Cuntanın panzehiri halk
Avukat Mücahit Gündoğdu, darbelerin ve cunta oluşumlarının panzehirinin halkın yönetime katılmasından geçtiğini söyledi.
Antalya'nın Gündoğmuş İlçesi Baro Temsilcisi Avukat Mücahit Gündoğdu, darbelerin ve cunta oluşumlarının panzehirinin halkın yönetime katılmasından geçtiğini söyledi.
Taraf Gazetesi'nin ortaya çıkardığı Balyoz darbe planını okuyunca bir hukukçu olarak tüylerinin diken diken olduğunu belirten Mücahit Gündoğdu, halkın milli iradesine karşı çıkan ve siyasi iradeyi ele geçirmek için halka kumpas kuranların yargılanarak en ağır cezayı görmesi gerektiğini ifade etti. Gündoğdu, 27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle başlayan cunta oluşumlarının Türkiye'nin dünyaya açılmasında hep ayak bağı olduğunu, bu ayrık otlarından kurtulmadığı sürece uluslararası platformda sözünün sazının dinlenmeyeceğini söyledi. Gündoğdu, "Balyoz, Kafes, Yakamoz, Eldiven, Çarşaf, Ayışığı ve Sarıkız darbe planlarıyla ülkemizin 8 yıl içinde ne büyük badirelerden geçtiğini görüyoruz. Darbe planlarını okuyunca insanın kanı donuyor. Tüylerimiz diken diken oluyor. Ülkede 11 Eylül 1980'e kadar kan gövdeyi götürürken bir gün sonra süt liman oluyor. Ortam bir gün sonra süt liman olacaktı da bunu 11 Eylül'e kadar neden yapılmadı. Balyoz darbe planını okuyunca insanlar 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan bildirgesi ve bir süre darbe planlarını daha iyi anlıyor. Maymun gözünü açtı. Demokrasiden geri dönüş yok. Bu millet, 50 yıl önce demokrasi adına Adnan Menderes, Fatih Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ı kurban verdi." diye konuştu.
Darbecilere karşı topyekun yeter artık söz milletin denmesi gerektiğini belirten Gündoğdu, demokrasiyi yok etmeye çalışanlara karşı ağır yaptırımların getirilmesi gerektiğini kaydetti. Demokrasiyi rafa kaldırmak isteyenlerin yargı önünde hesap vermek zorunda olduğunu vurgulayan Gündoğdu, buna en güzel örneğin ikinci kez darbe girişiminde bulunan ve başarılı olamayan Albay Talat Aydemir ve Süvari Binbaşı Fethi Gürcan'ın idam edilmesi olduğunu söyledi. Gündoğdu, "Bu ülkenin insanlarının verdiği vergilerle dış tehdit unsurlarına karşı yetki verilen kişilerin silahlarını halka karşı doğrultması anayasal bir suçtur. Milletçe darbecilere karşı tek yumruk olmalıyız. Darbelerinde cuntacıların da panzehiri halkın yönetime katılmasından geçiyor. Halkımız, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi denetimi kendi yaparsa ülkede cuntacılar barınamaz. Bunun yolu da demokrasiyi güçlendirmekten geçiyor. Demokrasimize sahip çıkmazsak kafamıza her 10 yılda bir balyoz vuran çok olur. Ne biz çiviyiz ne de birileri balyoz. Geçen yarım asırlık sürede halkımızın demokrasi bilinci gelişti. Cuntacılar şunu çok iyi bilmelidir ki ülke 1960'ların Türkiyesi değil. Demokrasi şehidi Menderes'ler de sahipsiz değil." diye konuştu.
Gündoğdu, Mehmet Baransu gibi demokrasiye sahip çıkan gazetecileri gelecek kuşakların ismini tarihe altın harflerle yazacağını sözlerine ekledi.