DAVA SAHİBİ BİR TEŞKİLAT

DAVA SAHİBİ BİR TEŞKİLAT

Anadolu Gençlik Derneği eski adıyla (Milli Gençlik Vakfı) Genel Başkanı İlyas Tongüç Beye ettiklerimizi sorduk. Sorularımız biraz değişik tabii..

Türkiye'nin en geniş çaplı gençlik teşkilatlarından biri olan Anadolu Gençlik Derneği'nin genel başkanı İlyas Tongüç ile AGD teşkilatı üzerine konuştuk. Aklımıza takılanları, ''acaba''larımızı sorduk. Sizin de aklınızda sorular varsa buyurun. İlyas Tongüç sizin için sorularımızı açık yüreklilikle cevapladı.

AGD'nin kaç ilde ve ilçede şubesi var?

13 Şubat 2002 tarihinde kurulan Anadolu Gençlik Derneğimiz bugün Türkiye'nin bütün illerinde teşkilatlanmasını tamamlamıştır. Kurulduğu günden bu yana giderek artan üye sayısıyla Türkiye'nin en büyük gençlik organizasyonu olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.  

Bu şubelerin ortak faaliyetleri oluyor mu? Neler?

Kur-an ziyafetleri, Peygambere sevgi mitingleri, Asr-ı saadet programları, Mekke'nin fethi, Çanakkale şehitlerini anma programı, Malazgirt zaferi, İstanbul'un fethi, Sarıkamış şehitlerini anma ve Kahramanmaraş'ın kurtuluşu programları gibi faaliyetlerimiz şubelerimizin ortak yürüttükleri programlardır. Bizler Malazgirt'ten Kıbrıs Zaferi'ne kadar  bu milletin değerleri olarak ortaya koyduğu misyonu gençlerimizle buluşturuyoruz.

Çalışmalarda orta öğretim mi daha önde, üniversite mi?

Bizler çalışmalarımızı yürütürken hedef kitlemizi önde veya arkada şeklinde sıralamıyoruz. Bütün gençlerimizle beraber sevgi ve kardeşlik çatısı altında aynı safta bulunuyoruz. Komisyonlarımız arasında herhangi bir ayrım gözetmiyoruz. Ortaöğretim komisyonumuzun da üniversite komisyonumuzun da kendine has programları mevcut. Bu programlar çerçevesinde bütün kademelerden gençlerle meşgul oluyor ve 30 yaşın altında 40 milyon gencimizin milli ve manevi değerlerine bağlı bir şekilde yetişmeleri için çalışıyoruz. 
 
AGD şubelerinde okuma çalışmalarının yapıldığını takdirle görüyoruz. AGD genel başkanlığı olarak; öncelediğiniz, önemsediğiniz, gençlere tanıtmaya çalıştığınız -Misak-ı Milli içinden, dışından- yazarlarımız, düşünürlerimiz kimler?

Bizler ülkemizin mevcut münevverlerinden istifade ettiğimiz gibi okuyan, düşünen aynı zamanda aksiyon sahibi genç kardeşlerimizin fikirlerinden de istifade ediyoruz. Bizler olaylara şahıs merkezli değil, toplum merkezli bakıyoruz. Kişileri değil düşünceyi ve ideali ön planda tutmaya gayret gösteriyoruz.

Dergicilik ve bültenler konusunda AGD'nin hem ulusal hem de yerel güzel çalışmaları var. Yaklaşık olarak, AGD'li gençlerce, bir yılda kaç farklı bülten yayınlanır?

Derneğimiz bünyesinde 3 ayda bir yayınladığımız faaliyet bültenimizin yanı sıra, kardeş kuruluşlarımız olan  Anadolu Gençlik Dergisi ve Genç İstikbal Dergileriyle de milletimize ulaşıyoruz. Ayrıca üniversiteler ve ortaöğretim bünyesinde onlarca bülten, dergi ve gazete gibi neşriyatlarımız mevcuttur.

MTTB ile AGD'yi karşılaştırdığımızda, MTTB'nin gençlerin kendilerini çeşitli sahalarda uzmanlaştırmasına imkan sağlayan çalışmaların MTTB'den sonra sekteye uğradığını görüyoruz. AGD'nin MTTB'den kendine ne gibi dersler çıkardığını söyleyebilirsiniz?

Bahsettiğiniz gençlik organizasyonu ile AGD'yi karşılaştırırken ülkenin içinde bulunduğu siyasi ve sosyal atmosferi ve ülke gençliğini göz önünde bulundurmak gerektiği kanaatindeyim. Bakın burada size bir araştırmadan söz etmek istiyorum. Dokuz Eylül Üniversitesi profesörlerinden İbrahim Armağan'ın yaptığı bir araştırma var. Bu araştırma 1980 gençliği ile 2000 gençliğini karşılaştırıyor. Araştırmada 80 gençliği ile 2000 gençliği arasında belirgin farklılıklar olduğu ortaya çıkıyor. 80 gençliği öncelikleri arasına sevgi, özgürlük, eşitlik, fedakarlık ve diğergamlık gibi kavramları alırken, 2000 gençliğinin önceliklerine iş, kariyer ve para gibi kavramları yerleştirdiğini görüyoruz. Demek ki ülkenin siyasi yapısında olduğu gibi gençliğin hal ve vaziyetleri ile ilgili de önemli değişiklikler vuku bulmuştur.

Bunları göz önünde bulundurmak gerek. Sorunuzun içerisinde yer alan, geçmişteki çalışmaların bugün sekteye uğradığı şeklindeki yargınıza da katılmıyorum. Bugün yapılan çalışmaların daha kitlesel bir şekilde milletimizin de desteği ve katkısıyla sürdüğüne inanıyorum. Bu çalışmalara, salonları ve stadyumları hınca hınç dolduran milletimiz şahittir. Son olarak şunu söylemek isterim: Bizler elbette bir geleneğin temsilcileriyiz. Geçmişten bir takım dersler çıkararak ilkelerimizden ödün vermeden, eğilmeden bükülmeden yolumuza devam ediyoruz. O gün söz konusu gençlik organizasyonlarında bulunarak oldukça heyecanlı bir takım çıkışlar yapan kimi büyüklerimizin bugün hangi saflarda, kimin değirmenine su taşıdıklarını ibretle müşahede etmekteyiz.

AGD'nin Saadet Partisi'nin gençlik kolları gibi çalıştığını düşünen insanlarla karşılaşıyoruz. Ne diyorsunuz bu algıya? Bu algıyı yok etmek gibi bir niyetiniz ve çalışmanız var mı?

Bu sorunuzu cevaplandırmadan önce size şunu sormak istiyorum. Bahsettiğiniz bu algı bir takım araştırmalar veya anketler sonucu mu ortaya çıkmıştır? Bu algıya kaç kişi katılmaktadır? Elinizde bunun bir istatistiği mevcut mudur? Mevcutsa bunu biz de bilmek isteriz. Bakın size siyasete nasıl baktığımızı kısaca ifade etmek istiyorum. Bizler siyasetin çıkara değil hizmete dayalı olmasını istiyoruz. Siyaset, zahmette rahmet vardır anlayışı ile yürütülmelidir. Sadece nimete değil külfete de katlanılmalıdır. Almayı değil vermeyi esas almalıdır. Siyaset insanların egolarını tatmin etme yeri değildir. Siyaset bir meslek değil mesuliyettir. Siyaset bir fikri, bir iddiası ve bir davası olanların işidir. Sorun değil çözüm üretme yeridir.

Siyaset uğruna her şeyin mübah sayıldığı bir düşünce değildir. Ahlaklı, dürüst, erdemli, ilkeli ve tutarlı olmayı gerektirir. Siyaseti bu algı biçimimizle Saadet Partisi'nin siyaset anlayışı bir takım paralellikler arz edebilir. Bu çok doğaldır. Bu anlayıştan dolayı Saadet Partisi ile bir benzerlik söz konusu olabilir. Saadet Partisi kendi bünyesinde gençliğe yönelik SP Gençlik Kolları'nı oluşturmuştur. Kendi çalışmalarını bu birim altında yürütmektedir. Bizim çalışma sahamız onların çalışma sahasıyla farklıdır. Ancak yukarıda da söylediğim gibi fikriyat anlamında aynı amaca hizmet ettiğimiz söylenebilir. Dolayısıyla yanlış kabul etmediğimiz bu algıyı yok etmek gibi bir niyetimiz ve çalışmamız bulunmamakla birlikte her iki teşkilatta aynı amaca hizmet edip, farklı kulvarlarda yoluna devam etmektedir.

Mezkur algının çalışmalarınızı engellediği oluyor mu?

Bu algının çalışmalarımızı engellediğini düşünmüyorum. Bilakis ülkemizde insanlarımızın aç ve işsiz kalmaması, borca esir edilmemesi, manevi tahribata maruz bırakılmaması için canla başla çalışan onurlu ve milli siyaset anlayışına sahip olan kadroların var olması bizleri ümitlendirmektedir. Dolayısıyla kimi zaman aynı safta kimi zaman farklı alanlarda bu kardeşlerimizle beraber milletimizin refah ve mutluluğu için çalışmayı en büyük görev biliyoruz.

AGD büyük bir yapı. Bu yapıyı şahsi menfaati için kullanmaya çalışanlarla karşılaştığınız oluyor mu? Fark ettiğinizde neler yapıyorsunuz?

Bizler davanın omuzlarından bir yerlere gelmeyi değil, davayı omuzlamayı şiar ediniyoruz. Bunu müntesiplerimize her fırsatta telkin ediyoruz. Bu kuruluşları ikbal ve istikbal için kullanmak isteyenlerin bulunup bulunmadığını ben bilmiyorum. Bizler zahire göre hüküm veririz. İnsanların kalplerini bilemeyiz. Bu yüzdendir ki maddiyatçılığın karşısına nefis terbiyesi ile çıkıyoruz. Kalplerinde hastalık bulunanları Rabbimiz affetsin. Ancak AGD, art niyetleri olan insanların uzun süre barınabilecekleri bir kuruluş değildir. Bizler dış kaynaklı imkanlarla, Soros gibi uluslarası spekülatörlerin maddi desteğiyle veya Avrupa birliği fonlarıyla değil yüzde yüz yerli olan imkanlarımızla çalışıyoruz. Bu yüzden maddi anlamda cazibe merkezi değiliz. Şahsi çıkar peşinde koşanların ilgisini cezbedecek maddi imkanlarımız bulunmamaktadır. Bunca imkansızlıklar içerisinde adeta iğneyle kuyu kazarak faaliyetlerde bulunmak ancak halis niyetli insanların harcıdır diye düşünüyorum. 
 
10 yıl sonrası için nasıl bir AGD fotoğrafı görüyorsunuz?

Varlığını muhafaza etmek, medeniyetler yarışında başarılı olmak ve dünyaya damgasını vurmak isteyen her millet, mensubu olduğu inanç, kültür ve medeniyeti ayakta tutacak, bunları geliştirecek bir gençlik yetiştirmek zorundadır. Gençliğimiz bugün kendi inanç değerlerine yabancılaştığı için büyük bir ahlaki ve manevi tahribatla karşı karşıyadır. Ruhsal bir boşluk yaşamaktadır. Bu iç boşluğunu içki, kumar ve uyuşturucu ile doldurmaya çalışmaktadır. Gençlerimiz şehvetin ve şiddetin pençesindedir. Ülkemizin geleceği olan gençliğimiz kendi geleceğinden kaygı duymaktadır. Ömürleri, iş ve işçi bulma kurumu, popstar ve şans oyunları kuyruklarında heba olmaktadır. Bizler gençliğimizin içinde bulunduğu bu mevcut olumsuz tabloyu toplum olarak ileride yaşayacağımız muhtemel büyük depremin öncü depremi olarak değerlendiriyoruz. Yarınlarımızın teminatı olan gençliğin bugün içinde bulunduğu kötü tablo gelip geçicidir.

Bizim bu ülke gençliğine güvenimiz sonsuzdur. Bizler eğer gayret edersek hem gençliğin hem de ülkemizin üzerindeki kara bulutlar dağılmaya mahkumdur. Çünkü Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın deyimiyle bu milletin en büyük gücü, tankı, topu ve tüfeği değil imanlı gençliğidir. Önümüzdeki 10 yıl içinde gençliğin AGD çatısı bu kara bulutları bertaraf ederek büyük başarılara imza atacağını hep beraber göreceğiz. Bu büyük müjdenin işaretlerini şimdiden alıyoruz. Şair “Tohum saç bitmezse toprak utansın.” demişti. Bu topraklar tohum atanları utandırmadı. Seneler önce atılan tohumlar bugün filize durdu. Allah'a hamdolsun imanlı ve şuurlu gençliğimiz, bütün engellemelere rağmen çığ gibi büyümüş ve kabına sığmaz bir duruma gelmiştir.

Ülkemizde alevler içinde olduğu halde yanmayacak, aşkına, idealine, irfanına, imanına sahip çıkacak bir gençlik yetişiyor. Güle sevdalı gençliğimiz, sorumluluğunu ve görevini müdrik bir şekilde çağa damgasını vurmaya ve müntesibi olmaktan şeref duyduğumuz İslam medeniyetini yeniden yeşertmeye hazırlanmaktadır. Dünyaya kan, gözyaşı, sömürü ve işgalden başka bir dünya sunmayan küresel emperyalistlere inat temeli, adalet, sevgi ve şefkate dayalı yeni bir dünya bu milletin evlatlarının omuzlarında kurulacaktır. Bizler de bu süre zarfında teşkilatlarımızı güçlendirip, ulaşılmadık bir tek gencimizin dahi kalmaması için gayret göstereceğiz. Sevgi ve kardeşlik bayrağımızın her yerde dalgalanması için elimizden geleni yapacağız. 

dunyabizim.com

Etiketler :