Dışişleri Bakan Yardımcısı Kaymakcı, Avrupa Hareketlilik Haftası tanıtım toplantısında konuştu
"Hiçbir ülke 'Ben AB üyesi ülkeyim ve yaptığım her şey doğrudur' deme hakkına sahip değil. AB'nin de üyelerini gözü kapalı, körü körüne desteklemek gibi bir politikası olamaz"- "Bir yerlere yetişme kaygısı Türklerde hep var. Çünkü Türklerin yolu...
ANKARA (AA) - Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Faruk Kaymakcı, Türkiye'nin tüm ülkelerin egemenliğine saygı duyduğunu, diğer ülkelerin de Türkiye'nin egemenliğine saygı duyması gerektiğini belirterek, "Hiçbir ülke 'Ben AB üyesi ülkeyim ve yaptığım her şey doğrudur' deme hakkına sahip değil. AB'nin de üyelerini gözü kapalı, körü körüne desteklemek gibi bir politikası olamaz." dedi.
Bu yıl "Daha iyi bağlantılar" temasıyla Ankara'daki Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) binasında düzenlenen Avrupa Hareketlilik Haftası tanıtım toplantısına Kaymakcı'nın yanı sıra Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı ve TBB Başkanı Fatma Şahin, AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Büyükelçi Müsteşar Eleftheria Pertzinidou ve AB Dönem Başkanı Çekya’nın Ankara Büyükelçisi Pavel Vacek ile çok sayıda davetli katıldı.
Toplantıya Dışişleri Bakanlığındaki ofisinden Helsinki adını verdiği bisikletiyle gelen Kaymakcı, burada yaptığı konuşmada, "AB Yeşil Mutabakat gereği 2050'de emisyonun yüzde 90 azaltılması hedefleniyor. Bu, ulaştırma sektörünü doğrudan etkileyen bir konu." diye konuştu.
Bazı mesafeler yürünerek elektrik tüketimi ve emisyon üretiminin azaltılabileceğini kaydeden Kaymakcı, bisiklet kullanımına değinerek, "Ülkemizde bisiklet kavramı henüz hak ettiği yeri alamadı. Bisiklet deyince çocuklara oyuncak gibi algılıyoruz ya da profesyonel bisikletçi olup yarışlarda rekor kıran kişiler gibi algılıyoruz. Bisiklet bunların da yanında hepimizin ulaşım aracı." dedi.
Trafikte bisikletin bir araç, bisikletlinin de bir sürücü olduğunu belirten Kaymakcı, trafikte bisiklete saygı gösterilmesi, bisikletlinin de trafikte önlemlerini alması gerektiğinin altını çizdi.
- "AB projelerinde öncelik dijitalleşme ve yeşilleşme"
AB Başkanlığı olarak yerel yönetimlerin mümkün olduğunca AB'nin programlarından yararlanmasını sağladıklarını söyleyen Kaymakcı, yerel yönetimlerin yeşil ve dijital dönüşüm çabalarının desteklendiğini ifade etti.
Kaymakcı, bugüne kadar 2,6 milyon avroluk 23 projeye katkıda bulunulduğunu da belirterek, "Maddi boyutundan da önemli olarak iyi modeller görmek, iş birliği yapmak, ortak sorunlara Avrupa şehirlerinde ortak çözümler üretmek ve deneyimlerden yaratmak çok daha önemli." dedi.
Türkiye'nin katıldığı diğer AB projelerine de değinen Kaymakcı, "Bu projeler altında da yerel yönetimlerimiz başka ortaklarla kendi başlarına yapamayacakları projeleri yapabilirler. Tüm yerel yönetimlerimizin ve valiliklerimizin proje ekiplerine bu programları yakından takip etmelerini öneriyorum. Bu programlarda öncelik dijitalleşme ve yeşilleşme. Yerel yönetim ve STK'larımız buna özellikle ilgi gösterirse önümüzdeki dönemde de çok yararlı projeleri gerçekleştirebilecekler." ifadelerini kullandı.
- "Çok gereksiz siyasi engeller AB üyelik sürecimizi geciktiriyor"
AB Dönem Başkanı Çekya'nın Ankara Büyükelçisi Vacek'in "Türkler çok hızlı" ifadelerine de değinen Kaymakcı, şunları söyledi:
"Doğru, maalesef yollarda da çok hızlıyız. Bir yerlere yetişme kaygısı Türklerde hep var. Çünkü Türklerin yolu bayağı kesildi, zaman zaman engellendi. AB üyelik sürecimizde de maalesef çok gereksiz siyasi engeller üyelik sürecimizi geciktiriyor. AB ve AB ülkeleriyle enerjiden sağlığa, göç yönetiminden ekonomiye kadar birçok alanda çok daha derin bir şekilde yapabileceğimiz iş birliğine de engel teşkil ediyor. Onun için Türkler zaman zaman hızlı olabilir, sinirli de olabilir. Bunu anlamak lazım. Ama şunu bilin ki Türkler Avrupalı ve Türkiye'nin AB üyelik süreci er veya geç canlanacak ve tüm Avrupa ülkelerinin yararına olacak şekilde sonuçlanacak."
Çekya'ya dönem başkanlığı için başarılar da dileyen Kaymakcı, "Çekya'nın Türkiye'nin bu hızına olumlu katkıda bulunmasını, yoldaki engellerin temizlenmesi konusunda daha destekçi olmasını bekliyoruz." diye konuştu.
Rusya-Ukrayna savaşının Türkiye'nin birçok alanda önemini gösterdiğini kaydeden Kaymakcı, "Göç yönetimi artık Türkiye'nin veya herhangi bir ülkenin tek başına ele alabileceği bir konu değil. Dolayısıyla AB'nin bu konuda ortak bir strateji geliştirmesi, kısa, orta ve uzun vadeli politikaları birlikte oluşturması gerekiyor. Beklemek ve birbirimizi bloke etmek gibi bir lüksümüz yok." değerlendirmesini yaptı.
Kaymakcı, Türkiye'nin tüm ülkelerin egemenliğine saygı gösterdiğini de vurgulayarak, "İster AB ülkesi olsun ister olmasın diğer ülkelerin de Türkiye'nin egemenliğine saygı göstermesi lazım. Eğer üzerinde mutabakat sağlamadığımız konular varsa bunların çözülmesi gerekiyor ama bunların başka mecralara taşınması olayı daha da karmaşık hale getiriyor ve çözümsüz hale getiriyor. Hiçbir ülke 'Ben AB üyesi ülkeyim ve yaptığım her şey doğrudur' deme hakkına sahip değil. AB'nin de üyelerini gözü kapalı, körü körüne desteklemek gibi bir politikası olamaz. Eğer bu yapılırsa bu bizi sıkışmalara, gerginliklere ve çözümsüzlüğe iter. Onun için AB'nin de sağduyulu olması gerekiyor. Kendi müktesebatı ve uluslararası hukuka saygı duyması gerekiyor." dedi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.