CHP'li Toprak sözlerini savundu
Yaptığı açıklamalarla şimşekleri üzerine çeken CHP'nin İstanbul 3. Bölge milletvekili adayı Binnaz Toprak konuştu.
Kamuoyu onu “endişeli modern” olarak tanıyor, CHP'ninİstanbul3. Bölge milletvekili adayı. Zincirlikuyu Mezarlığı'nın girişinde yazan Al-i İmran Suresi'nin “Her canlı bir gün ölümü tadacaktır” ayetine ilişkin sözleriyle seçim meydanlarında bu hafta en çok konuşulan kişi oldu. Belki de siyasetin sahadaki halinin üniversitedeki teorik yüzüne attığı tokatla sarsıldı. Gündemdeki kadın Prof. Dr. Binnaz Toprak ile yeni CHP'yi ve son açıklamalarını konuştuk, sözleriyle hem CHP'de hem de Türkiye'de yeni tartışmaların kapısını aralayacak.
Benim sözüm ayete değil mezarlığın girişine asılmasına
* CHP, “yeni CHP” söylemi ile takiyyemi yapıyor?
Hayır, takiyye yapıldığını düşünmüyorum.CHPkendisini birkaç defa yenilemiştir. Bu dönemde değişim dönemi. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, özellikle demokrasiye geçtikten sonra Türkiye'de gündemde olan laiklik ve din gerginliğini de yeni CHP geride bırakmak kararında. Örneğin, Genel Başkanımız'ın “Biz üniversite öğrencilerinin kılık kıyafetine karışmıyoruz” demesinin ardından özellikle son 30 yıldır Türkiye'yi germiş olan bu sorun en azından fiilen çözümlenmiş oldu, ileride de hukuken çözümleneceğini umuyoruz.
* Resmi ideolojinin partisi olarak siyasette konumlanan CHP'nin yeni ideolojisi nedir?
Şunu unutmamak lazım, o resmi ideolojinin bir parçası olarak Türkiye bugünkü konumuna gelebildi. Bugün Türkiye bütün bir İslamcoğrafyasında laik hukuk ve eğitimsistemine sahip olan ve geçmişteki tümsorunlara rağmen yarımyüzyıldır demokrasi ile idare edilen tek ülke, hemsosyal hem toplumsal hemde ekonomik olarak en gelişmiş ülke.O ideoloji reddedilmiş değil ama CHP'nin bugünkü vurgusu devletten çok vatandaş endeksli.
İTİRAZIM AYETE DEĞİL
* Zincirlikuyu Mezarlığı'nın girişinde Al-i İmranSuresi'nde yer alan “Her canlı birgün ölümü tadacaktır” ayetiyle ilgili sözleriniz tartışma konusu oldu.
Bu konu zamanında kamuoyunda çok tartışılmıştı. Bütün semavi dinlerin kutsal kitaplarında ölümle ve ahiretle ilgili bölümler vardır. Ancak, bu tür ayetler mezarlıkların ya da mezar taşlarının üzerine yazılmaz. Osmanlı 600 yıllık bir İslam Devleti'ydi, ecdadımızın mezar taşlarına baktığınızda bu ayeti göremezsiniz. Öteden beri cenazelerde, mezar taşlarının üzerinde,mevlütlerde “Ruhuna Fatiha” okunması söylenir. İslam, birtakım Hıristiyan tarikatlarında olduğu gibi korku üzerine bina edilmiş bir din değildir. Bilakis Allah sevgisi başta olmak üzere İslam dini Allah'ın yarattığı bütün varlıkları sevmeyi öğretir.Dolayısıyla benim söylediğim ayetle ilgili değildi, bu ayetin mezarlığın girişine yazılmış olmasıyla ilgiliydi.
* Bir gaf yaptığınızı düşünmüyormusunuz?
Anlaşılan bu seçim atmosferindeAKPsöylenen her sözü artık ortadan kalkması gereken bu din ve laiklik gerginliğine çevirmek istemekte, meydanlarda CHP'liler adeta hedef gösteriliyor. Başbakan umarımbunun sorumluluğunun bilincindedir. Bu ülkede siyaset yapan hiç kimsenin ayete, Kur'an'a, inançlara, Allah'a dil uzattığı filan yok. Bu söylemin halkı bölen ve insanları birbirine düşman eden çok tehlikeli bir söylemolduğunu düşünüyorum. Bu gerginlikten herkes bıktı usandı ve artık geride bırakılması lazım.
KILIKLA MEŞGUL DEĞİLİZ
* Cumhurbaşkanı'nın eşinin başörtülü olmasından bir rahatsızlık duyuyormusunuz?
Hayır, her ne kadar bu mesele zamanında Türkiye'yi germiş olsa da bugün artık herkesin bunu olağan karşıladığı kanısındayım.
* Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın eşi başörtüsünden dolayı GATA'da hasta ziyaretine gidemedi. Bir CHP'li olarak bu duruma karşı mücadele verirmisiniz?
Evet, veririm. Hastanelerin herkese açık olması lazım. Bu uygulama tabii ki yanlıştır, hastaneler herkese hizmet sunan kurumlardır, ister hasta ister ziyaretçi olsun kılık kıyafetine bakılarak insanların hastaneye kabul edilmemesi söz konusu olamaz. Orada Emine Hanım'ın uğradığı muameleye isyan etmemek mümkün değil genel başkanımızın da defalarca söylediği gibi biz hiç kimsenin kılık kıyafetiyle meşgul değiliz.
Balbay'ın adaylığına karşı çıktım
* Mustafa Balbay'ın adaylığına neden karşı çıktınız?
Parti Meclisi içinde konuşulmuş bir konuydu. Her şeyden önce sızdırılmış olmasını kınıyorum. Balbay'ın şahsıyla ilgili herhangi bir şey söylemedim, ilkesel olarak partinin tutuklu olan adayları göstermesinin partiye faydalı olmayacağı görüşündeydim. Balbay'ın çok saygın bir kişilik olduğunu düşünüyorum, yönetiminin kararını saygıyla karışılıyorum.
* CHP,Ergenekon Davası'nda darbe teşebbüsü ile yargılanan isimleri aday göstererek demokrasi söylemiyle çelişmiyor mu?
İnsanların suçluluğu ispat edilmeden suçlu oldukları kabul edildi. Dolayısıyla da tutukluluk süreleri cezaya dönüştü. Bir hukuk devletinde bunun kabul edilemez olduğu kanısındayım. Hukukun en temel ilkelerinden biri aksi ispat edilinceye kadar herkesin suçsuz olmasıdır.
Türkçe ezan aşırılıktı düzeltildi
* Türkiye'de insanlardan Kemalizmin dayattığı Müslümanlığı yaşamaları istenmiyormu?
Kemalizmin Müslümanlığa karşı olduğu fikrinin yanlış olduğu kanısındayım. Evet dönem dönem laiklik katı bir şekilde anlaşılmış olabilir ancak bir İslam ülkesini dönüştürmek o kadar kolay değil. Her devrimin aşırılıkları olabilir. Bu ülkede cumhuriyetin kuruluşundan bu yana dini bayramlar vardır, insanların namaz kılmalarına, oruç tutmalarına hiçbir zaman karışılmamıştır.
* Ezanın Arapça okunması yasaklanmış bu ülkede, nasıl karışılmamış?
Evet, o bir aşırılıktı, zaten düzeltildi, o gün bugündür de ne CHP'den ne de başka bir partiden aksi yönde bir talep geldi.
* Tarikatlara karşı mesafeli bir duruşunuz yokmu?
Tarikatlar hakkında herhangi bir görüş belirtmiyoruz. Biz toplumdaki hiçbir kesime mesafeli durmuyoruz.
* Laikçimisiniz?
Hayır değilim, laikçilikten kastedilen inançlı insanları dışlamaksa hiçbir zaman bunu yapmadım, bilakis haklı taleplerini de dile getirdim.
İnançlıların endişelerini dile getirdim
* Endişeli modern olarak tanımlanıyorsunuz, özellikle28 Şubatsürecinde endişeli mütedeyyinler vardı. Onları anlayabiliyor musunuz?
Zaten endişeli mütedeyyinler hakkında pek çok araştırma yapmış olan biriyim, onların sesini de gündeme getirdim. Ama, bugün için endişeli olmalarını gerektirecek konumda olmadıkları kanaatindeyim. AKP, endişeleri ortadan kaldırmak ve seçimler sonrasında Başbakan'ın her seferinde iddia ettiği gibi herkesin kaygılarını ve taleplerini dikkate almak yerine yeni endişeliler oluşturdu.
Menderes'in asılması büyük bir yanlıştır
* Türkiye'nin meseleleri konusunda bakışınız askerlerin meselelere bakışı ile örtüşüyormu?
Biz askerin değil, halkın bakış açısıyla ilgiliyiz. Yeni CHP'nin amacı demokrasiyi güçlendirmektir, bunun da orduya dayanarak yapılabilmesi zaten mümkün değildir.
* CHP mesela 27Mayıs'ta oynadığı rolden dolayı özür dilemeden demokrasi iddiasında bulunabilirmi? 1960 darbesi Türkiye'de darbeler dönemini açmıştır, daha sonraki yıllarda ordunun siyasete müdahalesini getirmiştir. Türkiye'de demokrasinin bir türlü kurumsallaşmamasında bu darbenin çok büyük bir rolü vardır. Tabii ki bütün darbeler gibi kınanması gerekir. Ayrıca DP'nin başbakanının ve bakanlarının asılması büyük bir yanlıştır. İtibarlarının iade edilmesi ve anıt mezarlarının yapılması demokrasi açısından kazanımdır.
* Soros'un desteği şüphelere yol açmamalı
- Soros muhibi misiniz?
Açık Toplum Vakfı ve TESEV pek çok akademisyeni araştırmalarında desteklemiş kuruluşlardır. Türkiye'de akademik dünyada bugün daha çok araştırma yapılabiliyorsa bu tür destekler sayesindedir. Sahada araştırma yapmak pahalı bir iştir. Bunu üniversiteden aldığınız maaşla gerçekleştirebilmek mümkün değil. Yaptığımız araştırmalarda, bu kurumların konu seçiminde, metedolojinin saptanmasında, son raporunun yazılmasında herhangi bir müdahaleleri hiçbir zaman olmadı. Bu vakfın mali olarak Soros'tan destekleniyor olması vakfın faaliyetlerinin şüphe ile karşılanmasını gerektirmiyor.
İngilizce gibi Kürtçe de okulda öğretilebilir
* Kemalizm, Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığında Kürtler ve Aleviler ile barışma hamlesi mi yapıyor?
“Barışma” demeyelimde bu sorunların çözümlenmesi gerektiği kanısındayız.Güneydoğu'yu CHP uzun zaman ihmal etmiştir ama seçim bildirgemizde barışçıl yollarla çözüm için önerilerimiz var. Yüzde 10 barajının düşürülmesi, okullarda İngilizce, Fransızca gibi yabancı diller nasıl okutuluyorsa Kürtçe okuma yazmanın da öğretilmesi taraftarıyız. Cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi, din derslerinin seçmeli hale getirilmesi gibi önerilerimiz var. Türkiye'de farklı kimlikte olan herkesin rahat yaşayacağı bir ortamı oluşturmayı amaçlıyoruz.
RÖPORTAJ: Seda ŞİMŞEK - BUGÜN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.