Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 2. İstanbul Arabuluculuk Konferansının kapanış oturumuna katıldı. Finlandiya ve Türkiye'nin eş başkanlığını yaptığı oturuma Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja da hazır bulundu.

"SONSUZ BİR BARIŞ İÇİN ÇALIŞMALIYIZ"

Bazen Dışişleri Bakanlığı yerine insanlığın İçişleri Bakanlığı gibi hareket etmek gerektiğini belirten Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Umarız ki bir gün arabuluculuğa gerek kalmasın. Hepimiz arabuluculuğa gerek olmayacak bir orta yaratmak istiyoruz. Pek çoğumuz bölgesel ve küresel barış için çalışıyoruz. Bazı yerlerde Dışişleri bakanı olarak ulusal beyanlarımızı okumamız gerekir. Uluslarımızın pozisyonlarını korumamız gerekir. Bazen Dışişleri Bakanlığı yerine insanlığın İçişleri Bakanlığı gibi hareket etmek gerekir. Çevre de bu konulardan biridir. Çevre olmazsa insanlar varolamaz. O nedenle nükleer silahlardan bahsediyorsak böyle bir tehdit söz konusuysa bu tehdit insanlığı yok edecek bir tehditdir. O zaman mevcudiyetimizi tartışmamız gerekir. Benim için sorunların çözümü ya da arabuluculuk böyle bir konu. Burada hep birlikte çalışarak bundan sonraki nesiller için sonsuz bir barış olabilmesi için çalışmalıyız" dedi.

"ETRAFIMIZDA BARIŞ OLMAZSA.."

Pınar Çıtak Koygun ve Ünsal Çakin'in Doğan Haber Ajansı'nda yer alan haberine göre Davutoğlu, "Arabuluculukta yeni bir yaklaşıma ihtiyaç var. Türkiye neden bütün bu alanlarda aktif? Bu, Türkiye'nin bu toplumların çoğuyla tarihi ilişkileri olmasından kaynaklanmıyor. Fakat Türkiye'yi en kardeş halk ve ülke olarak görüyorlar. Bu, bize bir sorumluluk yüklüyor. Biz bunları herhangi bir şekilde kendimize avantaj çıkarmak için yapmıyoruz. Yapıyoruz çünkü Türkiye ile Afrika ile Avrasya bölgesinin ortasında. Etrafımızda barış olmazsa biz de barış içinde yaşayamayız. Onun için bütün bu konular bizim için önemli . Gelecek hafta Suriye'nin dostları çekirdek toplantısı olacak. 10 bakan gelecek Suriye ile ilgili görüşmeler yapacağız. Bu konuların hepsi doğrudan ve detaylı olarak hepimizle ilgili. Arabuluculuğun dostu olan insanlar herhangi bir tarihi ve coğrafi kısıtlama görmüyorlar. Bütün bu sorunların çözülmesi için gerekli arka plan hazırlığının yapılması birbirimizi iyi anlamamız gerekiyor. Etik bir alt yapı olması lazım. Ancak bu şeklinde başarıya ulaşabiliriz" diye konuştu.

"SURİYE'DE BAŞARILI BİR ARABULUCULUK YÜRÜTEMEDİK"

Suriye'nin içinden bulunduğu duruma da değinen Davutoğlu, "Suriye'de başarılı bir arabuluculuk yürütemedik. 10 ay uğraştık. Kendi ordusunu insanlarına karşı kullanmaması için Esad'ı ikna etmeye çalıştık. Sadece ben 7 saat Esad ile konuştum. Reform yapması orduyu halka karşı kullanmaması konusunda onu ikna etmeye çalıştım. Suriye'de tek çözüm Suriye halkının kendi kaderlerini tayin etmesi. Biz komşu ülke olarak Suriye halkına yardımcı oluyoruz. Şu an ihtiyaç duyulan şey orada ulusal uzlaşma. BM Güvenlik Konseyi Suriye ile ilgili tek bir karar çıkaramadıysa bunun bedelini kim ödüyor ? P5 ülkeleri ödemiyor. Biz bu bölgedeki ülkeler ve Suriye halkı ödüyor. Biz hepimiz bu sürecin bir parçası olmalıyız" dedi. Ortadoğu barışıyla ilgili de konuşan Davutoğlu, "Kimse Kudüs'ün kontrolünü tek başına ele almamalı. Yeni bir yaklaşıma ihtiyaç var. Bütün aktörler biraraya gelmeli barış çerçevesi oluşuturulmalı" dedi.

DAVUTOĞLU'NA FİNLANDİYALI MESLEKTAŞINDAN DESTEK

Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja konuşmasında 2. Arabuluculuk konferansının gündemine değindi. Tuomioja "2010 yılında kurulmuş olan bu inisiyatifte şu ana kadar 36 ülke 7 bölgesel kuruluş ve Birlemiş Milletler (BM) yer alıyor. Arabuluculuk konusunda değişik kültürleri biraraya getirebildik ve bütün bunların yanı sıra bu konuyu BM' nin gündemine taşımada etkili olduk. Bugüne kadarki çeşitli çabalara rağmen bu sorunlar hala devam etmektedir. Aynı şekilde sadece bu ihtilaflara bakarak arabuluculuğun yetersiz olduğunu düşünmek de doğru değil. Arabuluculuk başarılı oluyor, başarılı şekilde çözülmüş sorunlar var. Arabuluculuğun başarılı sonuçlar yarattığını da unutmamak lazım " dedi.

Tuomioja, Suriye'de yaşananlara da değinerek, "Suriye'deki durum bu konuda önemli. BM Güvenlik Konseyi bu konuda aslında en büyük imkanları en büyük sorumluluğa sahip birim. Bu sorunun çözülmesi açısından BM'nin adımları çok önemli. Savaşın silahlarla daha da artırılması doğrudan müdahaleyle artırılması çözüm için doğru bir yol değil. Bir taraf diğer tarafın tamamen yok edilmesi için çalışmamalı. İnsani durum Suriye'de çok kötü ve gittikçe de kötüleşmekte. Biz komşu ülkeler olarak desteğimizi daha da artırmalıyız. Kimyasal silahların güven altında olması çok önemli. BM'nin kimyasal silahların kullanılmasıyla ilgili yürüttüğü çalışmaları da gayet olumlu buluyoruz" diye konuştu.