Din Kültürü dersine yeni müfredat
Devlet Bakanı Faruk Çelik, din kültürü ve ahlak bilgisi dersi konusunda ilgili kesimlerin katkılarıyla hazırlanan yeni müfredatın 2011-2012 eğitim-öğretim yılında çocuklara sunulacağını söyledi.
Devlet Bakanı Çelik, Kimse Yok Mu Derneği Bursa Şubesi ile Yıldırım Belediyesi'nin Barış Manço Kültür Merkezi'nde ortaklaşa düzenlediği "Muharrem Aşure Gecesi"ne katıldı. Konuşmasında Muharrem ayının 1371 yıllık matemin en yoğun şekilde yaşandığı ay olduğuna işaret eden Bakan Çelik, "Peygamberimizin bu kadar sevdiği Hasan ve Hüseyin'e kıyanlar yarın mahşer gününde onun yüzüne nasıl bakacaklar. İnsan bu soru karşısında ne yapacağını bilemiyor, adeta cesetler titriyor. Ondan nasıl şefaat dileyecekler"
dedi.
Kerbela'nın anlaşıldığı topraklarda zulüm, kan ve gözyaşı olamayacağını ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kardeşlik üzerine inşa edilmiş bir medeniyet, Kerbela'da büyük bir zulüm yaşadı. Bu ne kadar büyük bir acıdır ki aradan bunca yıl geçmesine rağmen bu acı artmıştır. 1371 senedir her mümin bu acıyla yanıp tutuşmuştur. Kerbela'da yaşanan olay, Müslümanlar'ın kalbinde ve zihninde derin yaralar açmasının yanında yüzyılları aşan bir ibrete dönüşerek, insanları yeniden düşünmeye sevk etmiştir. Bizler bu şehadetten, Kerbela'dan dersler çıkartmalıyız. Eğer Hasan ve Hüseyin efendilerimizin ölümünü gereğince idrak edebilirsek, yaşamın ve yaşamanın kıymetini de o derece idrak etmiş oluruz. Kerbela'nın anlaşıldığı topraklarda zulüm, kan ve gözyaşı olamaz. Kerbela'nın içselleştirildiği bu coğrafyada savaş simsarları kendilerine zemin bulamamalıdır."
Yeni bir Kerbela'nın yaşanmaması için herkese vazife düştüğüne dikkat çeken Çelik, bu milletin tarih boyunca bir ve beraber olduğunu, bu birlikteliği kimsenin yıkamadığını söyledi. Çelik, "Tarihi birlikte yazdık, bu topraklarda geleceği de birlikte inşa edeceğiz. Hacı Bektaş Veli'nin ifadesiyle, 'Bir iri ve diri olacağız'. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Bu milletin mayası buna müsaittir" diye konuştu.
Aleviler'in sorunlarının çözümü için yapılan çalıştaylara da değinen Bakan Çelik, bu çalıştaylarda önemli kararlar alındığını ifade etti. Bu coğrafyada Türkiye'nin ayağa kalkıyor görünmesinin bile birilerini rahatsız ettiğini belirten Çelik, sorunların ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı. Sorunların kronikleştirilmesi için çalışanlar olduğunu söyleyen Çelik, "Sorun çıkarma konusunda ne kadar mahir olduklarını görüyoruz. Buna fırsat vermemek adına, ülkemizin sorunlarını bir bir ele alarak elimizi taşın altına koyduğumuzu görüyorsunuz. Cesaretle bu işlere girdik, inanıyorum ki özgürlük alanını genişleten bu bakış açısı, inanıyorum ki özgürlük alanlarının da zemin bulacağı bir ortama gelmiştir" şeklinde konuştu.
Madımak Oteli konusunda attıkları adımları anlatan Çelik, otelin kamulaştırıldığını hatırlatarak, "Şimdi yeni dizayn gerçekleştiriliyor. O dizayn çerçevesinde Madımak Oteli geçmişin hatırlatıldığı yer değil, geleceğimize ışık tutacak, dostluğumuz, kardeşliğimizi pekiştirecek bir yer olarak hizmete sunulacak" dedi.
YENİ MÜFREDAT 2011-2012 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINDA
Din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin daha kuşatıcı olması çalışmaları çerçevesinde geçen hafta nihai toplantıyı yaptıklarını anımsatan Bakan Çelik, şunları söyledi:
"İlgili kesimler kendini nasıl tanımlıyorsa o çalışmalarını kitaba yansıtmasıyla şu anda yeni bir müfredat tanımlanıyor ve o müfredat 2011-2012 eğitim-öğretim yılında çocuklarımıza sunulacak. Yine çalıştaylarda aldığımız bir karar gereği bu kitap yeni bir müfredat olarak tanımlanırken, bir de eğitim boyutu var. Din eğitimini çocuklarına vermek hakkını herkes elde etmiş olacaktır."
Bu süreçte en önemli sorunun vatandaşlar arasındaki önyargı ve güvensizlik olduğunu belirten Çelik, "Bilmeden, görmeden yapılan yakıştırmalar, oluşturulan atmosfer ve ortamlar var. Bunların ortadan kalmasına, bu süreç ortadan kalkmasına vesile oldu. İnşallah bu güven ortamı devam edecek. Ortak yönlerimiz ortaya çıkartılacak. Nefret, kin değil doğrular anlatılacak. Çok ortak alanlarımız olduğu, ayrışma noktalarının ise olması gereken olduğunu, dolayısıyla bu ayrışmaları da doğal karşılayabileceğimiz, ayrışma noktalarının da aşılacak konular olduğunu gördük. Hz Ali sevgisi aynı olan insanlar, Hz. Hasan, Hüseyin sevgisi aynı olanlar, doğruyu artık görüyor" diye konuştu.
İHA