Bilge katliamı töreyle ilgili değil

Bilge katliamı töreyle ilgili değil

44 kişinin katledildiği Mardin'in Bilge köyüyle ilgili araştırma tamamlandı. 22 akademisyenin kaleme aldığı raporda ilginç tespitler yapıldı.

4 Mayıs gecesi Mardin'in Bilge Köyünde 6 çocuk, 3'ü hamile 16 kadın ile 22 erkek, akrabaları tarafından katledilmişti.

Katliamın nedenleri çok tartışıldı. 22 akademisyenden oluşan bir grup Hayat Boyu Eğitim Gelişim Derneği çatısı altında Mardin Valiliği'nin katkılarıyla katliamla ilgili hazırladığı raporu tamamladı.

123 sayfalık raporda, köyün sosyal ve ekonomik yapısı, katliam zanlıları, katliamın nedenleri ve koruculuk sistemi ele alındı.

Raporda, bölgedeki güçlü aşiret yapısına vurgu yapılıyor ve bunun da bireyi yok ettiğine dikkat çekiliyor.
''Birey adeta büyülenmiş gibi aile meclisi veya aşiretler tarafından alınan kararlar doğrultusunda ailesinin en yakın fertlerini gözünü kırpmadan öldürebilmektedir. Güçlü aile-aşiret yapıları kendisine itaatkar hale getirdiği bireyin adeta özgürlüğüne ipotek koymuştur.

Bireylerin aşiret ya da ataerkil aileler etrafında bütünleşmelerine neden olan durum, insanların bir haksızlıkla karşı karşıya kaldıklarında, haklarını aramada bir çözüm yolu olarak devlete başvurma yerine kendi başlarına, kendi güçlerini birleştirerek çözüme ulaşmaya çalışmalarıdır.''

Raporda ayrıca, bölge insanında, adalet sisteminin her zaman güçlüden yana olduğuna dair bir inanış olduğuna yer veriliyor.

Yaşanan olayın töreyle ilgisinin olmadığını da kaydediliyor: "Olayda ekonomik çıkar ve güç çatışması ve sistemden kaynaklanan bazı sorunlar birbirini tetiklemiştir. Bu olayda erkek failler korucu olup hepsinin silahı vardır.

Bu köyde yaşananlar bölge açısından bir birikimin patlaması olarak nitelendirilebilir. Yıllardır bölgede süren çatışma ve koruculuk sisteminin işleyişi de bu olayın nedenlerinden birkaçı olarak değerlendirilebilir. Eğitim düzeyinin düşük olması, nüfus yoğunluğu ve gelir kaynağının bu olayda önemli bir rolü vardır."

Raporun son bölümünde, kadınların sürekli şiddete maruz kaldığı ve çocukların şiddet görerek büyüdüğü belirtiliyor: "Şiddet kültürünün doğallaştığı bölgelerimiz başta olmak üzere benzer olayların yine yaşanması olasılığı çok yüksektir. Bu açıdan kurumlar her yönüyle hazırlıklı bulunmalı, kurumlar arası işbirliği kültürü böyle olaylar olmadan geliştirilmelidir."

Raporda, bölgeyle ilgili risk haritalarının çıkarılması gerektiğine de vurgu yapılıyor.