Dört Genç için Cellatla Pazarlık
12 Eylül Askeri Darbesi’nden sonra idam cezasına çarptırılan Ramazan Yukarıgöz’ün idamından 10 dakika önce annesine ve ailesine yazdığı mektuplarda ödürme pazarlıklarının belgeleri var.
12 Eylül Askeri Darbesi’nden sonra idam cezasına çarptırılan Ramazan Yukarıgöz’ün idamından 10 dakika önce annesine ve ailesine yazdığı mektupların bulunduğu dava dosyasında idam cezasının acı detayları ve öldürme pazarlıklarının belgeleri var. İdam gecesi tutanağında dört genci asmak için cellada kişi başına 20 bin lira verilmesi için pazarlık yapıldığı ortaya çıktı. Tutunağı tutan katibe ise 1600 lira verilmiş.
Gölcük Donanma Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi’nde ‘üçüncü yol’ davasında yargılanan Ömer Yazgan, Mehmet Kanbur, Ramazan Yukarıgöz ve Erdoğan Yazgan, 20 Nisan 1981 günü yapılan duruşmada idam cezasına çarptırılmış, 29 Ocak 1983 tarihinde idam edilmişti. Gençlerin idamlarından 10 dakika önce ailelerine yazdıkları mektuplar ve dava dosyaları ‘sakıncalı’ bulunarak yakınlarına ulaştırılmamış, Genelkurmay, ısrarlı talepler nedeniyle Ramazan Yukarıgöz’ün mektuplarını, idam cezasının gerekçeli kararını ve dava dosyasını ailesine vermişti.
Ayrı odalara konuldular
Dava dosyasında yer alan idam gecesine ilişkin tutanakta, infazın yapıldığı İzmit Kapalı Cezaevi’ne gelindiği ve Adli Tabip tarafından dört gencin muayenesi yapıldıktan sonra birbirini görmeyecek şekilde ayrı odalara alındığı anlatılıyor. Tutanak şöyle devam ediyor:
“Kendilerine son diyecekleri sorulup din görevlisinin telkininden sonra cezaevi müdürü de hazır olduğu halde 29/01/1983 günü saat 04.00 sıralarında ayrı ayrı haklarındaki ölüm cezası, asılmaları suretiyle yerine getirildiği usulüne uygun şekilde bekletildikten sonra uygun tebligat yaptırıldı. Eşyaları yakınlarına verilmek üzere muhafaza altına alındı. İnfaz işlemleri sırasında hüküm hülasaları göğüslerine asıldı gerekli infaz tamamlandı.”
Tutanakta, gençlerin cezasını infazını yapacak cellat Ş.D.’ye her birinin asılması için 20 bin TL’ye pazarlık yapıldığı anlatılarak şöyle denildi: “İdamların yapılmasına herhangi bir sıhhı yönden mani bir durum bulunmadığı anlaşıldığından, TCK’nın 12. maddesi gereğince yukarıda isimleri yazılı hükümlülere ayrı ayrı son istekleri sorulup yazdırıldıktan sonra emniyetçe adam başına 20 bin lira verilmek üzere pazarlıkla temin edilen Cellat Ş.D. da hazır bulunmasıyla infaz başladı. Cellat D.’ye 4 kişi için 80 bin lira ücret takdir edilmişti. Zabit Katibi F.Ü.’e dört iş karşılığında 400’er üzerinde 1600 TL verilmiştir.”
Tutanaklarda idamın muhasebesi duygusuz bir şekilde anlatılırken gençlerin mektuplarında ailelerine son vedaları vardı.
Kanbur’un son mektubu
Ramazan Yukarıgöz’ün mektubunun ailesine verilmesinden sonra Devrimci 78’liler Federasyonu, idam edilen gençlerden Mehmet Kanbur ve Erdoğan Yazgan’ın son mektuplarına ulaşmak için çaba harcadı. Kanbur’un mektubunun fotokopisine ulaşıldı. Kanburun karısına yazdığı son mektubu şöyle: “Biz tarihi görevimizi yerine getirirken en azından seni görmek isterdim. Öyle sanıyorum ki hiç haber verilmedi. (...) Ben hayatım sürecinde özellikle birlikte olduğumuz zamanlarda gerçek anlamda bir şeyler anlatmaya çalıştım. Son olarak da ülkemin özgürlüğü uğruna canımı severek feda ediyorum.
‘Murat’ı iyi yetiştir’
Son görevimi yerine getirirken size ve halkıma layık olmaya çalışacağım. Son nefesimi verirken dahi köhne düzenin cellatlarına fırsat vermeden halka son mutluluk sloganını haykıracağım. Sana ve halkıma armağan ettiğim Murat’a da yeterli ilgiyi göstereceğine, halkına yararlı olacak bir biçimde yetiştireceğine eminim
Gölcük Donanma Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi’nde ‘üçüncü yol’ davasında yargılanan Ömer Yazgan, Mehmet Kanbur, Ramazan Yukarıgöz ve Erdoğan Yazgan, 20 Nisan 1981 günü yapılan duruşmada idam cezasına çarptırılmış, 29 Ocak 1983 tarihinde idam edilmişti. Gençlerin idamlarından 10 dakika önce ailelerine yazdıkları mektuplar ve dava dosyaları ‘sakıncalı’ bulunarak yakınlarına ulaştırılmamış, Genelkurmay, ısrarlı talepler nedeniyle Ramazan Yukarıgöz’ün mektuplarını, idam cezasının gerekçeli kararını ve dava dosyasını ailesine vermişti.
Ayrı odalara konuldular
Dava dosyasında yer alan idam gecesine ilişkin tutanakta, infazın yapıldığı İzmit Kapalı Cezaevi’ne gelindiği ve Adli Tabip tarafından dört gencin muayenesi yapıldıktan sonra birbirini görmeyecek şekilde ayrı odalara alındığı anlatılıyor. Tutanak şöyle devam ediyor:
“Kendilerine son diyecekleri sorulup din görevlisinin telkininden sonra cezaevi müdürü de hazır olduğu halde 29/01/1983 günü saat 04.00 sıralarında ayrı ayrı haklarındaki ölüm cezası, asılmaları suretiyle yerine getirildiği usulüne uygun şekilde bekletildikten sonra uygun tebligat yaptırıldı. Eşyaları yakınlarına verilmek üzere muhafaza altına alındı. İnfaz işlemleri sırasında hüküm hülasaları göğüslerine asıldı gerekli infaz tamamlandı.”
Tutanakta, gençlerin cezasını infazını yapacak cellat Ş.D.’ye her birinin asılması için 20 bin TL’ye pazarlık yapıldığı anlatılarak şöyle denildi: “İdamların yapılmasına herhangi bir sıhhı yönden mani bir durum bulunmadığı anlaşıldığından, TCK’nın 12. maddesi gereğince yukarıda isimleri yazılı hükümlülere ayrı ayrı son istekleri sorulup yazdırıldıktan sonra emniyetçe adam başına 20 bin lira verilmek üzere pazarlıkla temin edilen Cellat Ş.D. da hazır bulunmasıyla infaz başladı. Cellat D.’ye 4 kişi için 80 bin lira ücret takdir edilmişti. Zabit Katibi F.Ü.’e dört iş karşılığında 400’er üzerinde 1600 TL verilmiştir.”
Tutanaklarda idamın muhasebesi duygusuz bir şekilde anlatılırken gençlerin mektuplarında ailelerine son vedaları vardı.
Kanbur’un son mektubu
Ramazan Yukarıgöz’ün mektubunun ailesine verilmesinden sonra Devrimci 78’liler Federasyonu, idam edilen gençlerden Mehmet Kanbur ve Erdoğan Yazgan’ın son mektuplarına ulaşmak için çaba harcadı. Kanbur’un mektubunun fotokopisine ulaşıldı. Kanburun karısına yazdığı son mektubu şöyle: “Biz tarihi görevimizi yerine getirirken en azından seni görmek isterdim. Öyle sanıyorum ki hiç haber verilmedi. (...) Ben hayatım sürecinde özellikle birlikte olduğumuz zamanlarda gerçek anlamda bir şeyler anlatmaya çalıştım. Son olarak da ülkemin özgürlüğü uğruna canımı severek feda ediyorum.
‘Murat’ı iyi yetiştir’
Son görevimi yerine getirirken size ve halkıma layık olmaya çalışacağım. Son nefesimi verirken dahi köhne düzenin cellatlarına fırsat vermeden halka son mutluluk sloganını haykıracağım. Sana ve halkıma armağan ettiğim Murat’a da yeterli ilgiyi göstereceğine, halkına yararlı olacak bir biçimde yetiştireceğine eminim
Kaynak: