'CHP kimden teşvik primi aldı?'
Yeni Şafak yazarı Salih Tuna, gündemdeki şike skandalından yola çıkarak, CHP için oldukça çarpıcı bir soru yöneltti....
Yeni Şafak yazarı Salih Tuna, gündemdeki şike skandalından yola çıkarak, Ergenekon tutukluları Balbay ve Haberal'ın serbest bırakılmaları için yemin etmeyen CHP'ye o can alıcı soruyu sordu; 'CHP kimden teşvik primi aldı?'
İşte Yeni Şafak gazetesi yazarıSalih Tuna'nın o yazısı...
CHP kimden teşvik primi aldı?
Eskiden olsaydı ana muhalefet partisi yemin etmeyeceğini açıkladığı saat yer yerinden oynar, borsa falan tepetaklak olurdu.
Şimdi öyle mi ya!
Ana muhalefet partisi gerekirse 4 yıl yemin etmeyeceğiz, milletvekilliğimiz düşme pahasına da olsa direneceğiz diyor, ve, 12 Eylül öncesinin kantin basan üniversite öğrencileri gibi madde madde bildiri okuyor...
Gel gör ki piyasalar vurdumduymaz, piyasalar kör, piyasalar sağır!
Niye böyle?
Ana muhalefet partisi milletvekillerinin yemin etmemesini piyasalar neden satın almıyor?
Ne değişti acaba?
Ya bu ana muhalefet partisi önceki ana muhalefet partilerine benzemiyor ya da bu Türkiye artık o eski Türkiye değil.
Başka bir ihtimal var mı?
'Ana muhalefet partisinin öncekisi sonrakisi yok; CHP sittin sene ana muhalefet partisi değil mi?' demeyin.
O kadarını ben de biliyorum.
Ama 'Yeni CHP' diye de bir şey var.
'Yeni CHP'nin hiçbir yanı yeni değil diyelim, bu yemin etmeme şeklindeki muhalefet tarzı da mı yeni değil?
Türkiye de o eski Türkiye değil, piyasalar da!
Bunun için olsa gerek 'CHP'nin yeminli hali neydi ki, yeminsiz hali ne olsun' yollu bir umursamazlıkla karşılandı CHP'nin protestosu.
Taraf gazetesi dün 'İşler tıkır tıkır yürüyor valla' manşetini attı. 'Kriz mriz yok yola devam' şeklinde öyle bir parantez açmışlar ki, 'çatlayın da patlayın' dercesine!
Ahmet Altan da 'Ana muhalefetin 'Ben Meclis'e girmem' dediği bir dönemde işler hiç aksamadan yürüyor, Meclis'in başkanı seçiliyor, yeni hükümet kuruluyor, hükümet programı hazırlanıyor. / CHP var ya da yok, hiçbir sorun yaratmıyor...' diyor.
Evet, varlığıyla da yokluğuyla da 'Yeni Türkiye'de artık bir sorun yaratmıyor CHP.1
Zira bizzat kendisi sorun haline geldi.
Her şeyden evvel fiilen siyaset dışında kalarak ana muhalefet partisi özelliğini kaybetti.
Zaten ana muhalefet partisi özelliğini koruyabilmiş olsaydı, Taraf gibi demokratlığıyla maruf bir gazete nispet verircesine 'İşler tıkır tıkır yürüyor valla' manşetini atar mıydı?
Muhalefetsiz demokrasi olmayacağını bilmez değiller ya!
Muhalefeti şu veya bu şekilde baskı altında tutmak, halk egemenliğini baskı altında tutmak demektir.
Peki...
Muhalefetin vazgeçilmezliği demokrasinin biricik koşulu olduğu halde CHP'nin varlığıyla yokluğu arasında fark görmemek ne anlama geliyor?
Lafın belini kırmadan cevap verelim: CHP'yi siyaset dışı görmenin dışında izah edilir bir anlamı yok bunun.
Demokratik süreç iktidarların muhalefete, muhalefetlerin iktidara dönüşebilmesini sağlayan süreçtir.
'Eski CHP' bu sürece katkı sunmak yerine, o müzmin muhalefet hali yüzünden tıkaç oluyordu.
'Yeni CHP' demokratik süreci istese de tıkayamaz.
Varlığıyla yokluğu bir çünkü.
Bu hali psikolojik bakımdan değerlendirmenin daha sağlıklı olacağını düşünüyorum.
CHP'nin yemin etmeme kararı, parti içi muhalefetin ötelenmesi gibi birçok nedene dayandırılabilir.
Ama esas neden psikolojik; CHP bence makus talihini, yani seçim sonuçlarını protesto ediyor hâlâ.
Gülay Göktürk, 'Bütün CHP'liler önce şu soruya içten cevap vermeyi denesinler' demişti, 'Seçimlerden yüzde 40 gibi bir sonuçla çıksalardı, Haberal ve Balbay tahliye edilmedi diye Meclis'i boykot etmeyi, yemin törenine gitmemeyi akıllarından geçirecekler miydi?..'
Pardon, duyamadım?
Yine yemin etmezler miydi?
O zaman bir yerlerden teşvik primi aldılar Şinasi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.