Cumhurbaşkanı'nı Ergenekoncu mu yaptılar
Kurtlar Vadisi'nde Abdüllah Gül'ün Ergenekoncu İskender'le Polat'a aracı olarak canlandırılması tartışma çıkardı. Haber 7'nin röportajı gündem oluşturdu...
Kurtlar Vadisi'nin uzun aradan sonra yayınlanan son bölümündeki Devlet'in Başı diye tanımlanan şahsın Köşk'te Polat Alemdar ve İskender Büyük'ü devlet adına barıştırmaya kalkışması diziyle ilgili tartışma çıkardı.
Kurtlar Vadisi'nin fanatik izleyicileri tarafından da büyük tepki çeken bu sahne üzerine Haber 7'de yayınlanan röportaj ise konuyu farklı bir boyuta çekti. Taraf yazarı Rasim Ozan Kütahyalı'nın Ersin Çelik'e verdiği söyleşide, Vadi ekibinin Köşk sahnesi ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den, Irak filmine karşı olmasının intikamını aldığını iddia etmesini Star Yazarı Nasuhi Güngör köşesine taşıdı.
"Cumhurbaşkanı Ergenekoncu mu oldu?" diyen Güngör Kurtlar Vadisi Terör filminin kışkırtıcılığına ve dizinin kanalla yolarını ayırma hamlesine dikkat çekiyor...
İşte Nasuhi Güngör'ün yazısı...
Abant Platformu tarafından Erbil’de düzenlenen toplantıda hassas bir sorunla ilgili kısa bir sunuş yaptım. ‘İlişkilerin belirlenmesinde medyanın rolü ve geleceği’ başlıklı konuşmamda, televizyon dizileri üzerinden Kuzey Irak ve Kürtler üzerinde oluşturulan olumsuzlukları da dile getirdim.
Kurtlar Vadisi 3 aylık aradan sonra tartışmalı bir sahne ile döndü. Cumhurbaşkanı Gül’ün oynadığı sahne şoke etti. Diziye sert salvolar yapan Kütahyalı’nın çok ilginç iddiaları var.
Şu son 10 yılı bir bakın. Herbiri izlenme rekorları kıran televizyon dizileri, toplum zihnini öylesine yanlış bilgilerle doldurdu ve öylesine düşmanca dönüştürdü ki, ‘Alt tarafı dizi kardeşim, abartmayın’ deyip geçemiyorsunuz.
Bu türün ilk örneklerinden olan Deli Yürek , önce dizi, ardından sinema filmi olarak, bir yandan çetelerle mücadelenin ‘iyi çocukların kurduğu çeteler’ eliyle mümkün olduğunu anlatırken; diğer yandan Kürt sorunu ve Kuzey Irak gibi hassas konular üzerinden derin bir düşmanlık söylemi oluşturdu.
Kuşkusuz burada en büyük payı Kurtlar Vadisi’ne ayırmak gerekiyor. Aynı söylemin aktüel olaylarla süslenerek ekrana taşınması, milyonlarca izleyicinin kafa karışıklığını daha da artıran ve öfkesini derinleştiren bir etki yarattı.
* * *
Yayınlandığı kanalla yaşadığı anlaşmazlığın ardından tekrar ekranlara dönen Kurtlar Vadisi, öyle bir dönüş yaptı ki, anlayabilene aşkolsun.
Abdullah Gül’e benzemesine özen gösterdikleri bir tiplemeyle Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nü Ergenekonla pazarlık merkezi haline dönüştürmüş dizinin senaristleri. Ya da onların kulaklarına fısıldayanlar. Her neyse.
Ergenekon davasının geldiği aşamaya dair bir yorum mu? Kafa karıştırmaya dönük bir hamle mi? Bu mesele üzerinde uzun zamandır Taraf’ta kafa patlatan Rasim Ozan Kütahyalı’nın da vurguladığı gibi cumhurbaşkanlığından intikam almak mı? Yoksa hepsi mi?
Adı seçim pusulasında yazmasa da, seçimlerin en iddialı partilerinden olan ADP (Aydın Doğan Partisi) sözcüsü M. Ali Birand tarafından ‘Olup biteni önceden biliyorlar, bunlar entresan çocuklar’ imajıyla süslenen Kurtlar Vadisi bize ne söylüyor?
* * *
Bunu anlamak için biraz geriye gitmek gerekiyor.
2007 yılının hemen başlarında Kurtlar Vadisi Terör başlığı ile yayına giren bölüm, kelimenin tam anlamıyla kışkırtıcı ve iç savaşı özendiren bir kurguya sahipti. Neyse ki sağduyu galip geldi ve dizinin yayını durduruldu.
Dikkat; 2007’nin ilk ayları. Terörün azgınlaştırıldığı bir dönem, üstelik çok değil birkaç ay sonra cumhuriyet mitingleri ve cumhurbaşkanlığı krizleri yaşanacak bir ortamdan söz ediyoruz. Böyle bir dizinin masumiyetine ve sadece dizi olduğuna inanan varsa, beri gelsin. Kalkıp ‘27 Nisan muhtırasında Kurtlar Vadisi’nin rolü’ diye yazı yazsam, beni Kemal Sayar’a emanet edersiniz. Ama durum böyle.
Ondan sonra diziye bir haller oldu. Birdenbire Polat Alemdar ve arkadaşları, Ergenekon’la mücadele eden ve bu ilişkileri gözler önüne seren bir ekibe dönüştüler. Bu defa da Ergenekon davasının seyrini izlediğimiz bir dizi vardı ekranlarda.
Ardından yapımcıların ‘maddi’ gerekçelerle Show Tv ile anlaşmazlık yaşadığı dedikoduları başladı. Sonra yollar ayrıldı. Dizinin izlenme oranı ve reklam gelirleri hakkında bir parça fikri olan herkes, sorunun ‘maddi’ olmadığını gayet iyi biliyordu.
Yapımcılar bir süre çeşitli kanallarla görüştü. Sonuçta ilginç bir şekilde ‘yuva’ya döndüler. Ama ne dönüş!
Daha ilk bölüm üzerinden bunlar söylenir mi diyorsanız, asıl eleştirimi ifade edeyim.
İster Ergenekon’la mücadele ediyormuş gibi devam etsin, ister onlar adına pazarlık tezgahlasın. Gözden kaçırmamamız gereken, sahnedeki ekibin her türlü hukuk dışı yolu mübah sayan bir katil sürüsü olması.
Kaynak: