Bülent Arınç'tan Müjde!
Kriz nedeniyle son 1,5 yılda olumsuzluklar yaşayan Türkiye'nin 2010'dan itibaren ekonomide çok daha iyi bir noktaya gelecek.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Manisa'da Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Birliği iştiraki olan TARKİM Bitki Koruma Sanayi A.Ş'nin tesislerinin açılış törenine katıldı.
Törende konuşan Arınç, tesisin, geçmişte kükürt fabrikası olarak açıldığını daha sonra özelleştirildiğini ancak iyi bir şekilde işletilemediğini belirtti.
Türkiye'de geçmişte özelleştirmelerin çok farklı şekilde yapıldığını belirten Arınç, fabrikayı alanın fabrikayı da makineleri de hurda fiyatına sattığını ve satın alınan yeri arsa olarak değerlendirdiğini, bunun ülke istihdamına olumsuz etki yaptığını dile getirdi.
Arınç, bir kısmının ise aldığı tesislerin teknolojisini yenileyerek daha çok istihdamla üretim yaptığını kaydetti.
Özelleştirmelerin stratejik konular haricinde devam etmesinde fayda bulunduğunu, Türkiye'nin pek çok yerinde on binlerce dönüm araziye sahip tarım işletmelerinin bir kısmında çok verimli projelerin hayata geçirildiğini dile getiren Arınç, Yozgat Yerköy'deki hayvancılık projesinin de buna bir örnek olduğunu kaydetti.
Açılışı yapılan fabrikanın geçmişteki düşünceye uygun olarak faaliyet yapar hale geldiğini ifade eden Arınç, 'Bunu öldü bitti denen iflas noktasına gelen kredi kooperatifleri birliği yapıyor. At sahibine göre kişnermiş. İyi ehliyetli insanların, vatanını, milletini, çiftçisini seven insanların elinde kalırsa, vanaları sağlam insanların eline verirseniz bir işletmenin ne olacağını gösteren müthiş bir başarının içindeyiz' dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, bugün Manisa'da kentin 2023 yılı hedeflerinin belirlenmeye çalışıldığı bilimsel bir toplantıya katıldığını, Manisa için bir vizyon belirlemeye çalışıldığını dile getirdi.
Geçmişte tarımsal ağırlığa sahip kentin bugün yüzde 50 sanayi, yüzde 50 tarım kenti haline geldiğini anlatan Arınç, kentin gelecekte de bir yandan sanayileşirken, tarımda ayakta kalarak mahsulünün değerini artıracağını ifade etti.
Türkiye'de tarıma dayalı doğrudan ve dolaylı nüfusun yüzde 50'lerden yüzde 30'lara gerilediğini, bunun Avrupa ülkelerinde yüzde 8'leri geçmediğini kaydeden Arınç, bu nüfusun getirdiği sıkıntıların yanında avantajlarının bulunduğunu, üretimi destekleyerek kalite, çeşit ve verimliliği getirmek zorunda olduklarını dile getirdi.
Arınç, şöyle konuştu:
'Takdir edersiniz ki Türkiye yıllardan beri az gelişmiş bir ülkeydi. Son yıllarda büyük atılım içinde, son 5-6 yılda da ihracatını artıran, dış sermayeyle yeni yatırımlara yol açan, istihdamda iyi bir noktaya gelmiş bir ülkeydi. Son 1,5 yıllık, dünyadaki ekonomik krizin Türkiye'ye etkileriyle bazı olumsuzlukları yaşıyoruz. Bunları aşıyoruz, aşmak üzereyiz. İnşallah 2010 yılından itibaren ekonomide çok daha iyi bir noktaya, 4-5 sene evvel nasıl gelmişsek çok daha güçlü bir biçimde geleceğiz.'
Tarım Bakanlığının yeniden yapılanmaya önem verdiğini son olarak tarım havzaları projesi ile ürün çeşitliliği ve kaliteyi artırmak için üretim planlaması yapıldığını belirten Arınç, çiftçilerin buna dikkat etmesi gerektiğini belirterek, 'Dededen gördüğümüz gibi devam edemeyiz gözümüzü açmak mecburiyetindeyiz' dedi.
Arınç, verimi artırmak için arazi toplulaştırılmasının da öneminin bulunduğuna işaret etti.
Bundan 10 yıl önce ziraat mühendislerinin işsizlik nedeniyle dernek kurduğu bir dönem olduğunu kaydeden Arınç, bugün Tarım Kredi Kooperatiflerinin de işin içine girmesiyle her ilçede bir mühendise iş verildiğini ifade etti.
'İMKANLARI ADALETLİ KULLANMALIYIZ'
Manisa'da çiftçiye yapılan destek tutarının 62 milyon lira olduğunu söyleyen Arınç, şöyle konuştu:
'Bu aslında büyük bir rakamdır ama herkes kendi cebine giren paraya bakarsa bu azdır diyebilir. Türkiye'de imkanlarımızı adaletli kullanmak mecburiyetindeyiz. İşçi, memur, emekliler var, toplumun tüm kesimleri bu adaletli dağıtımdan mutlaka payını alacaktır. Eskiden Tütün Kanunu çıktı, 2001 yılında, tütün alanları daraltıldı. Pancar Kanunu çıktı, alanlar daraltıldı. Birliklere artık Hazine'den para verilmemeye başlandı. Bunlar bu hükümet zamanında değil geçmişte oldu. Yanlış mıydı? Gidişata bakarsanız yanlış da kötü de değildi. Çünkü Tarım Kredi bile batmak üzereydi. Oysa Hazine'den her zaman trilyonları alan pek çok birlik sırra kadem bastı. Sonra 6-7 katrilyon onların borcunu silmek için Hazineden borçlandık. Bankalardan bu birliklerin parasını ödeyelim diye borç aldık. Bunların büyük kısmı arkalarında yüksek borç bırakarak dışarı çıkamaz hale geldiler. Bu birliklere en güzel şekilde işbirliği yaptığımız zaman, bu destekler en güzel şekilde kullanıldığında çok güzel şeyler olacaktır.'
Arınç, tarım ve gıdaya dayalı sektörlerin hiçbir zaman değerini kaybetmeyeceğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
'GDO'lu ürünler konusunda hükümetimiz gerekli tedbirleri almaktadır. İnsanımızın hayat kalitesini her zaman ön planda tutmak mecburiyetindeyiz. Dedikodulara, onun bunun maksatlı olarak uydurduklarına bağımlı olmaktan çıkacağız. Bugün İsrail'den, Hollanda'dan, başka ülkeden kilosuna milyarlar vererek aldığımız tohumları Türkiye'de niçin üretmeyelim, neden dışarıya bağımlı olalım?
Neden zirai ilaçlarda Türkiye dışa bağımlı olsun, neden gübrede dışa bağımlı hale gelelim? Bu kelepçeleri, prangaları kıracağız. Bunun bir örneği de böylesine mütevazı ve anlamlı bu müessesedir.'