Çiçek: Ben imza özürlüyüm
Çiçek: "Ben imza özürlüyüm. En zayıf noktam bu. Ben de bunu kabul ediyorum. İmzam değişken ve taklit edilmesi kolay" dedi.
''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' davasının tutuklu sanığı Kurmay Albay Dursun Çiçek, sahte belge üzerinde tek gerçeğe yakın olan şeyin imzası olduğunu belirterek, ''Çünkü taklit edilebilen bir imza. Ben imza özürlüyüm. En zayıf noktam bu. Ben de bunu kabul ediyorum. İmzam değişken ve taklit edilmesi kolay'' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunmasına devam eden Çiçek, 5 gün boyunca evinin, arabasının arandığını, 70 bilgisayarın incelendiğini ve bunlarla ilgili tutanaklar tutulduğunu hatırlattı.
Ancak bu tutanakların iddianamede yer almadığını iddia eden Çiçek, ''Neden? Çünkü bu tertibe uymayan bir şey. Tertibe uymuyorsa, iddianameye girmesi yasak. Savcının anlayışı bu. Savcıya nereden mezun olduğunu sormak lazım'' diye konuştu.
Sivil savcının, askeri savcılığa baskıda bulunduğunu iddia eden Çiçek, şunları söyledi:
''Askeri savcılık, 'Anayasaya, CMK'ya saygı gösterin, soruşturmanın sonucunu bekleyin' dedi. Ama sivil savcı, tertibin gereğini yapacak ya... Sahte belge üzerinde tek gerçeğe yakın olan şey imzam. Çünkü taklit edilebilen bir imza. Adli Tıp Kurumu, TÜBİTAK, 'Bu imzanın taklidi kolay, değişken, imzalar birbirini tutmuyor' diyor. Ben imza özürlüyüm. En zayıf noktam bu. Ben de bunu kabul ediyorum. İmzam değişken ve taklit edilmesi kolay. TÜBİTAK, 'Bu imzalar yargılamaya esas olamaz' diyor. Ama İstanbul Emniyet Müdürlüğü bunu kabul etmiyor. Çünkü Emniyet Müdürlüğü de tertibin bir parçası.''
-''DELİL VE SUÇ YOK, GELEN TUTUKLANIYOR''-
Dursun Çiçek, bilgisine başvurulan bir albay iken, birden terör örgütü üyesi ilan edildiğini belirtti.
Tahliyesi olmasına rağmen, iftiralara ve yargısız infazlara devam edildiğini dile getiren Çiçek, savunmasını şöyle sürdürdü:
''Delil ve suç yok, gelen tutuklanıyor. Ülkeyi bu hale getirdiler. Yüce yargıdan adaletli bir karar bekliyorum. Askeri savcının gönderdiği 20 tane delil var, bunlar iddianamede yer almıyor ama ek dosyalarda var. Çünkü sahte bir plan hazırlandı ve bunun uygulanması lazım. Erzincan'da cemaatlerle ilgili soruşturma yürüten savcıyla görüştüğüm iddia edildi. Tanık yok, delil yok. Ama gizli tanık var. Gizli tanık benim savcıyla görüştüğümü ve yemek yediğimi söylüyor. Yemek yiyen kişi 1977 doğumlu inşaat işiyle uğraşan biri.''
Genelkurmay Başkanlığının, atılan iftiraları yalanlamakla uğraştığını kaydeden Çiçek, savcının görevini yerine getirmediğini, bu nedenle Genelkurmay Başkanlığının iftiraları temizlemekle karşı karşıya kaldığını aktardı.
-''SAVCI, İFTİRALARLA MESLEKİ KARİYERİMİ BİTİRDİ''-
Eşiyle kafes arkasında görüşmek zorunda kaldığını, delil ve suç unsuru olmadığı halde tutuklandığını savunan Çiçek, ''Ben eşimle kafes arkasında görüşmeye mecbur muyum? Bir tane delile ve şüpheye cevap veremiyorsam beni müebbete çarptırın. Eğer böyle bir durum yoksa da adaleti yerine getirin'' şeklinde konuştu.
''Bir delinin kuyuya taş attığını ve bin akılının da bu taşı kuyudan çıkarmaya çalıştığını'' ileri süren Çiçek, ''Ya taşın arkasından gideceğiz ya da hukuk, vicdan ve adalet var deyip karar vereceğiz'' dedi.
Kendisine yargısız infaz yapıldığını iddia eden Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Hukuk çerçevesinde bunların hesabını soracağım. Bu kapsamda bulunduğum suç duyuruları var. Eğer en ufak bir şüphem olsa bunları yapmam. Ülkem için ölünceye kadar yapacağım şey bu. Çünkü başka Dursun Çiçekler yanmasın, başka Dursun Çiçekler iftiraya uğramasın, savcılar, hakimler gerçek dosyalarla uğraşsın. 50 yaşına geldim, bundan sonraki hedefim bu. Savcı, iftiralarla mesleki kariyerimi bitirdi. Ben bunların hesabını sormazsam, nasıl yaşarım, nasıl iyi bir birey olurum. Savcı bilirkişi raporları dışında, dosyayı istiyor, Çünkü bilirkişi raporu tertibe uymuyor.''
Duruşma, Çiçek'in savunmasıyla devam ediyor.
AA