Darbecilerden çirkin iftira
27 Mayıs cuntasının Fatin Rüştü Zorlu hakkında ileri sürdüğü 'Yurtdışında mal varlığı var' iddiasını bir dönemin Merkez Bankası Başkanı Osman Şıklar'ın tanıklığı çürüttü.
27 Mayısçılar önce suç icat etti sonra bilirkişi raporu yazdırdı.
Erdal ŞEN'in haberi
27 Mayıs cuntasının Fatin Rüştü Zorlu hakkında ileri sürdüğü 'Yurtdışında mal varlığı var' iddiasını bir dönemin Merkez Bankası Başkanı Osman Şıklar'ın tanıklığı çürüttü. Şıklar, darbecilerin İtalyan liretini dolar gibi gösterip 1.500 kat daha fazla gibi rapor hazırladığını anlattı. Cuntacıların bu doğrultuda kendilerine de baskı yaptığını söyledi.
Bugün 27 Mayıs darbesini yapanlarca idam edilen dönemin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın 49. ölüm yıldönümü. Aradan geçen yıllar, darbecilerin Yassıada'da olağanüstü şartlar altında kurduğu sözde mahkemelerin maskesini bir bir düşürüyor. Ortaya çıkan her belge ve yazılan her hatırat darbeyi yapanların bir başka ayıbını gün yüzüne çıkartıyor. Bunlardan biri de idamla gönderilen Fatin Rüştü Zorlu hakkında yapılan suçlamaydı. Davalar sırasındaki tavizsiz duruşu nedeniyle darbeciler tarafından hiç sevilmeyen ve adı 'yüzde 10'uncuya çıkartılan Fatin Rüştü Zorlu hakkında ileri sürülen en önemli konu mal varlığıyla ilgiliydi. Darbecilerin Fatin Rüştü Zorlu aleyhine nasıl sahte raporlar hazırladıkları ise "Bir Ara Rejim Bürokratının Anıları" isimli kitapta ortaya çıktı. Kitap, 27 Mayıs 1960 darbesi olduğunda Merkez Bankası'nda görevli olan, 12 Eylül sonrasında da üç yıl süreyle Merkez Bankası başkanlığı yapan Osman Şıklar'a ait. Kitapta dile getirilen anılara göre cuntacılar Fatin Rüştü'nün yurtdışında az miktarda parası olmasına rağmen İtalyan liretini dolar gibi gösterip 1.500 kat daha fazla gibi rapor hazırlamış. O dönem bilirkişi olan Osman Şıklar, önüne dosya geldiğinde ilgili yüzbaşıyı, "Bu rapor yanlış" diye ikaz etmesine rağmen, yüzbaşı kendi hazırladıkları rapora uygun bir bilirkişi raporu yazılması talimatı vermiş.
Osman Şıklar'ın İmge Kitabevi'nden piyasaya çıkan kitabında bu bölüm 'Zorlu Davasında Bilirkişilik' başlığıyla anlatılıyor. Bilirkişi olarak görev yaparlarken, başlarında bulunan yüzbaşı ile olan diyaloglar ise kitapta şöyle yer buluyor: "Dosya ile ilgili çalışmayı, TBMM'nin geniş bir salonunda, her biri ayrı dosyalarda değişik konuları incelemekte olan bilirkişilerle birlikte, görevli bir yüzbaşının gözetiminde yapıyorduk. Yüzbaşı masalara uğruyor ve gelişmeler hakkında sorular soruyordu. Masama yaklaşıp, 'Ne durumdasınız, sonuca vardınız mı?' diye sorduğunda, 'Yüzbaşım, bu dosyada yer alan iddialar tamamen yanlışlarla dolu. Ben konuyu bitirdim ve sanıyorum bir saat içinde raporumu düzenleyip size verebileceğim' dedim. Yüzbaşı, 'Öyle şey olmaz, siz yanlış yapıyorsunuz. Raporu esas alarak görüşünüzü ona göre belirleyin ve en geç saat 16'da raporunuzla birlikte dosyayı teslim edin.' dedi. Yüzbaşı bunu adeta bir bölük yazıcısına emin verir gibi söylemişti."
Cuntacıların raporundaki yanlışlığı da şöyle kaleme almış Osman Şıklar: "Dosyadaki rapora ilk bakışımda çok ciddi ve önemli yanlışlar hemen dikkatimi çekmişti. Zira dünyanın çok sıfırlı paralarından olan İtalyan liretinin ve Japon yeninin hepsi sanki dolarmış gibi birlikte toplanmıştı. İşte bu yüzden Zorlu'nun yurtdışında çok yüksek miktarda parası bulunduğu iddia ediliyordu. Oysaki o tarihlerde 1.500 liret de, 200 Japon yeni de 1 dolar idi. Sonuçta bu yanlışlar dikkate alındığında, gerçekte çok mütevazı bir dövizin söz konusu olduğuna dair raporumu, beklediği gibi bulmadığını sandığım yüzbaşıya teslim edecektim."
Kıbrıs'ı kazandıran adam
Fatin Rüştü Zorlu, Dışişleri'nde yetişen en iyi diplomatlardan biri olarak biliniyor. Atatürk'ün Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras'ın damadı olan Fatin Rüştü'nün, eşi Emine Hanım'la olan nikahını da Atatürk kıymıştı. Menderes'in de gözdeleri arasında olan Fatin Rüştü Zorlu, 1954 seçimleri sonrası ilk kabinede dış işlerden sorumlu devlet bakanı olmuş; bir süre sonra da Menderes onu dışişleri bakanı yapmıştı. Kıbrıs'ta Türk askeri bulundurma, garantörlük gibi birçok hakkın elde edildiği 1959'da Londra'da imzalanan anlaşmanın temelinde de Menderes'le birlikte Zorlu'nun emeği vardı. 1959'da Türkiye AET'ye başvurduğunda da dışişleri bakanı koltuğunda o oturuyordu.
ZAMAN