Siyasi konulardan kaçınma konusunda hassasiyeti bilinen Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Başbakan Erdoğan'ın çok tartışılan “yalan haber veren medyayı boykot çağrısına” beklenmedik bir açılım getirdi.

Yeni Şafak Gazetesi'nde yazan Karaman hoca, "İslam dininin değerlerini ayaklar altına alan gazeteleri evlerinize sokmak, bu TV'leri izlemek haram" dedi. Basın özgürlüğünün, kötüye kullanıldığında sınırlandırılması gerektiğini belirten Karaman, bunun da sivil reaksiyonla olabileceğini söyledi ve ABD'de yaşanan bir olayı aktardı.

MANEVİ SORUMLULUĞU AĞIR OLACAK!
İlahiyat Profesörü Hayrettin Karaman, Başbakan Erdoğan'ın medyayı boykot çağrısını, dini platforma taşıyarak şu çağrıyı yaptı: “Kadın vücudu üzerinden para kazanan, kalitesiz ve faydasız diziler yayınlayan, din deyince tüyleri ürperen, her gün dini hareketler, uygulamalar, örgütler ve hizmetler aleyhinde yayın yapan, işi gücü Kur'an Kursları, İmam Hatip Okulları, başörtüsü, tarikatlar, din hizmeti için kurulmuş dernekler ve vakıflarla uğraşmak olan, dedektif gibi bunları takip eden, yalan yanlış haberler yapan… gazeteleri ve kanalları evlerinize sokmayın, satın alarak ve reklam vererek desteklemeyin; aksi halde manevi sorumluluğunuzun ağır olacağını unutmayın.”

BİRİNİN YAPMASI GEREKİYORDU
Başbakan Erdoğan'ın boykot çağrısı değerlendirdiği yazısında, “Bu çağrıyı mutlaka birinin yapması gerekiyordu” diyen Hayrettin Karaman, tartışılacak konunun, boykot değil, çağrının Başbakan tarafından yapılmasının uygun olup olmadığı üzerinden yürütülmesi gerektiğine dikkat çekti.

“Müslümanım, davranışlarımda İslam'ı rehber ediniyorum” diyenler için, “Ahlak, insaf, vicdan sınırlarını aşan, ideolojik veya ekonomik menfaati için her şeyi mübah sayan, sahip olduğu imkanları kötüye kullanan medyayı boykot etmenin farz” olduğunu belirten Karaman, bu medya organlarını desteklemenin de haram olduğunu söyledi.

DEMOKRASİYE AYKIRI DEĞİL
Müslümanların bu tarz gazeteleri evlerine sokmamak ve televizyonlarında uygunsuz kanalları açmamak, izlememek durumunda olduklarının altını çizen İlahiyatçı Karaman, “Bu çağrı demokrasi ve basın özgürlüğü ile bağdaşır mı?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Demokrasi yalnızca ahlaksızlar için değilse, ahlaklılar için de demokrasi varsa bu çağrı niçin demokrasiye aykırı olsun!”

SİVİL REAKSİYON ÇOK ÖNEMLİ
Basın özgürlüğünün, kötüye kullanıldığında sınırlandırılması gerektiğini savunan Karaman, bu sınırlandırmanın kanunla, kararla olduğu gibi sivil reaksiyon ve boykotla da yapılabileceğini söyledi.

Prof. Karaman, medya boykotun sivil kuruluşların ne kadar etkili olabileceğine dikkat çekmek için ABD'de yaşanan bir olayı şöyle anlattı: “Bir zamanlar ABD'de bir kanal, Hristiyanları üzen bir dizi yayına başlamış, ilgili sivil kuruluşlar kanala başvurup yayını kesmesini istemişler, kanal aldırmayınca reklam kaynaklarına başvurmuşlar ve “Eğer bu kanala reklam vermeye devam ederseniz sizin firmalarınızı boykot edeceğiz” demişler, firmalar kanalı uyarmış ve yayın derhal kesilmiş.”