırtını döndüğünü hatta kurban eti bile yemediğini" anlattılar. Kurul üyeleri de bu anlatımları elektronik posta yoluyla psikofarmakoloji uzmanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a iletti. Tarhan da yine elektronik posta yoluyla verdiği yanıtta, "Bu anlatımlara göre, olayda psikofarmakolojik terör şüphesi çekecek ön bilgiler bulunduğunu" belirtti. Raporda, sanıkların ilaç ve psikolojik metotlar kullanılarak ve beyin kontrolüyle işletilmiş olabileceği yönündeki iddiaların araştırılması gerektiği kaydedildi. Ancak bu yöndeki iddiaların gazete haberlerinden ileri gitmediği anlaşıldı. Malatya Vali Yardımcısı ve İl İnsan Hakları Kurulu Başkanı Erdinç Filiz raporda, "Olayın tarihi, sosyolojik ve psikolojik etkilerinin bulunduğu ilgili alanlardaki bilim adamları tarafından incelenmesi gerektiği" tavsiyesinde bulunduklarını kaydetti. Raporda 'yayınevinin fişlediği' iddası da yer aldı.
Raporun doğuracağı sonuçlar
Rapordaki "araştırılması gerektiği" belirtilen iddialar, süreci dolaylı yönden de olsa sanıklar lehine işletiyor.
* Beyin kontrolü iddiası: Olayda yaşamını yitirenlerin yakınları ve avukatları başından beri suçun planlı bir şekilde işlendiğini ileri sürüyor. "Beyin kontrolü" iddiası ise olayın o andaki yönlendirmenin sonucu olduğu şüphesini uyandırıyor.
* Kan tutması: Cinayet, boyunların bıçakla kesilmesi sonucu işlenmişti. "Emre Günaydın'a kan tutuyor" gibi iddialarla aksi ispatlanmaya çalışılıyor.
* Yayınevi fişlemiş: Davada sanık avukatları Zirve Yayınevi ve çevresinin sanıkları tahrik ettiğini ileri sürmüşlerdi.
Hukukçu görüşü
İnsan Hakları Derneği'nin eski başkanı Avukat Hüsnü Öndül, "Görüş bildirecek kişinin, sanık yakını anlatımıyla görüş belirtmesi doğru değildir. Uzmanın sanığı mutlaka görmesi gerekir" dedi. Öndül, "Kurul resmi bir niteliktedir. Yargıyı etkilemeye yönelik bir girişim olarak algılanabilir" diye konuştu.
Bu haber toplam 31 defa okunmuştur
Kaynak: