DHKP-C terör örgütü üyesi Ecevit Şanlı’nın Ankara’daki ABD Büyükelçiliği’ne düzenlediği intihar saldırısında bir güvenlik görevlisi hayatını kaybetmiş, bir gazeteci de yaralanmıştı. Büyükelçilikteki patlamanın ardından Ecevit Şanlı’nın kimliği ise olaydan tam 95 dakika sonra tespit edildi. Peki, bu kadar hızlı kimlik teşhisi nasıl yapıldı? İşte Akşam gazetesinin yazdığı polisiye filmleri anlatmayan o hikaye…

12 KİŞİLİK ÖZEL EKİP KURULDU

Ankara’daki patlamanın ardından Emniyet Müdürlüğü hızlıca terör ve istihbarat uzmanı polislerden oluşan 12 kişilik özel bir ekip kurdu. Patlamadan kısa süre sonra olay yerine giden polis ekibi, ilk iş olarak patlamanın gerçekleştiği kulübedeki güvenlik kamerasının kaydettiği görüntüleri inceledi.

İLK İŞ KAMERA GÖRÜNTÜLERİ

Görüntülerde gazeteci Didem Tuncay’ın patlamadan kısa süre önce güvenlik kulübesine girdiği ve çantasını x-ray cihazından geçirmesinin ardından bir koltuğa oturarak işlemlerinin bitmesini beklemeye başladığı gözlendi.

GÜVENLİK GÖREVLİSİ ÜZERİNİ ARAYACAKKEN BOMBAYI PATLATTI

Kayıtlara göre, saldırgan tam bu sırada kulübenin kapısına geldi, zile bastı. Kapı açılmayınca cama vurdu. Kapının açılmasını bekleyen canlı bomba cama tekrar vurup güvenlikçi Mustafa Akarsu'ya elindeki beyaz poşeti gösterdi. Bunun üzerine Akarsu içeriden düğmeye basarak kapıyı açtı ve üstünü aramak için, içeri giren saldırgana doğru yürümeye başladı. Terörist tam bu sırada sol elindeki butona basarak vücuduna sardığı bombayı havaya uçurdu.

İZ ALINACAK PARMAK BULUNAMADI

Özel ekip, saldırganın kimliğini belirleyebilmek için güvenlik kamerası görüntülerini tekrar tekrar izledi. Ancak yüzü net olarak seçilemediği için saldırganın kimliği tespit edilemedi. Bu sırada bir yandan da parmak izi incelemesi için olay yerinde saldırganın kopan parmakları arandığı, ancak patlamanın etkisiyle tamamen parçalandıkları için tek bir parmak dahi bulunamadığı belirtildi.

KOPAN KAFA KİMLİĞİNİ TEŞHİS ETTİ

Patlama sırasında teröristin kafasının koptuğunu ancak yüz hatlarının fazla bozulmadığı fark edildi. Kopan kafayı temizleyen ekip fotoğraflarını çekerek merkeze gönderdi. Saldırı bir büyükelçiliğe yönelik olduğu için polisin aklına ilk olarak El-Kaide terör örgütü geldi. Ancak saldırının ‘ikiz’ olmaması, yani aynı anda iki yerde saldırı yapılmaması nedeniyle bu olasılık zayıfladı. Polis şüphelerini DHKP-C örgütüne çevirdi.

Olay yerinden gelen kafa fotoğrafları, DHKP-C'nin sabıkalı militanlarının fotoğraflarıyla karşılaştırıldı. Ve patlamadan 1 saat 35 dakika sonra canlı bombanın Ecevit Şanlı olduğu tespit edildi. Şanlı'nın yanağındaki derin yara izi, teşhis sırasında polisin işini kolaylaştırdı.