Cezayir ve Tunus'ta halk gıda pahallılığını protesto etmek için sokaklara döküldü. Güvenlik güçleri ile halk arasında meydana gelen çatışmalarda birçok kişinin yaralandığı belirtiliyor. Uzmanlar, Tunus'ta günlerdir süren çatışmaların Cezayir'e sıçradığını açıkladı.

Tunus'ta geçtiğimiz Aralık'ta yoksulluğa ve fakirliğe karşı tepkisini göstermek isteyen 26 yaşındaki bir genç kendini yakarak intihar girişiminde bulundu. Yaralarına daha fazla dayanamayarak hayatını kaybeden Muhammed Buaziz adlı genç ülkede eşi benzeri görülmemiş bir protesto dalgasının yayılmasına da öncülük etti.

Binlerce diplomalı genç bu olaydan sonra sokaklara döküldü. İşsizlik ve kötü yaşam şartlarına karşı protesto gösterileri başlattı. Güvenlik güçleriyle de çatışan protestoculara polis gerçek kurşunlarla yanıt verdi.

Hükümet bölgeden çekilen görüntülerin yayınlanmasına yasak getirdi. Fakat amatör kameralarla kaydedilen görüntülerin internet üzerinden tüm dünyaya yayılmasını engelleyemedi.



KENDİNİ YAKTI TUNUS'A IŞIK OLDU

Gençlerse protestolarına Muhamed Buazziz gibi kendilerini yakarak devam etti. Başkan Ben Ali tarafından 23 yıldır yönetilen ülke aslında bu tür şiddet olaylarına pek de alışık değil.

Olayları değerlendirmek istemeyen başkansa sonunda suskunluğunu bozdu. Olaylara karışan gençlerin bazı siyasi güçlerin emellerine alet olduklarını iddia etti. Hükümet değişikliğine de giden başkan ilk olarak iletişim bakanını görevden aldı.

Hükümetin sıkı kontrol altında tuttuğu muhalefetinse elinden sokaktaki kızgınlığı izlemekten başka bir şey gelmedi. Genç Muhammed’in protestosuysa Tunus’ta artık birşeylerin değişmesinin zamanının geldiğinin belki de somut bir göstergesİ...

CEZAYİR'DE YÖNETİM DEĞİŞEBİLİR

Cezayir'in başkentinde bu sabah başlayan gösteriler devam ediyor. Göstericiler yolları tarafiğe kapattı. Çatışmaların başkent dışına da taşdığı kaydedildi. Olaylarda birçok kişinin yaralandığı belirtiliyor. Uzmanlar, ülkede 5 Ekim 1988'de yaşanan gerilimin benzeri bir halk ayaklanmasının yaşandığını ifade ediyor. Ülkede iktidarın değişeceğini bildiren uzmanlar, bunun etkisinin tüm Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanabileceğini vurguladı.

Cezayir'de ilk büyük ayaklanma 1982 yılında oldu. Ancak bu ayaklanmayı ordu zor kullanarak bastırdı. İkinci büyük ayaklanma ise 5 Ekim 1988'de başladı ve bir hafta sürdü. Bu ayaklanma dolayısıyla hükümet güçleriyle halk arasında meydana gelen çatışmalarda en az beş yüz kişi öldü. Hükümet bu ayaklanmayı zorla bastıramadı ve bazı önemli vaadlerde bulunmak suretiyle ancak halkı yatıştırabildi. Hükümetin en önemli vaadi ise çok partili demokratik hayata geçmekti. Hükümet yaptığı vaadler doğrultusunda yeni bir anayasa metni hazırlayarak 23 Şubat 1989'da halkoyuna sundu.

BM: GIDA KRİZİ TÜM DÜNYAYA YAYILABİLİR

Birleşmiş Milletlerin yayımladığı yeni veriler, küresel düzeyde gıda fiyatlarının Aralık ayında rekor seviyeye ulaştığını ortaya koydu. Kasım ayında 206 olan endeks, geçen ay 214,7 puana yükseldi.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), aylık değişimlerin değerlendirildiği gıda fiyatları endeksindeki bu artışa küresel düzeyde şeker, hububat, yağ ve et ürünlerinde görülen fiyat artışlarının yol açtığını dile getirdi.

Endeks son olarak rekor seviyeye, bir dizi ülkede çatışmalara yol açan gıda krizinin yaşandığı 2008 yılında çıkmıştı. O tarihte endeks, 213,5 puana kadar yükselmişti.

Birleşmiş Milletler iktisatçılarından Abdülrıza Abasyan, fiyatlardaki artışa rağmen 2007 ve 2008 yıllarındaki gıda krizi ve çatışmaları tetikleyen -yoksul ülkelerdeki düşük üretim gibi- faktörlerin mevcut durumla aynı olmadığını belirtti.

Abasyan bunun daha büyük karışıklık yaşanması riskini düşürdüğünü ifade etti ancak "kararsız havanın" hububat fiyatlarının çok daha yükselmesiyle sonuçlanabileceğini, bunun da "kaygı" yarattığını vurguladı.

Geçen yıl Rusya'da yaşanan kuraklık, bu ülkeden buğday ihracatının askıya alınmasına sebep olmuştu. Avustralya'nın Queensland eyaletini son günlerde vuran seller de kilit önem taşıyan ihraç malların fiyatlarını etkilemeye başladı.