Çinli azınlık Müslüman milleti: Hui'ler
Uzun yıllar komünist sistemle yönetilen Çin Halk Cumhuriyeti'nde bir çok kişinin sandğının aksine İslam dininin büyük izleri var.
Uzun yıllar komünist sistemle yönetilen Çin Halk Cumhuriyeti'nde bir çok kişinin sandğının aksine İslam dininin büyük izleri var. Üstelik, resmi rakamlara göre günümüzde 20 milyon müslümanın yaşadığı Çin'in İslam'la tanışıklığı çok eskilere dayanıyor. Çin'e yapmış olduğum bir seyahatte Huilerin yaşadığı Ningxia Özerk Bölgesini ve bir müslüman köyünü ziyaret ettim. Bu ilginç seyahatte İslam'ın Çin'deki derin izlerine rastlamak oldukça şaşırtıcıydı…
Rivayetlere göre, 630'lu yıllarda Çin'e giden Sad bin Ebi Vakkas (r.a.) önderliğindeki ilk müslüman kafileler, Çinlilerin İslam'la tanışmasına vesile olur. Tang Hanedanlığı döneminde gerçekleşen bu ziyaretler sonrasında, İmparator Gaozong'un emriyle, Çin'in ilk camisi olan Guangta (bir diğer adıyla Huaisheng) Camii inşa edilir. İslam'ın Çin'deki en eski izlerinden birisi olan bu cami halen ibadete açıktır.
Resmi rakamlara göre Çin'de bugün 20 milyon müslüman yaşamaktadır. Bu müslümanların çoğunluğu Çin'in azınlık milletlerinden olan Huilerdir. Diğer yarısı ise Uygur, Kazak, Kırgız, Tacik, Tatar, Özbek, Salar, Baoan ve Dangxiong gibi farklı milletlerden oluşur.
Resmi bir dine sahip olmayan Çin Halk Cumhuriyeti'nde din mensuplarının nüfusu milletlerin nüfusuna gore hesaplanmaktadır. Bu nedenle bazı kaynaklar gerçek müslüman sayısının resmi rakamlardan daha fazla olduğunu iddia etmektedir.
Çin Halk Cumhuriyeti'nde 10 milyonluk bir nüfusa sahip olduğu bilinen Hui'ler ülkedeki en büyük müslüman nüfusa sahip topluluktur. Fiziksel yapı açısından Han ulusuna benzerler. Huilerin soyları, Sincan'daki Uygur ve diğer Türkçe konuşan etnik gruplardan ayrı olarak, Moğol – Yuan hanedanlığı döneminde Çin'e göçen müslümanlara dayanmaktadır.
Müslüman Hui ırkının ana vatanı olan Ningxia (Ningşia) Çin'in kuzey batısında yer alıyor. Çin'in 5 özerk bölgesinden birisi olan bu bölge 1958 yılında Ningxia Hui Özerk bölgesi olarak ilan edilmiş. Başkenti Yinchuan olan Ningxia Hui özerk bölgesinin nüfusu 6.3 milyon. Bölgede yaşayan Hui azınlık millet toplam nüfusun yüzde 35'ini oluşturuyor. Resmi rakamlara göre bölgede 3760 camii var. Bu camilerin en güzel örneklerinden bir tanesi ise Najiahu Camii.
Yinchuan şehrinin 6 bin nüfuslu Najiahu köyünde inşa edilen bu camiinin tarihi 1524 yılına dayanıyor. Yıllar içerisinde çeşitli restorasyonlar geçiren bu ahşap camii antik Çin mimarisinin çizgilerini taşıyor. Duvarları ve sütünlarında mavi, kırmızı, yeşil ve sarı renkli süslemelerin hakim olduğu caminin çatıları ise yeşil ve sanrı renkli kiramitlerden yapılmış.
Caminin içerisinde yaklaşık bin kişi aynı anda ibadet edebiliyor. Camide ayrıca minare görevini gören bir de kule var.
18. yüzyılda büyük bir deprem ve yangın tehlikesi atlatan Najiahu camii, 1966 – 1976 yılları arasında gerçekleşen komünist kültür devrimi döneminde de diğer ibadethaneler gibi sıkıntılar yaşamış. Ama 80'li ve 90'lı yıllardaki değişimlerle bu sıkıntılar ortadan kalkmış.
Geçimlerini çoğunlukla tarımla sağlayan Najiahu köylüleri bugün bu camide özgürce ibadetlerini yapabiliyorlar. Hui müslümanlarının genel İslam anlayışı Anadolu'daki sufi İslam anlayışıyla büyük parallelikler taşıyor.
Najiahu kelime olarak 'Na ailesinin mahallesi' anlamına geliyor. Rivayetlere gore Na ailesi, Yuan Hanedanlığı zamanında Yinchuan'a yerleşmiş bir Moğol aristokratın torunları. Ming ve Qing hanedanlıkları döneminde bu bölge Çinli müslümanlar için önemli bir ekonomik ve kültürel merkez olmuş. Köyün yerlilerinin bir çoğu Na ailesine mensuptur.
Caminin imamı Na Xue Jun burada görev yapmaktan oldukça memnun. Çevirmen yardımıyla konuştuğum Jun, herhangi bir baskı altında olmadıklarını ifade etti. Camiyi bana gezdiren köyün yerlilerinden Na Xue Dong ise gençlerin vakit namazlarına katılmamasına biraz üzgün. Dong'un söylediğine göre gençler sadece Cuma namazlarına ilgi gösteriyor.
Köyün ilginç bir özelliği ise köylülerin uzun yaşam sürmeleri. Bu köyde 80 yaş üzerinde yüzden fazla kişi yaşıyor.
Köyün müslüman cemaati ölülerini camiinin hemen yanındaki mezarlığa defnedebiliyor. Arapça ve Çince yazılarla bezenmiş mezarların üstünün betonla kaplanmış olması ise ilginç bir ayrıntı.
Anadolu'daki bir köy camisinin sıcaklığını hissedebileceğiniz bu tarihi ibadethaneyi terkederken duvardaki bir yazı dikkat çekiyor. Arap ve Çin harfleriyle yazılmış bu yazı sanki biraz da Hui müslüman Çinlilerinin genel duruşunu simgeliyor: Ülkeni sev, dinini sev, hukuku tanı, kanuna uy!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.