"Biz Samsun’a, Edirne’ye gideriz"
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, ittifak konusunda CHP’ye kapıları tamamen kapatmadıklarını söyledi. Ancak Demirtaş, CHP’nin Kürt ve başörtüsü sorununun çözümü için görev üstlenmesini istedi.
BDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, NTV Diyarbakır Temsilcisi Nizamettin Kaplan’ın sorularını yanıtladı.
Demirtaş, şunları söyledi:
“Mesele dar bir çevrede, son derece sığ bir yaklaşımla ele alınmamalı diye düşünüyoruz. Klasik bir seçim ittifakı şeklinde tartışılmamalı, biz bu şekilde tartışmadık. Bizim yaklaşımımız yüzeysel, gayrıciddi değil. Türkiye
CHP, ÖDEP, EMEP, SDP, HAKPAR, HAS Parti gibi partiler, sendikalar, emek örgütleri sivil özgürlükçü anayasayı yapabilecek bir blok oluşturarsa, bu blog İtalya’daki gibi 'Zeytin dalı' gibi bir çalışma yürütebilse... Biz, ilkesiz bir seçim ittifakını tartışalım demedik. Son derece yüzeysel, süreci anlamayan, ilkesiz değerlendirmeler üzücü.
CHP’ye kapılar kapanmadı. Sadece iktidarı hedefleyen, millitvekili sayısını artıran bir ittifak tartışmamız olmadı. Gündemde tartıştığımız BDP-CHP ittifakı çalışması yoktu. Bu tartışmalar şunu ortaya çıkardı ki, güçlü bir demokratik cepheye, bloğa ihtiyaç var. CHP, Türkiye’nin en büyük sorun olan Kürt sorununa ilişkin politika üretmek zorundadır. Niye zorundadır, birincisi ana muhalefet partisi olduğu için, ikincisi ise bu sorunu yaratan parti olduğu için. CHP’nin geçmişteki zihniyeti bunu yarattı. Başörtüsü sorununu ortaya çıkmasında Cumhuriyet rejiminin inançlı kesimlerle barışamaması problemi var. Bu konuda sorumluluğu var, görev üstlenmedi. Bunun üzerinden ittifak ve blok tartışılabilir. BDP kapıları kapatmadı, kapatmaz da. BDP, ilkesiz bir seçim ittifakı içinde olmaz.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır ziyareti son derece normal, doğal, sıradan bir ziyarettir. CHP, MHP buraya gelir. Biz Samsun’a, Edirne’ye gideriz. Türkiye’de siyaset her yerde yapılmalıdır. Tabii ki olağanüstün hale getirilmesi CHP’nin Kürt politiakasından kaynaklıdır. Mesele, CHP’nin Kürt sorununa nasıl yaklaştığı meselesidir.
‘Diyarbakır Paris olacak’ söylemi 50 yıldır söylenen, bayatlamış bir söylemidir. Diyarbakır, Paris olma sevdasıyla yanıp tutuşmuyordu zaten. Diyarbakır Amed oldu, kendi kimliği ve kültürüyle var bu ülkede olmak istiyor. Bunu anlayabilen ziyaretçiler Diyarbakır’ın gönlünü kazanır."