Darağacında son vasiyet
Takvim yaprakları 12 Eylül 1980'i gösterirken, tank paletleri Türk demokrasisini silindir gibi ezdi.
Geride kan, gözyaşı ve bugüne dek çözülemeyen pek çok sorun kaldı. Hem milliyetçi camia hem sol kesim darbeden büyük yaralar alarak çıktı.
Darbe öncesi sokaklarda yaşanan ve kardeşin kardeşi vurduğu çatışmaları, askerî müdahale sonrası bu kez de idamlar izledi.
Darbeyle birlikte 18 yaşında cezaevine giren ülkücü Halil Esendağ bu isimlerden biriydi. Adı bazı cinayetlere karışmış ve 1983'te cunta yönetimi tarafından idam edilmişti. Kardeşi Arif Esendağ, yıllar sonra ağabeyinin ölmeden önceki son vasiyetini Zaman'a açıkladı. Ağabeyinin, cezaevine girdikten sonra büyük bir olgunlaşma dönemi geçirdiğini anlatan Arif Esendağ, "Bize son vasiyeti, 'Okuyun, eliniz silah değil kalem tutsun' oldu." diyor. Bu vasiyeti yerine getiren Esendağ, üniversiteyi bitirdi ve şu anda büyük bir bankada çalışıyor.
12 Eylül öncesi ölen karşıt görüşlü gençlerin hepsi için üzüldüğünü ve onları kayıp kuşak olarak değerlendirdiğini belirten Arif Esendağ, ağabeyi Halil Esendağ'ın infazından önce solcu gardiyanlarla da helalleştiğini anlatıyor. Darbeyi Türk halkına oynanan bir oyun olarak nitelendirerek, "Akan kan bir günde bıçak gibi kesildi. Darbe ortamını hazırlayanlar darbeyi yapanlar aynı kişilerdi." görüşünü dile getiriyor. 18 yaşında yakalanan ve 21 yaşında Buca Cezaevi'nde idam edilen ağabeyinin yaşadığı değişimi, "Hapiste bütün kaza namazlarını kıldı. Şiddetin çözüm olmadığını anlamıştı. Her gün Kur'an okuyordu. Ziyaretine gittiğimizde de bizi ölümüne alıştırıyordu." sözleriyle anlatıyor. Annesi Mürüvvet Hanım'ın üzüntüden birçok hastalığa yakalandığını söyleyen Esendağ, "Sıkıntısı en son bacağına vurdu. Ameliyat oldu ama fayda etmedi. Bacağının üzerine basamıyor." diyor. Esendağ, 12 Eylül analizi yaparken 'Ergenekon' örgütünün bugünlerde ortaya çıkan gizli faaliyetlerine dikkat çekiyor. Ergenekon soruşturmasını AK Parti hükümetinin yaptığı en büyük icraat olarak değerlendiren Arif Esendağ, ilginç bir de tespit yapıyor: "Ergenekon 30 yıl önce açığa çıkarılsaydı, 12 Eylül 1980 darbesi olmazdı. Yarının gençlerine temiz ve aydınlık bir Türkiye bırakacağız, buna çok seviniyorum."