Çocuklar etki altında kalabilirler
Anne baba evdeki kavgaların çocuğu bir şekilde etkilediğini düşünmeli ve öfkelerini kontrol etmelidirler. Özellikle kavgalarda yaşanması muhtemel öfke durumu çocuklar için korkutucu bir durum olarak algılanabilir.
Anne babanın birbirlerine karşı, fiziksel, sözel ya da duygusal şiddet uygulamaları çocuğun dünyasında derin yaralar açar. Bu durumdan çocuk doğrudan kendini sorumlu tutabilir ya da ebeveyninin kendini sevmediklerini düşünebilir. Bu nedenle anne baba birbirlerine karşı yıkıcı tavırlar içinde olmamalı ve sorunun çözümü için çare aradıklarını çocuğa hissettirmelidirler. Bu durumda çocuk sorunların halledilebileceğine dair umutvar olur.
Anne baba evdeki kavgaların çocuğu bir şekilde etkilediğini düşünmeli ve öfkelerini kontrol etmelidirler. Özellikle kavgalarda yaşanması muhtemel öfke durumu çocuklar için korkutucu bir durum olarak algılanabilir. Çocuk öfkelendiğinde öfkesine yenik düşen babayı gördüğünde, o güne kadar sevgi dolu bir insan olarak tarif ettiği ebeveyninin bir başka şeye dönüştüğünü düşünür ve öfkenin kendisine yönelmesinden endişe eder. Bütün bunların sonucunda da çocuğun ebeveynine olan güveni sarsılır ve çocuğun için kapanmasına neden olabilir.
Çocuğun modeli
Aile içi tartışmalarda, annelerinin ezildiğini ve hakkını savunamadığını gören kız çocukları ise endişeye kapılır ve umutlarını yitirirler. Kendisine model olarak benimsediği annenin, güçsüz kaldığına öz saygısını yitirdiğine ve haksızlığa uğradığına şahit olan çocuk güven duygusunu yitirir ve kozasına çekilir. Bu çocuk gelecekle ilgili hayallerinde karamsardır ve zihnindeki olumsuz aile şablonu onun umutlarını kırar.
Karı koca arasında bazı fikir ayrılığı olabilir ya da zaman zaman çatışma ortaya çıkabilir. Ancak anne baba bunu kişileştirmeden, karşı tarafın haklarını ihlal etmeden, baskı kurmadan, olayı büyütmeden halletmeli ve sorunun makul bir şekilde çözülmesi için işbirliği yapılmalıdırlar. Aile içinde yaşanan küçük tartışmalar fazla abartılmadığı sürece çocuğu pek etkilemez. Hatta çocuk yaşanan anlaşmazlıkların medeni bir ortamda rahatça çözülebileceğini burada öğrenir.
Evde halledilemeyen sorunlar çocuğun dış dünyada şiddet eğilimli olmasına sebebiyet verebilir. Anne baba evdeki sorunları çocuğun anlayacağı tarzda konuşmalı ve onun kaygısını azaltmalıdır. Çocuğa, aramızdaki sorunu çözebiliriz ve bu sorunun seninle hiç ilgisi yok mesajını vermelidirler. Bu durumda çocuk hem sorunların halledilebileceğine dair umutvar olur hem de sorunun kendisiyle ilgili olmadığını kavrar.
Şiddet davranışına şahit olan çocuk bu davranışı benimseyebiliyor ve bir zaman sonra bu öğrenilmiş bir davranış olabiliyor. Bu nedenle anne baba, çocuğa doğru örnek olmak gibi bir sorumluluklarının olduğunu unutmamalıdırlar.
Erzak dolabı
Aynı kapta iki renk
Yaşlı bir Kızılderili torunuyla birlikte kulübesine oturmuş kavga eden iki köpeği izliyordu. Köpeklerden biri beyaz diğeri siyahtı ve kavga ediyorlardı. Torun kendini bildi bileli bu köpekler kulübenin önündeydi ve sık sık kavga ederlerdi. Dede nedense bu köpekleri kulübesinden ayırmaz onları sürekli göz önünde tutardı. Çocuk dedenin kulübesini korumak için bir tane köpeğin yeterli olduğunu biliyordu ve dedenin niçin iki köpeği de burada bulundurduğuna bir anlam veremiyordu. Bunu dedeye sordu. Dede torunun bu sorusuna bilgece bir cevap verdi: "onlar, benim için iyiyle kötünün simgesidir, şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele ederler dedi. Onlara baktıkça ben bunu düşünürüm o yüzden onları yanımda tutarım diye ekledi. Torun bu iki köpek sürekli kavga halindeyse bunun bir de kazananı olmalı diye düşündü ve peki bu mücadeleyi hangisi kazanır? Diye sordu. Dedi hiç düşünmeden " ben hangisini beslersem o kazanır" diye cevap verdi.
Hayata ışık tutanlar
Ümmü Eymen
Ümmü Eymen, Peygamberimizin babasının cariyesiydi, Efendimizin babası vefat ettikten sonra efendimizin bakımını o üstlenmiştir. Peygamberimizin annesi vefat ettikten sonra onu alıp ve Mekke'ye götürmüş ve dedesi Abdulmuttalibe teslim etmiştir. Kendisi de burada kalmış ve efendimizin bakımını üstlenmiştir.
Efendimiz büyüdüğünde Ümmü Eymen azad edilmiştir. Efendimiz onu gördüğünde "Ailemden sadece bu hatıra kaldı" buyurmuştur. Ümmü Eymen önce Mekke'ye oradan da Habeşistan'a oradan da Medine ye hicret etmiştir. Ümmü Eymen'in ilk eşi, Ubeyd ibn zeyddir. Peygamberimiz kendisine çok değer vermiş ve ondan övgüyle bahsetmiştir. Ubeyd Huneyn gazvesinde şehit olunca Ümmü Eymen dul kalmış ama metanetini korumuştur.
Bir gün efendimiz ashabı ile otururken, yanına Ümmü Eymen gelmiş Ümmü Eymen oradan ayrıldıktan sonra, efendimiz "kim cennetlik bir hanımla evlenmek istiyorsa Ümmü Eymen ile evlensin" demiştir. Bunun üzerine Zeyd bin Harise (r.a) onunla evlenmiştir. Hz. Hatice validemiz de bir düğün ziyafeti vermiş ve evlilikten Useme doğmuştur.
Bir gün Ümmü Eymen, Efendimizden deve istemiştir. Allah Resulu, "sana bir deve yavrusu vereceğim" deyince, kadın " yavru alıp da ne yapacağım? Dedi. Bunun üzerine Efendimiz ne kadar deve varsa hepsi deve yavrusu değil mi? Dedi...
Rivayete göre, Ümmü Eymen hicret ederken, Ravha'ya varamadan Munsaraf isimli yerde akşam oldu. Susamıştı ama yanında su yoktu. Aynı zamanda oruçluydu. Susuzluk onu çok daraltmıştı. Tam o daraldığı esnada, gökten beyaz ipe bağlı bir koca su indi. Suyu aldı kana kana içti. Ümmü Eymen der ki, bu hadiseden sonra susuzluk çekmedim, yazın en sıcak günlerinde bile oruç tuttum ama o suyu içtikten sonra hiç susuzluktan yakınmadım.
Efendimiz, Ümmü eymen, annemden sonra annemdir demiştir.
(Nurgül Dere, Hanım Sahabiler)