CHP'li belediye başkanları isyana hazırlanıyor
Kemal Kılıçdaroğlu'nun parti içindeki potansiyel isimleri tasfiye girişiminden sonra İstanbul örgütüne yönelik giriştiği tasfiye hareketi, partili belediye başkanlarını tasfiye noktasına getirdi.
Son zamanlarda partilerde bir şeyler olduğu kesin. AK Parti’de şike yasası ile başlayan gelişmelerin nelere işaret olduğunun şifreleri çözülmeye çalışılıyor. Ana muhalefet partisi CHP’de ise ne olduğu açık gibi.
CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu yönetiminin Önce Deniz Baykal ve Önder Sav’a yakın isimleri tasfiye etti. Parti içinde gücünü artırmak isteyen Kılıçdaroğlu’nun, son olarak da kendisini oraya taşımada en büyük rolü oynayan isimlerin başında gelen Gürsel Tekin’i tasfiye girişiminden sonra parti içinde ciddi tepkiler yükselmeye başladı.
Tekin’e yakın olduğu bilinen İstanbul’daki teşkilat yönetimlerini tasfiye girişimlerine en açık tepki CHP’li Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’ten geldi.
Selam Öztürk, Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür’e konuştu. Övür’ün yazısının ilgili bölümü.
“Önceki akşam CHP'nin en deneyimli belediye başkanlarından Selami Öztürk'le bir araya geldik. Öztürk, halktan aldığı desteğin özgüveniyle şöyle diyordu:
"Parti iyi yönetilmiyor. Büyük bir umutla gelip eskilerin yaptığını yapıyorsanız oradan demokrasi çıkmaz... Sadece örgütlerin yönetimden alınma biçimi değil siyaset üretme biçimi de kimseyi tatmin etmiyor. CHP'nin önce kendi kitlesini, sonra toplumu değiştirecek güçlü bir siyasete ihtiyacı var." "Köklü bir siyaset değişikliği mi öneriyorsunuz?" diye soruyorum: Öztürk hiç tereddüt etmeden cevaplıyor:
"Evet, CHP'nin gerçekten yeni bir siyasete ihtiyacı var. Şimdiki yönetim buna kafa yoracağına kadroları değiştirme derdine düştü. Oysa dünya ve Türkiye çok değişti. Çevremizdeki Arap Baharı'na bakın. Toplumlar artık demokrasi istiyor. Biz de CHP olarak üç temel meselede mutlaka net fikirler ortaya koymalıyız." İstanbul Kadıköy gibi "endişeli modernler"in merkezi olan bir bölgenin belediye başkanı Selami Öztürk üç temel konuyu şöyle sıralıyor: "Gerçek anlamda ileri demokrasiyi hedeflemeliyiz. Kürt meselesini çözüme kavuşturmak için bir projemiz olmalı.
CHP olarak ne önereceksek net önermeliyiz.
Ve AB projesini bir uygarlık ve barış projesi olarak ısrarla savunmalıyız." Alt alta koyduğunuzda önemli bu tespitlerin, CHP'nin en laik, en cumhuriyetçi bölgesinin belediye başkanından gelmesi şaşırtıcı.
Kürt sorununda altı çizilecek bir öneriyi de şöyle özetliyor:
"Bugün İstanbul'da 3 milyona yakın Kürt yaşıyor. Kürt raporu için Güneydoğu'ya gidiliyor ama ortak yaşamın içinde olan bu insanlara gidilmiyor. Neden?
Gerçek çözümü onlarla bulabiliriz. Ama ne yazık ki ne bizim partimiz ne de diğerleri bu şansı iyi değerlendirebiliyor."
rotahaber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.