TBMM (AA) - CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Biz sıcak siyasetin içine ordunun, kışlanın katılmasını, ibadethanelerin katılmasını, okulların katılmasını hiçbir zaman doğru bulmadık." dedi.

Özel, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, AK Parti'nin Kovid-19 ve ekonomideki iflasa karşı çareyi, "kutuplaşma virüsünü" yaymakta ve çoğaltmakta bulduğunu savundu.

Pandemi sürecinde gündemi değiştirmek için "kutuplaştırma virüsünün" sahaya sürüldüğünü iddia eden Özel, "Bir milletvekilimiz tank palet fabrikasının satışını kasıtla, 'Ordu Katarlılara satılmış.' dedi. 'Orduya satılmış mı diyorsun?' 'Hayır ne münasebet, ben ordumuza bir şey der miyim? Kastettiğim tank palet fabrikasıdır.' dediği halde sözün bu kısmını değil, diğer kısmını alıp bunun üzerinden 'Ordumuza satılmış dediniz...' Stüdyodaki basın trolleri, devamında internetteki sosyal medya trolleri, sonra siyaset trolleri, sonra bütün AK Parti... Bu yalanın peşine daha kimlerin takılmaya çalışıldığı bir baskı sürecini hep beraber yaşıyor ve görüyoruz." diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu çarpıtma beyana cevabını dün verdiğini aktaran Özel, buna binaen AK Parti'lilerin kendilerince cevaplar ürettiğini söyledi.

Özel, sıcak siyasetin içine ordunun, kışlanın katılmasını, ibadethanelerin katılmasını, okulların katılmasını hiçbir zaman doğru bulmadıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Maalesef bu ülke ilk kez partili bir genelkurmay başkanıyla tanıştı. Gecenin 01.00'inde de perdenin arkasından anons ettiler, takım elbisesiyle çıktı, Milli Savunma Bakanı oldu. Biz onu muhatap kabul ederiz, Genelkurmay Başkanı'na bir şey söylemeyiz. O, ordunun başı. Ama maalesef bugün saray aklınca yönlendirilen birileri, sıcak siyaset içine Genelkurmay Başkanı'nı da soktu. Genelkurmay Başkanı, bugün yaptığı bir cümlelik de olsa açıklamayla siyaset alanına girmiştir. Dur paşam. Orduya bunu yapma, kendine bunu yapma, üstündeki şanlı, şerefli ordunun üniformasına bunu yapma. Bir yalanın peşine bir partiyi taktılar, sivil toplum örgütlerinin başkanlarını taktılar, sen orduyu takma, o makamı takma. Ordu, hepimizin ordusu. Partili genelkurmay başkanlığı utanç verici bir şeydir. O utancın Hulusi Akar'a münhasıran kalmasını tercih ederiz. Genelkurmay Başkanlığı, milletin genelkurmay başkanlığıdır. Partisi olmaz. Hepimizin gözbebeği Mehmetçiğin en üst komutanı, sıcak siyaset alanına girme. Dur paşam."

- Sivil toplum kuruluşlarının ziyareti

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu başkanlığında TESK Başkanı Bendevi Palandöken, TİSK Başkan Vekili Celal Koloğlu, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Türk Harb-İş Sendikası Genel Başkanı Alaattin Soydan'ın hem Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ı hem de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'i ziyaret ettiğini hatırlatan Özel, şunları söyledi:

"Hepsine birden söyleyeceğim şey şu, oraya sizi, sizin ayaklarınız götürdü ama sizi oraya gitmeye zorlayan akıl, saray aklıdır, saray düzenidir. Maalesef sıkışmışlık siyaseti içinde her geçen gün oy kaybederken esnaf, işçi, memur, emekli kan ağlarken ve onların haklarını savunması gereken sizler gidip bugün, satılmış ordu sözleriyle ilgili destek ziyareti yapmışsınız. Ayaklar sizin, akıl sarayın. Atmosfer de şu: Bu tartışmada taraf olmayan bertaraf olur."

- "14 günlük kapanma uygulanmalı"

Özgür Özel, dünyada hiçbir ciddi demokrasinin kovid-19 sürecinde DSÖ'den veri sakınmadığını, vaka ve hasta sayısını ayırmadığını, Türkiye'nin bu konuda tek olduğunu savunarak, "Dünyaya rezil olduk. Bir gecede hastayla vaka kavramı tekrar birleşti." dedi.

Salgınla mücadelenin beline odunu vuran durumun da günlük ölüm sayılarının 200 sınırına dayanmasının nedeninin de bu sorumsuzluk olduğunu öne süren Özel, bunun hesabının verilmesi gerektiğini ifade etti.

Özel, 14 günlük kesintisiz bir kapanma ve karantina uygulanmasını savunduklarını dile getirerek, kapanma sırasında halka doğrudan gelir desteği sağlanması gerektiğini belirtti.

CHP Grup Başkanvekili Özel, AVM'ler ve kalabalık buluşma merkezlerinin tamamen kapatılması, atanamayan tüm sağlıkçıların atanması, sağlık çalışanlarının barınma ve ulaşım ihtiyaçlarının giderilmesi, sağlık çalışanlarına söz verilen ek ödemelerin hakkaniyet gözetilerek yapılması, sağlık emekçileri için kovid-19'un acilen meslek hastalığı olarak kabul edilmesi, kovid-19'dan hayatını kaybeden sağlık emekçilerinin şehit statüsünde sayılması, Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünün yeniden açılması, şehir hastanelerinin açılmasıyla kapatılan binaların pandemiyle mücadele hastanesine dönüştürülmesi, devlet ve üniversite hastanelerinin içinde bulundukları borç batağından çıkarılarak salgınla mücadelede yaşadıkları dezavantajın ortadan kaldırılması, özel hastanelerin yoğun bakım sistemlerinin kamunun kullanımına açılması gerektiğini dile getirdi.

Türkiye Varlık Fonu Üst Yöneticisi (CEO) Zafer Sönmez'in, çok iyi bir değere Borsa İstanbul'un Katarlılara satıldığını söylediğini aktaran Özel, "Tek alıcının olduğu bir piyasada alıcı mı avantajlıdır, satıcı mı? Katar'dan başka size dolar swap açan var mı? Dünyaya bunu açsaydın ya... Kim biliyordu? Bir de diyor ki her şeyimiz şeffaf. Kaç paraya satıldığı, kime satıldığı çok önemlidir." diye konuştu.

- İmamoğlu'na suikast iddiası

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na suikast iddialarına ilişkin bir soruya da cevap veren Özel, bir suikast girişimi hazırlığı olduğuna ilişkin İmamoğlu'nun koruma ekibine bilgi verildiğini belirtti.

Hangi siyasetçiye olursa olsun suikast ihtimalinin tüyler ürpertici olduğunu vurgulayan Özel, "İstediğimiz kadar rakip olalım, hepimizin canı bu devlete emanettir. Bir bakıyorsunuz koca koca belediye başkanları, bakanlar bilmem kim, 'Suikast yalanı.' İnşallah yalan çıksın. Bu suikast girişimi, 16,5 milyon İstanbullunun iradesinedir. Böyle bir şey varsa ve engellerseniz, bu devletin görevidir, şerefidir. Bunu yalanmış diye tiye alırsanız, bu yaptığınız siyaset değildir." değerlendirmesinde bulundu.

Özel, CHP İstanbul teşkilatındaki taciz iddialarına ilişkin soruya da "Taciz, tecavüz, kadına karşı şiddet... Bir kelimeyle, sıfır tolerans, sıfır taviz. Bir saniyelik gecikmeye tahammül olmaz. İstanbul'da benim bildiğim, iddia ortaya atıldığından sonra değil, önce kesin ihraç talebiyle disiplin işlemi başlatılmış. Bu konuda bir kusurumuz yok. En ufak bir gecikmemiz olmaz. Bu konuda 'kadının beyanı esastır' ilkesine sonuna kadar sadığız." cevabını verdi.