Bütün darbeleri masonlar yaptı!
Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak, “Ergenekon'da kontrolden çıkanlar yakalandı. Amerikan'ın elini öpenler hala dışarıda” dedi.
Gaziantep’te MAZLUM-DER ve gönüllü kuruluşların organize ettiği 'Türkiye'de Darbeler' konulu programda konuşan Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak, Cumhuriyet dönemindeki darbelerin 1923 yılına dayandığını söyleyerek, yapılan bütün darbelerin masonlar tarafından ve batının desteği ile olduğunu iddia etti.
Şahinbey Belediyesi konferans salonunda düzenlenen programda konuşan Dilipak, 1. Millet Meclisi'nin Osmanlının devamı olduğunu 2. meclisin ise darbe sonucu ortaya çıktığını kaydederek, 1950 yıllarına kadar darbe yapılmamasını “1950'ye kadar darbe yapılmasına gerek duyulmayacak bir yönetim vardı. Kemalist kadrolar yaptırım güçlerini kendi ellerinde bulundurmuşlardı. Seçim sistemi de kendi kontrollerinde işliyordu. Tek parti vardı ve adaylar tek kişi tarafından belirleniyordu. Darbe yapmayı gerektiren bir şey yoktu” diye değerlendirdi.
Dilipak, Cumhuriyet döneminden bu yana darbecilerin halkın bütün kesimine zulüm ettiğini belirterek Türkiye'deki halklarında kendilerine yapılan zulümleri unutarak zulme razı olmaları nedeni ile suçlu olduğunu ifade ederek, “Katilimize aşık olduk” dedi.
Darbecilerin gölgesinin hala halkın üzerinde olduğunu belirten Dilipak, “Ergenekon'da kontrolden çıkanlar yakalandı. Amerikan'ın elini öpenler hala dışarıda” diye konuştu.
Mazlum-Der Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Alkış da, resmi ideolojinin dışındaki bütün görüş ve düşünce sahibi kesimlerin ötekileştirilmiş, hakları ellerinden alınmış, baskı ve dayatmalara maruz kalmış olduklarını ileri sürdü.
Alkış, 'Şu günlerde bir takım 'açılım'larla hakları ellerinden alınmış kimi kesimlerin hakları verilmek üzere yeniden belirlenmeye çalışılmaktadır. Ancak ülke'nin çoğunluğunu oluşturan Müslüman kitlenin elinden alınmış hakları ile ilgili hiçbir çaba ortada gözükmemektedir. En kötüsü ise; bizzat Müslümanların ellerinden alınmış haklarının farkında olmamaları ve bu yönde her hangi bir talebi dillendirmemeleridir. Haklarını başörtüsü ve katsayıya indirgemiş olmaları ve bütünü bunlardan ibaret saymaları ise, gafletin, duyarsızlığın, ilgisizliğin, bilgisizliğin boyutunu göstermesi bakımından son derece ilginçtir' ifadelerini kullandı.