Bu hangi barışın ödülü?
ABD Başkanı Barack Obamaya Nobel Barış Ödülü verilmesi olumlu tepkilerin yanı sıra bazı sert eleştirileri beraberinde getirdi. İşte yapılan yorumlar...
Norveçli Nobel Komitesi, 2009 Nobel Barış Ödülü’nü ‘uluslararası diplomasiyi ve halklar arasındaki işbirliğini güçlendirmek için sarfettiği sıradışı çabalarından dolayı’ ABD devlet başkanı Barack Obama’ya verme kararı aldı.
9 Ekim Cuma günü yerel saatle 11.00’de açıklanan 2009 Nobel Barış Ödülü’nün yeni sahibi, favoriler arasında gösterilen Kolombiya barışı için mücadele eden ve gerillanın elindeki pekçok savaş esirinin dialog yoluyla bırakılmasını sağlayan Piedad Cordoba, Kongolu doktor Denis Mukwege ve Çinli insan hakları savunucusu Hu Jia’nın yerine barış adına ne yaptığı ‘belli’ olan, iktidara gelir gelmez Pakistan’ın ve Afganistan’ın bombalanması emrini veren, Latin Amerika kıtası için hazırladığı ‘saldırı planını’ hayata geçirmeye koyulan, Honduras’taki demokrasi karşıtı ve 100 günün üzerinde bir süredir Honduras halkının protestalarına neden olan askeri darbenin perde arkasındaki organizatörü ABD devlet başkanı Barack Obama’ya verilmesi, bu ödülün emperyalist politikalara hizmet eden bir politik muhteva taşıdığını göstermiş oldu.
Afganistan'da sivilleri kim öldürüyor?
Eleştiriler, göreve başlayalı henüz 9 ay olan Obama'nın dikkate değer bir dış politika başarısı göstermediği yönünde.
ABD Başkanı Obama'nın bu yılki Nobel Ödülü'nü kazanmasıyla birlikte Nobel Komitesi'ne yönelik eleştiriler de gecikmedi. Konuyla ilgili yorumlarda Obama’nın henüz savaş bölgelerinde barışı sağlayacak somut bir başarı sağlayamadığı, tersine Afganistan’da savaşı tırmandırdığına dikkat çekildi.
Obama’nın Barış Ödülü’nü kazanabilmesi için bir başarı elde etmiş olması gerektiğine dikkat çeken yorumcular, ödülün ‘’Teşvik Ödülü’’ olmadığına, somut başarılar için verildiğine dikkat çektiler.
Nobel Komitesinin kararı, Nobel Barış Ödülü sahibi Nelson Mandela ve Mihail Gorbaçov tarafından olumlu karşılanırken, Filistinli Hamas örgütü ödülün 'zamanından önce verilmiş' olduğunu ileri sürdü.
DAHA ÇOK ÇALIŞMALI
Hamas yetkilisi Sami Ebu Zühri, 'Obama'nın ödül hak etmesi için daha çok yolu var. Obama sadece sözler verdi, dünya barışına gerçek bir katkıda bulunmadı. Arap ve İslam dünyasındaki sorunların adil şekilde çözüm sağlanması için hiçbir şey yapmadı' dedi.
Taliban sözcüsü Zabihullah Mücahid'in tepkisi ise, 'Nobel Barış Ödülü mü? Obama'ya şiddeti artırma ve sivilleri öldürme ödülü verilmeli' şeklinde oldu.
Bağdat'taki bir işçi ise, 'Obama bu ödülü hak etmiyor. Irak ve Afganistan'daki sorunlar çözülmedi. 'Değişim adamı' henüz hiçbir şeyi değiştirmedi' diyerek ödülün Obama'ya verilmesine tepki gösterdi.
Pakistan'daki İslam Cemaati grubunun liderlerinden Liyakat Baluh da, ödülün 'utandırıcı bir şaka' olduğunu söyledi.
OLUMLU TEPKİLER
Filistin barış müzakereleri Başmüzakerecisi Saib Erekat, ödülün Obama'ya verilmesini memnuniyetle karşıladığını ve Obama'nın Orta Doğu'ya barış getirebileceğine inandığını söyledi.
Ödülün en güçlü adaylarından biri olarak gösterilen Zimbabve Başbakanı Morgan Tsvangirai, Obama'nın ödülü hak eden bir aday ve 'sıra dışı bir örnek' olduğunu belirtti.
Obama'nın Kenya'daki amcası Said Obama da, 'Barack'ın onurunu paylaşıyor ve tebrik ediyoruz' dedi.
Eleştiriler: “Teşvik Ödülü Değil”
Başta barış olmak üzere Nobel ödülleri üzerine başından beri eleştiriler gelmekte. Özellikle dünyada iki sistemin geçerli olduğu dönemlerde sosyalist ülkelerdeki yazar ya da siyasilerin ödüllendirilmesi, rejim karşıtlarını güçlendirmek amacını taşıdığı şeklinde yorumlanarak Nobel komiteleri eleştirilmişti. Tıp ödülleriyle ilgili olarak da zaman zaman ilaç şirketleriyle bağlantılı olduğu iddiları ortaya atılmıştı. 1976 yılında ekonomi ödülünün yeni liberal ekonominin öncülerinden Milton Friedman’a verilmesi de büyük protestolara yol açmış, Friedman ödül töreninde yuhalanmıştı.
HENRY KİSSİNGER SKANDALI UNUTULMADI
Barış ödülleri de öteden beri siyaset karıştırıldığı yolundaki eleştirilere maruz kalmakta. Nobel Barış Komitesi’ne en sert eleştirilerin yöneltildiği yıl 1973. Henry Kissinger’in Vietnam’da barışı sağlamak için çaba gösterdiği gerekçesiyle ödüllendirilmesi kamuoyunda skandal olarak nitelendirildi. Kamuoyundan yükselen eleştirilerde Henry Kissinger’in Vietnam savaşının mimarı olduğu dile getirilerek Nobel Barış Komitesi’nin ABD’nin saldırgan politikasını aklama görevi üstlendiği ifade edildi.
1983'te Polonya’da Dayanışma hareketi’nin lideri Lech Walesa’ya barış ödülü verilmesi de Nobel Komitesi’nin sostyalist ülkelerde rejim karşıtlarını desteklemek amacıyla ödül dağıttığı yolunda eleştirilere yol açmıştı. 1994’te Yaser Arafat, Shimon Peres ve İsak Rabin’in ödüllendirilmesine yönelik eleştirilerde de İsrail’in saldırgan politikasının aklanmak istendiği iddia edilmişti. Bazı kesimlerce de Yaser Arafat’ın kişiliğinde terörizme destek çıkıldığı öne sürülmüştü.
HABERÖZ