Cüneyt Özdemir'in yazısı

Sabah sabah uyku tutmuyor beni. İstanbul’da korkunç bir fırtınayı dinliyorum yatağımda bir o yana bir bu yana dönerek. Aklımda benden çok uzaklarda İstanbul’un ötesinde Ankara’da bu saatte dışarıda yatan 8000 insan. Kadınlar, çocuklar... Soğuk yetmezmiş gibi bir de açlık grevindeler.

Bu havada rüzgar benim camıma böylesine vurup uğuldarken acaba dışardıa yatmak nasıl histir diye düşünüyorum. Düşündükçe karabasanlar üşüşüyor üzerime. İçimde kopan bir fırtına...

Oysa kestirme bir yoldan uykuya kaçabilirim. Modern çağın yeni mottosu hemen şurada yanıbaşımda duruyor.

Çek bir BANA NE!

Ve kaç uykuya..

...olmuyor.

Öylesine manyak bir gündem var ki ve biz gazeteciler bu güneme öylesine rehin düşmüşüz ki sokakta yatan 8000 çoluk çocuk kadına 30 yıldır hiçbirşey söylemeyen bir katil kadar yerimiz yok kendi sığ dünyamızda.

Dün gece televizyonun karşısına geçip kendimi seyrettim. Bir elimde kumandayla diğer kanallar ile benim ne yaptığıma baktım.

Ben ve benim dışımda bir kaç kişi hariç herkes bir katilin ağzından çıkacak 3-5 kelimeye rehin düşmüş şehvetle aynı kelimeleri kuruyor ve bildik cümlelerle o katili anlatıyordu birbirine. Yeni birşey yoktu. Bırakın yeni birşeyi bildik şeylere eklenecek yeni hiçbirşey yoktu ama heyecan büyüktü.

“Dünya bitti”, “ben mesihim”, “İncili yeniden yazacağım” diyen bir manyak pek revaçtaydı dün.

Ekranın karşısında elimde kumandayla kendime bakarken biraz şaşkın biraz da üzgündüm. Kendime samimiyetle şunu sordum; ‘Acaba ben yalnış birşey mi yapıyorum?’

Kanunu kim çıkartmış, bordroda kaç lira yazıyormuş, kimin nereden ne kadar alacağı varmış inanın bunlar bana detay geliyor. 8000 insan haksızlığa uğradığını inanıyorsa ben siyaset gömleğini çıkartıp vicdan elbisemle kulak veriyorum bu insanlara.

Yağmur vuruyor camlarıma.

Hava hala karanlık...

Bizim başbakan şöyledir böyledir, severseniz sevmezsiniz ama doğruya doğru Özal’dan sonra görünen en pratik siyasetçidir. Bir inatlaşmaya doğru sürüklenmezse bunu da çözer mi , çözer kanımca.

Mesele Başbakanda değil ama bizde. Bir katilin ağzından çıkacak 3 kelimeye 30 yıldır rehin düşmüş insanlarımızda. İncil’i yazmaya talip olmuş bir adamın söyleyeceği hiç ama hiç bir söz beni heyecanlandırmıyorken medyadaki bu fırtınayı kopartanlarda.

Dışarıda fırtına var.

Yağmur pencereme vuruyor ve sanırım bir tek beni uyku tutmuyor.

Medya piyasasında bir meczup 8000 insan etmiyor.

İçimden bir ses “Katliniz batsın!” diye öfkeyle mırıldanıyor. 

Evet, uyku tutmuyor.

www.dipnot.tv