Bu ifadeler çok konuşulacak!
Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde, biri Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili davanın 29. duruşması görüldü. Duruşmaya, tanık olarak dinlenen Erhan Özen'in ifadeleri damgasını vurdu.
Özen, Zirve Yayınevi cinayetinin azmettiricisi olduğunu söyleyen Varol Bülent Aral ile Ergenekon davası sanıkları emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin'in irtibatlı olduğunu söyledi. Olayın tutuklu sanıkları Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Salih Gürler, cezaevi aracı ile geniş güvenlik önlemi altında adliyeye getirildi. Jandarma ekipleri, sanıkların adliyeye alınışı sırasında önlemlerini artırdı. Duruşmaya, Alman Tilman Geske'nin eşi Suzanna Geske, Hristiyan cemaati temsilcileri, Emre Günaydın'ın babası Mustafa Günaydın ile tutuklu sanık yakınları da katıldı. Duruşmada, Sivas Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Orhan Kartal ve Amasya E Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan ve Hrant Dink davası tanıklarından Erhan Özen tanık sıfatı ile katıldı. Duruşmaya, tanık olarak dinlenen Erhan Özen'in ifadeleri damgasını vurdu. Özen, Zirve Yayınevi cinayetinin azmettiricisi olduğunu söylediği Varol Bülent Aral ile Ergenekon davası sanıkları emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin'in irtibatlı olduğunu söyledi. Kendisinin 1997-2005 yılları arasında JİTEM için çalıştığını kaydeden Özen, kendi ekibinin ve Muzaffer Tekin'le bir araya geldiğinde Varol Bülent Aral'ın konuşulduğunu belirtti. KALENDER ORDUEVİ'NDE MİSYONERLERE DÖNÜK OPERASYON KARARI ALINDI Aral'ı şahsen tanımadığını aktaran Özen, ismini Muzaffer Tekin'in konuşmalarından duyduğunu söyledi. 2004 senesinde Muzaffer Tekin, Veli Küçük ve Levent Ersöz'ün Sarıyer Kalender Orduevi'nde bir araya gelip, Malatya'daki misyonerlik faaliyetleri üzerine görüşme yaptığını kaydeden Özen, bu toplantıda bölgede misyonerlere dönük bir operasyon kararı alındığını ifade etti. Toplantıda, suikast tarihinin tam belirlenmediğini söyleyen Özen, ancak bu görüşme ardından bölgede operasyon faaliyetleri için hazırlıkların başlatıldığını iddia etti. "İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ, VELİ KÜÇÜK VE EKİBİNİN FAALİYETLERİNE DESTEK VERDİ" O dönem İnönü Üniversitesi rektörünün de Veli Küçük ve ekibinin faaliyetlerine destek verdiğini savunan Özen, Muzaffer Tekin'in bölgedeki üniversite yöneticileriyle özellikle de İnönü Üniversitesi'nin rektörü ile sık sık görüştüğünü kaydetti. "JİTEM'E ASKERDE KATILDIM" Kendisinin, JİTEM yapılanmasına askerde iken dahil olduğunu belirten Özen, süreci şöyle anlattı: "Balıkesir Edremit'te askerlik görevimi yerine getiriyordum. Komutanım Üsteğmen Hakan Korkmaz, bana, kendileri için çalışma teklifinde bulundu. Ben de kabul ettim. Hakan Korkmaz, Ercan Kireçtepe ve Levent Bektaş ile irtibatı vardı. Hakan Korkmaz, beni, ilerleyen zamanda Muzaffer Tekin ve Ergenekon sanığı Turhan Çömez ile tanıştırdı. 2005 yılı sonuna kadar birlikte çalıştık. Türkiye'nin her yerine gidip geliyorduk. Bizi Yusuf ve Şiran kod isimli iki kişi ile grup yaptılar." "MALATYA, JİTEM'İN 2. ÜS BÖLGESİ" Malatya'nın, JİTEM'in 2. üs bölgesi olduğunu belirten Özen, grup olarak bu şehre sıkça geldiklerini ve haber elemanlarından bilgi aldıklarını ifade etti. Bilgi aldıkları yerler arasında çeşitli mekanların bulunduğunu söyleyen Özen, "Bir keresinde MHP'ye bağlı ülkü ocağına bilgi almak için girdik." dedi. Kendisinin, JİTEM'in gayri resmi elemanı olduğunu belirten Özen, maaşını İstanbul Jandarma Komutanlığı'ndan Yusuf Kod adlı grup komutanı vasıtasıyla elden aldığını ifade etti. Görev yaptığı süre zarfında 2. Ordu Komutanı Hasan Iğsız'ın kendi komutanları ile irtibatlı olduğunu belirten Özen, Iğsız'ın, Malatya ve çevresinde misyonerlik faaliyetleriyle ilgili çalışmalarının bulunduğunu iddia etti. "28 ŞUBAT BENZERİ EYLEMLER PLANLIYORLARDI" JİTEM adı altında çalıştığı yapının İstanbul'daki faaliyetlerine de katıldığını söyleyen Özen, örgütün 28 Şubat'taki provokatif olaylara benzer faaliyetler planladığını kaydetti. AK Parti ve Gülen cemaatini zor durumda bırakmak için çirkin faaliyetlerin içine girildiğini belirten Özen, o tarihten itibaren derin yapıyla ilişkisini azalttığını söyledi. Özen, planlanan olaylardan birini şöyle anlattı: "Eşim tesettürlü olduğu için onu planlarına alet etmek istediler. Gülen cemaatinden çok tanınmış biriyle eşim birlikte basılacaktı. Tıpkı Fadime Şahin vakasında olduğu gibi. Ben kabul etmedim. Bu tekliflerinden sonra örgütten uzaklaşmaya başladım." "ALİ SUAT ERTOSUN, ERGENEKON HAKİMLERİNİ HSYK'YA ŞİKAYET ETMEMİ İSTEDİ" Ümraniye Cezaevi'nde kaldığı süre içerisinde kendisi ile irtibata geçmek isteyen farklı kesimlerden insanların bulunduğunu aktaran Özen, bunlardan birinin HSYK üyesi Ali Suat Ertosun olduğunu kaydetti. Ertosun'un, cezaevinde Selçuk Durçek isimli bir adamı vasıtasıyla kendisine haber gönderdiğini aktaran Özen, "Ertosun, benden Zekeriya Öz'ü ve Mehmet Ali Pekgüzel'i HSYK'ya şikayet etmemi istedi" iddiasını dile getirdi. Kendisinin, konuyu Üsküdar Savcılığı'na şikayet etmek istediğini belirten Özen, ancak cezaevi tarafından buna izin verilmediğini ve Savcılığa yazdığı dilekçesinin kendisine iade edildiğini aktardı. Bu şekilde bir şikayette bulunduğu takdirde 'sorun yaşayacağı' ifadeleriyle tehdit edilen Özen, tekrar şikayet teşebbüsünde bulunamadı. Selçuk Durçek'in Ali Suat Ertosun'a 'Ali abi' şeklinde hitap ettiğini aktaran Özen, yaşadığı olaydan sonra Ümraniye Cezaevi'nden naklini istediğini kaydetti. Özen ayrıca Durçek ile Ertosun'un mektup vasıtasıyla haberleştiğini ve kendisinin bu mektupları gördüğünü de kaydetti. "MAHKEME 3 ARALIK 2010 TARİHİNE ERTELENDİ" Özen'in dinlenmesi ardından mahkeme heyeti karar vermek için duruşmaya ara verdi. Aranın ardından kararları açıklayan mahkeme Başkanı Eray Gültekin, Kayseri Jandarma Bölge Komutanlığı'ndan Zirve Yayınevi cinayetinden önce misyonerlikle ilgili seminer/brifing gibi bir çalışma yapılıp yapılmadığının sorulmasına ve tanık Erhan Özen'in JİTEM'de çalıştığını iddia ettiği yıllar içerisinde kullandığı hata ait HTS dökümünün çıkarılmasına karar verdi. Duruşma sonunda ayrıca, başka bir suçtan tutuklu bulunan Zirve Yayınevi cinayeti azmettiricisi Varol Bülent Aral'ın, görülmekte olan davadan ötürü tutuklanmasına karar verildi. Mahkeme, 3 Aralık 2010 tarihine ertelendi. Duruşma çıkışında müdahil avukatlardan Erdal Doğan, yaptığı açıklamada, "Zirve Yayınevi cinayetinin İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Kafes davası ile birleştirilmesini bekliyorduk. Bundan sonraki süreçte eğer yeni deliller çıkarsa İstanbul bakmalı." dedi. OLAY 2007'DE GERÇEKLEŞMİŞTİ Malatya'da, 18 Nisan 2007'de, Zirve Yayınevi'nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel bıçaklanarak öldürülmüş, zanlılardan Salih Gürler (20), Cuma Özdemir (20), Hamit Çeker (19) ve Abuzer Yıldırım (19) olay yerinde yakalanmıştı. Üçüncü katın penceresinden kaçmaya çalışırken düşerek yaralanan Emre Günaydın, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi'ndeki tedavisinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Tutuklu sanık Emre Günaydın'ın, olaydan yaklaşık 2 yıl sonra cezaevinde cumhuriyet savcısına verdiği ifadenin ardından, olayın azmettiricileri olduğu gerekçesiyle Bülent Varol Aral ve Zirve Yayınevi çalışanı olduğu belirtilen Hüseyin Yelki tutuklanmıştı. Yelki ve Aral, daha sonraki duruşmalarda tahliye edilmişti. |
Kaynak: