Boşanma başkenti bu yıl da değişmedi
Özellikle son yıllarda boşanma hızında sürekli Türkiye birincisi olan İzmir'de, durum 2010 yılında da değişmedi.
Türkiye İstatistik Kurumu İzmir Bölge Müdürlüğü verilerine göre 2010 yılında Türkiye genelinde toplam 23 bin 527 çift boşandı. En fazla boşanmanın gerçekleştiği il 4 bin 891 ile İstanbul olurken, bunu 2 bin 73 ile İzmir, bin 760 ile Ankara takip etti.
Kaba boşanma hızına bakıldığında ise İzmir binde 2,74'lük oranla birinci sırada yer aldı. Böylece kentteki kaba boşanma hızı binde 1,59 olan ülke ortalamasının 1,05 puan fazla üzerinde gerçekleşti. Bu sıralamada İzmir'i Aksaray, Antalya, Nevşehir ve Muğla izledi. En düşük boşanma hızına sahip kentler ise Hakkari, Şırnak, Bitlis, Siirt ve Muş oldu.
Evlilik sürelerine göre boşanmalarda ise hem ülke genelinde hem de İzmir'de en fazla boşanma, evliliklerin ilk 5 yılında gerçekleşti. Bunu sırasıyla 16 yıl ve daha fazla süren evlilikler, 11-15 yıl arası süren ve 6-10 yıl arası süren evlilikler izledi.
Evlenme verilerine göre ise Türkiye'de 2010 yılında 175 bin 711 çift evlenirken, bu rakam İstanbul'da 26 bin 353, Ankara'da 11 bin 416, İzmir'de 10 bin 104 oldu.
2009 yılı verilerine göre kaba evlenme hızı, İzmir'de binde 7,75 ile binde 8,23 olan Türkiye ortalamasının 0,48 puan gerisinde kalarak ülke sıralamasında 52. sırada yer aldı.
Ortalama ilk evlenme yaşına bakıldığında, İzmir'de gençlerin ülke ortalamasına göre daha geç evlendiği tespit edildi. Buna göre 2010 yılındaki ortalama ilk evlenme yaşı Türkiye genelinde erkeklerde 26,5, kadınlarda 23,3 yaş olarak saptanırken, İzmir'deki ilk evlenme yaşı erkeklerde 27,4, kadınlarda 24,4 oldu. İstanbullu erkeklerin 27,5, kadınların 24,6 ile İzmirlilerden daha geç, Ankaralı erkeklerin 26,9, kadınların 24,1 ile İzmirlilerden daha erken evlendiği belirlendi.
“YÜKSEK BOŞANMA HIZININ EN ÖNEMLİ NEDENİ EKONOMİK” Ege Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Tatlıdil konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, İzmir'de boşanma hızının yüksekliğinin en önemli nedenini kentin yoğun göç alması ve işsizlik olarak gösterdi.
Kırdan kente göçün, o kentte sorunlar yarattığına işaret eden Prof. Dr. Tatlıdil, öncelikle de güvenli iş ve yeterli gelir elde edilmesi konusunda sorunlu bir nüfus oluştuğunu söyledi.
Prof. Dr. Tatlıdil, iş yapısındaki hızlı dönüşümlerin de boşanma hızını tetiklediğini belirterek, “Yani göç alan kentlerin küreselleşen ekonomiyle birlikte istihdam yaratmada eskiden olduğu gibi fazla başarılı olamaması. Daha nitelikli ve daha donanımlı emek daha kolay iş bulabilirken, niteliği ve donanımı yetersiz olanlar işe yerleşme ve işte kalmada sorun haline geliyor” dedi.
İzmir'de işsizlik oranlarının Türkiye ortalamasının üzerine çıkmasıyla, boşanma hızının yüksekliği arasında bağlantı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tatlıdil, “Özellikle hem evlenme yaşındaki uzama, hem de evliliğin sürdürülmesi konusuyla işsizlik arasında doğrudan bir korelasyon var” diye konuştu.
Prof. Dr. Tatlıdil, dünyadaki tüm megapollerde olduğu gibi genel olarak kriz dönemleriyle birlikte artan işsizlik oranlarının boşanmaları tetiklediğini bildirdi.
Büyük kentlerde ailenin bir “güven merkezi” olma özelliğinin de zayıfladığını dile getiren Prof. Dr. Tatlıdil, en fazla boşanmaların evliliğin ilk yıllarında görülmesinin ise bu yıllarda aile içi dayanışmanın tam olarak gerçekleştirilemediğini, dolayısıyla kadın-erkek ilişkisinin güven merkezine yerleştirilmesinde sorunların yaşandığını ortaya koyduğunu söyledi.
Prof. Dr. Tatlıdil, evlenme yaşının giderek yükselmesinin, gençlerin geç işe girmelerinden kaynaklandığını anlatarak, “Evlenmenin gecikmesi, genç nüfusun ailesini geçindirebilecek bir gelire sahip olmayı, yani ekonomik anlamda özgür olmayı beklemesinden kaynaklanıyor” dedi.