Bizide Fişle Komutan-MİZAH
Son günlerde ortaya çıkan fişleme belgelerinden yola çıkan Mizah Ustası Rıfat Yörük, son yazısında ihbarlarda bulundu:
İŞTE O YAZI:
Şirincan yahut “bizi de fişle komutan”
- Komutanım, dün akşam gittiğim kebapçının duvarında Kabe resmi ile Arapça yazılar asılıydı. Üstelik ocakbaşındaki usta sakallıydı. Burayı da fişleyeyim mi komutanım?
- Fişle gitsin oğlum. Bunlar gelen müşterilere kesin okunmuş kebap ve piyaz yedirip üstüne de niyaz ediyorlardır.
……………………………………
Bu diyalogları hayali sanan bazı okurlarımız için bakınız 28 Şubat sürecinde İzmir Güney Deniz Saha Komutanlığının esnaf fişlemeleri…
……………………………………
Birkaç gündür İzmir’de, çocukluğumun ve gençliğimin geçtiği güzel şehirdeyim. Balçova’da gezerken kendimi Şirincan kebapçısının önünde buluveriyorum. Bu isim beni birden 13-14 yıl öncesine götürüyor. Yani o fişlemeler dönemine… O zaman adı Şiribom olan mütevazı pide ve kebap salonu denizcilerin sakıncalı esnaf listesinde yer alınca ve bu liste de gazetelerde yayınlanınca sahiplerini iflas korkusu sarmıştı. BÇG'nin yani batı Çalışma Grubunun da sakıncalılar listesinde yer aldığı bu dönemde, Balçova kavşağında 35 metrekarelik bir dükkânda faaliyet gösteriyordu Şiribom... Gazetelerde ismi geçince müşterilerinin tamamını kaybedeceğini düşündüğünü söyleyen işyerinin ortaklarından Ömer Şimşek, sonra ise bunun tam tersi bir durum yaşandığını Zaman gazetesine şöyle anlatmıştı:
"O küçük işyerimizin önünde, İzmir Büyükşehir Belediyesi alt geçit yapıyordu. Bu yüzden işlerimiz çok kötüydü, iflasın eşiğindeydik. Bunun üzerine işyerini ayakta tutabilmek için bir arkadaşımızdan 80 bin dolar borç aldık. Bir süre zararına çalıştık. Tam bu sıkıntılı günlerde imdadımıza 28 Şubat süreci yetişti. Borç aldığımız para bitmek üzereyken Batı Çalışma Grubu`nun hazırladığı listede ismimizin geçmesi firmamızın kurtuluşu oldu. Şiribom ismi gazetelerde yer aldıktan sonra o güne kadar hiç görmediğimiz kişiler destek amacıyla lokantaya gelip yemek yediler. Şiribom`un durgun olan işleri bir anda açıldı.”
O dönemde işyerinin ismi ‘Şiribom Kebap’ idi. Bu isim daha sonra İstanbul’da başka biri tarafından tescil ettirilince, restoranın ismi ‘Şirincan’ olarak değiştirildi.
Küçük dükkandan üç şubeye
Şimşek, gazetelerde salonlarının ismini gördüğünde önce ne yapacağını şaşırmış ve ulaşabildiği herkese, "Benim böyle konularla ilgim yok." diyerek derdini anlatmaya çalışmış. Ancak bir anda durum tersine dönmüş. "Başka yere gidiyorduk, isminizi gazetede görünce buraya yemek yemeye geldik." diyen birçok kişinin Şiribom Kebap'a akın etmesi, iflasın eşiğindeki Şimşek'e yeni kapılar açmış. Sakıncalılar listesine girdiğinde küçük bir lokantası olan Şimşek, bugün Balçova ve Güzelbahçe’de üç şubeyle hizmet veriyor. Yeni şube açma konusunda devamlı ortaklık teklifi aldıklarını kaydeden Ömer Şimşek, kurumlaşmadan bunu düşünmediklerini ifade ediyor. Şimşek, eski isimleri Şiribom’u kendilerine özgü karışık ızgarada yaşattıklarını söylüyor.
Benzer bir sonuçla Ergaz Sanayi Ticaret A.Ş. de karşı karşıya gelmiş. 1978`den bu yana tüpgaz olarak bilinen LPG sektöründe faaliyet gösteren Ergaz`ın genel müdür yardımcısı Ebubekir Yağız`ın şu sözleri halkın listelere yaklaşımını gözler önüne seriyor: `İsmimiz listede yer aldıktan sonra Türkiye`nin her tarafından destek ve moral telefonları aldık. 28 Şubat sürecinde yüzde 25 oranında büyüyerek tarihimizdeki en yüksek orana ulaştık.`
Yağız, 2001 yılındaki ağır ekonomik krizi, 28 Şubat sürecinde yaşadıkları büyüme sayesinde atlattıklarını da dile getiriyor ve ekliyor: “Türkiye`nin her yerinden insanlar bizi aradılar. ‘Sizin ulusal bir kuruluş olduğunuzu biliyoruz. Desteğimiz sizinle. Bundan sonra sizin tüpünüzü kullanacağız` diyerek en yakın bayinin telefonlarını istediklerini bildirdiler.”
……………………………………
En son ortaya çıkan “Balyoz” Eylem Planında da dönemin komutanlarının İstanbul esnafını fırınlardan pastanelere kadar fişlediklerini öğrenince aklıma nedense hikayesini anlattığım Şirincan geldi. Komutanların kara listesine giren Şirincan büyümüş, bugün laikçisiyle dindarıyla herkesin yemek yediği, üç şubeli büyük bir firma haline gelmişti. Dolayısıyla bugünlerde global ekonomik kriz sebebiyle işleri kesat giden esnafın da komutanların el atmasına ve reklam yapmasına çok ama çok ihtiyaçları vardı. Öyleyse hep beraber haykırmanın vaktiydi:
“Yalvarırız size ey komutanlar, bizleri de n’olur n’olur fişleyin’
Not: İlginç bir tevafuk eseri, bu yazımın yayınlandığı pazar günü İzmirli eski dostlarımın "saat 15:00'da Güzelbahçe Şirincan'da buluşuyoruz" teklifiyle karşılaşınca çok şaşırdım. Deniz kenarında oldukça geniş ve ferah bir mekan açmışlar. Tıklım tıklım doluydu. Bizi çok lezzetli bir menüyle ağırladılar. İlk defa gittiğim Şirincan'dan oldukça memnun ayrıldım.
HABERTARAF-RIFAT YÖRÜK