Bir kahve yüzünden 3 köy kurşuna dizildi
Kurtuluş Savaşı’nın önemli ismi Diyap Ağa’nın köyü de katliamdan nasibini aldı. Fevzi Çakmak’ın “Öldürmek yok, sıra sürgünde” emri geciktiği için kurşuna dizilen köyler oldu.
Dersim katliamı üzerinde yaptığı araştırmalarla tanınan yazar Celal Yıldız, Dersim katliamının bir ayaklanma nedeniyle değil asimilasyon amaçlı yapıldığını söyledi. Yıldız, bu iddiasına gerekçe olarak da 2. Abdulhamit döneminde Hamidiye Alaylarında yer almış, Kurtuluş Savaşı sırasında büyük yararlılık göstermiş olan Diyap Ağa’nın köyü ve ailesinin de katliamdan nasibini almasını gösterdi. Dersim katliamını STAR’a değerlendiren Yıldız’ın çarpıcı örnekleri şu şekilde:
Silahsız on kadın mağaraya sığındı
Ailem Dersim olaylarının mağduru. Dersim’de köyler topluolarak kurşuna dizildi. Diyap Ağa’nın köyü de nasibini aldı. Koçuşağı köyündeki katliamdan kaçan 10 kadın bizim köyün mağaralarına sığınıyor. Kadınların içinde bir yaşlı adam ve Diyap Ağa’nın akrabası olan bir de kadın varmış. Kadınlar Kenter’e haber göndermişler, o da acımış onlara ekmek göndermiş. Kadınlardan biri askerler tarafından fark ediliyor. Asker mağarayı sarıyor, içeridekiler Kenter’in onları ihbar ettiğini düşünerek, ‘Diyap Ağa’nın oğlu bize ekmek gönderdi’ diyorlar.
Emir beş dakika gecikse ölecektik
Ellerinde silah yok. İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanmaları gerekirdi, ancak Diyap Ağa’nın oğlu ve kardeşini kurşuna diziyorlar. Milletvekili olmuş, devlete o kadarhizmet etmiş bir kişinin ailesine yapılacak şey mi bu. Olaydan sonra köylüyü topladılar kurşuna dizecekler. O arada süvari bir subay kan ter içinde geliyor. ‘Fevzi Çakmak’ın emri var, öldürmek yok. Bundan sonra sürgün olacak’ diyor. Ve köylülere ‘Zehir olsaydı da kahve içmeseydim. Hozat’da bir kahve içtim, bir acı kahve yüzünden 3 köy kurşuna dizildi’ diyor. 5 dakika geç gelse belki şu an yaşamayacaktım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.