DAVUTOĞLU'NDAN CHP'YE HODRİ MEYDAN
Bakan Davutoğlu, İsrail'in Türkiye'den özür dilemesine ilişkin, "Her diplomatik alanda İsrail'e ciddi bir baskı uygulandı" dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail'in Mavi Marmara saldırısıyla ilgili Türkiye'den özür dilemesinin, ısrarla yürütülen bir politikanın ürünü olduğunu belirterek, "Her diplomatik alanda İsrail'e ciddi bir baskı uygulandı" diye konuştu.
Davutoğlu, SKY Türk 360 televizyonunda yayınlanan Siyaset Meydanı programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
İsrail'in Mavi Marmara saldırısına ilişkin özrünün perde arkasını anlatan Davutoğlu, özrün bir günde ortaya çıkmadığını, son 15 günde hızlı bir sürecin gerçekleştiğini ancak 3 yıldır yaşananların buna zemin hazırladığını belirterek, "Israrla yürütülen bir politikanın ürünüdür" dedi.
Davutoğlu, son üç yılda, İsrail tarafıyla çeşitli görüşmeler yapıldığını ve İsrail'in bu temaslarda birçok kez özür dilemeye hazır olduğunu ifade ettiğini dile getirerek, 2011'in Eylül ayında ise belli müeyyidelerin uygulanmasına karar verdiklerini belirtti.
Ahmet Davutoğlu, "Her diplomatik alanda İsrail'e ciddi bir baskı uygulandı. Bazı uluslararası örgüt üyeliklerinde ve diğer konularda bir anlamda alan daraltması yaşandı. Çünkü, İsrail'in bunu hissetmesi lazımdı" diye konuştu.
İstifa ederim
Anamuhalefet partisi sözcüsünün, Katar'da birtakım gizli anlaşmalar imzalandığı yönündeki iddialarına ilişkin soru üzerine Davutoğlu, "Devlet geleneğimiz açısından büyük hicap duydum" yanıtını verdi.
"Siyaset muhalefet etmeyi gerektirir ama muhalefetin de bir seviyesi olması lazım" ifadesini kullanan Davutoğlu, yapılanın sadece kendisine değil, Türkiye Cumhuriyeti devletine saygısızlık olduğunu söyledi.
Dışişleri Bakanlığı yaptığı sürede kayda geçmemiş hiçbir şeyin bulunmadığını anlatan Davutoğlu, "İspat etsinler. Böyle bir anlaşmayı bırakın, böyle bir toplantının olduğunu ispat etsinler, bir saniye durmam, istifa ederim. Bütün millet önünde özür dilerim, bir daha da dış politika, siyaset konusunu ağzıma almam" diye konuştu.
Suriye veya İran ile bağ yok
Davutoğlu, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun özrüne ilişkin, "Suriye'nin silahlanması ve güvenlik endişesi" gibi hususların dile getirildiğinin hatırlatılması üzerine, "Türkiye'nin İsrail'den özür talebiyle ve bu özrün gerçekleşmesiyle Türkiye'nin Suriye veya İran politikası arasında kesinlikle bir illiyet bağı yoktur, olamaz" diye konuştu.
Bu iki olayın kendileri için tamamen farklı olduğunu belirten Davutoğlu, "Türkiye, herhangi bir şekilde Suriye'nin geleceğiyle ilgili ya da İran'a dönük herhangi bir müdahale konusunu ne İsrail ile ele alır ne de böyle bir genel tartışmanın parçası olur" ifadesini kullandı.
Davutoğlu, Suriye'ye askeri müdahaleye ilişkin, Türkiye'yi Suriye konusunda maceraya sürüklemeyeceklerini belirterek, "Ama yanı başımızda Suriye'nin kaderi şekillenirken de sessiz kalamayız" dedi.
Türkiye izin vermez
Kıbrıs konusuna da değinen Davutoğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin mali kaynak oluşturmak amacıyla "sahip olduğunu iddia ettiği doğalgaz kaynaklarına" dayalı bono çıkarılması konusunda parlamento kararı aldığını dile getirerek, söz konusu kararla Rum kesiminin, tek taraflı adaya egemen olduğunu göstermeyi amaçladığını söyledi.
Türkiye'nin bu duruma sessiz kalamayacağını bildiren Davutoğlu, sorunun çözümü için üç alternatif olduğuna dikkati çekti. İlk alternatifin hemen çözüm süreci olduğunu vurgulayan Davutoğlu, sorun kısa zamanda çözülemiyorsa KKTC ve Rum kesimi arasında kaynakların birlikte yönetimine ilişkin geçici bir komite kurulabileceğini belirtti.
Avrupa tarihinin parçasıyız
Türkiye'nin AB sürecine ilişkin de Davutoğlu, son dönemde Fransa'nın, bloke ettiği bir faslı açma kararı alması gibi olumlu gelişmeler yaşandığını ancak bu hareketlenmenin yeterli olmadığını ifade etti.
Davutoğlu, "Gönül isterdi ki 2002'de, sonra 2004'te yakalanan momentumla Türkiye-AB entegrasyonu gerçekleşmiş olsaydı, şimdi Hırvatistan girerken biz de girmiş olsaydık, nasıl bir dünya ve Avrupa olurdu?" değerlendirmesinde bulundu.
Kıbrıs meselesinin AB sürecinde anahtar konu olduğunu belirten Davutoğlu, "Biz Avrupa tarihinin parçasıyız, geleceğinin de parçasıyız" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.