CNN ile Habertürk kapıştı

CNN ile Habertürk kapıştı

PKK Kongra-Gel sözde lideri Aydar'ı canlı yayında konuşturan ve bunu habercilik başarısı olarak gösteren CNN Türk'e Habertürk'ün cevabı çok sert oldu.

PKK Kongra-Gel sözde lideri Zübeyir Aydar'ı canlı yayında konuşturan ve bunu habercilik başarısı olarak gösteren CNN Türk'e Habertürk'ün cevabı çok sert oldu. Canlı yayından rahatsızlığını çok sert bir açıklama ile kamuoyuna duyuran Habertürk, CNN Türk'ün sapla samanı karıştırdığını ileri sürdü.

İşte Habertürk'ün yaptığı o açıklama:

1. CNN Türk diyor ki: Aynı mantıkla hareket edildiğinde Silopi'deki görüntülerin, Kandil'den gelen PKK'lıların Mahmur kampından geliş sürecinin ele alındığı bütün haberlerin de "skandal" olarak nitelendirilmesi gerekiyordu.

Görüldüğü gibi CNN Türk haber ile skandalı ayırd edememekte ısrarcı. Biraz daha açarak anlatalım o halde…

Silopi'de PKK'ların teslim olma süreci haber değeri taşıyan bir olaydır. Ama PKK'lılar teslim oluyor diye Kandil'den terör örgütünün bir başka lideri Murat Karayılan'ı canlı yayına bağlar, konuşturursanız, bunun adı habercilik olmaz, yayıncılık skandalı olur.

Siz ne yaptınız?

Zübeyir Aydar'ı canlı yayına çıkardınız.

Zübeyir Aydar kim?

PKK-Kongra Gel'in kırmızı bültenle aranan lideri..

Zübeyir Aydar teslim oldu veya yakalandı mı?

Hayır.

Siz niye yayına çıkardınız?

Demokratik açılım sürecine verilen molayı yorumlasın diye..

İngiltere IRA liderini canlı yayına çıkarıyor mu?

Hayır.

ABD'de El Kaide liderine canlı yayınla söz hakkı verilebilir mi?

Hayır.

İspanya'da BASK, Fransa'da Korsika liderini canlı yayında konuştururlar mı?

Hayır.

Neden konuşturmazlar?

Çünkü hiçbir ülkenin yayın kuruluşu, kendi ülkesini hedef alan bir terör örgütünün liderini canlı yayında konuk ederek o görüşlerin meşrulaşmasına hizmet etmez.

Bırakın terör örgütü liderini, ırkçılığı savunan bir ismin bile konuşturulması yayıncı kuruluşu haklı protestoların hedefi haline getirir. Bakın BBC'nin başına gelene… Question and Answer adlı programda Ulusal Parti Lideri Nick Griffin 20 dakika konuşturuldu diye, İngiltere ayağa kalktı. Griffin terörist mi? Hayır. Üstelik hem yerel seçimlere hem de AB seçimlerine katılmış resmi bir partinin lideri. Ülkenin aydınları BBC'yi ne ile suçluyor biliyor musunuz? “İngiltere İngilizlerindir” diyen Griffin'i konuşturarak, ırkçılığı meşrulaştırmakla...

Canlı yayına terör örgütü lideri çıkarmakla, Habur'da yaşanan olayları aktarmak arasındaki farkı anlamamış görünerek, skandalı ‘habercilik' kılıfına sokmaya çalışan CNN Türk'ü öncelikle ciddiyete davet ediyoruz…

2. CNN Türk diyor ki: Geçmişte de Abdullah Öcalan ile bazı mülakatlar yapıldı.

Evet yapıldı ve yapılabilir de… Ama o mülakatların hiçbiri televizyonda canlı yayında yapılmadı. Röportaj yapan gazeteciler Öcalan ile görüştüler, o röportajları yazı işlerine götürdüler, genel yayın yönetmenlerinin değerlendirmesine sundular ve öyle yayınladılar.

Yayın ilkelerine uygunluğu, haber değeri taşıyıp taşımadığı süzgeçten geçirildi, okura da öyle sunuldu. Bu röportajlarla, bir terör örgütü liderinin canlı yayında konuşmasına izin vermeyi kıyaslamak da sapla samanı birbirine karıştırmanın ikinci örneği…

3. CNN Türk diyor ki: Bizi izlemeye devam etmenizi salık veririz…

Sizi izliyoruz ve gördüğümüz şey şu:

Binmişsiniz bir alamete, gidiyorsunuz kıyamete… Kendinizle beraber bari yayın dünyasına ve memlekete de zarar vermeyin diye iyi niyetle uyarıyoruz…

Evet Habertürk'ün CNN Türk'e karşı yaptığı zehir zemberek açıklama böyle.

BU DA CNN TÜRK'ÜN YAPTIĞI AÇIKLAMA:

Habertürk İnternet sitesinde CNN TÜRK’ün Zübeyir Aydar ile yaptığı röportaj “skandal yayın” olarak nitelendirildi. Son dönemde yaptığı haberlerden çok başkalarının yaptığı haberleri konuşan-yazan Habertürk, habercilik adına gösterilen bir refleksi skandal olarak nitelendirebiliyor.

Aynı mantıkla hareket edildiğinde Silopi'deki görüntülerin, Kandil'den gelen PKK'lıların Mahmur kampından geliş sürecinin ele alındığı bütün haberlerin de "skandal" olarak nitelendirilmesi gerekiyordu.

Kaldı ki; Habertürk editörlerinin unutmaması gereken bir gerçek var o da, Abdullah Öcalan ile hem de Öcalan Suriye'de yaşarken görüşen yöneticilerinin varlığı. O dönemde gazetecilerin bu mülakatı bir "gazetecilik faaliyeti" olarak nitelendirdiğini unutmamak gerekir.

Etiketler :