Beyaz Türklerin KCK YALANI!!!
Bugünkü yazısında "KCK envanterini" çıkaran Sedat Ergin, KCK tutuklamalarıyla ilgili müthiş bir saptırma yaptı. Ergin, 403 olan tutuklu sayısını nasıl 1548'e çıkardı?
Hürriyet Yazarı Sedat Ergin, “KCK dalgalarının envanteri bize ne söylüyor” başlıklı bugünkü yazısında KCK tutukluluklarıyla ilgili müthiş bir saptırmaya imza attı.
Ergin yazısında KCK soruşturması kapsamında 4 bin 148 kişinin gözaltına alındığını ve bunlardan 1548’nin tutuklandığını belirtiyor.
Ergin, bu istatistikleri BDP’li Meral Danış Beştaş’a dayandırıyor.
Aslında Sedat Ergin biraz insaflıymış. Şöyle ki daha birkaç gün önce Osman Baydemir’in davatiyle Diyarbakır’a giden gazetecilerden birisi olan Akşam yazarı Özlem Akarsu Çelik, KCK’dan tutuklu sayısını 4-5 bin olarak açıklamıştı.
Peki işin aslı nedir? KCK soruşturmaları kapsamında kaç kişi şu anda tutuklu?
Geçtiğimiz günlerde Başsavcılık bu konuda bir açıklama yaptı. Şu anda KCK’dan dolayı tutuklu olanların sayısı 403. Evet yanlış duymadınız, KCK soruşturmaları kapsamında şu anda tutuklu bulunanların sayısı 403’tür.
Ne Özlem Akarsu Çelik’in dediği gibi 4-5 bin ne de Sedat Ergin’in dediği gibi 1548.
Peki bu yazarlar bir telefonla bu bilgiyi başsavcılıktan öğrenebilecek iken neden ortada olmayan rakamlarla BDP’lileri propagandasını yapıyorlar?
Sedat Ergin bugünkü yazısında KCK operasyonlarının AKP’nin siyasi bir operasyonu olduğunu ve BDP’nin bu operasyonlarla siyasi alanının daraltılmak istendiğini yazmış.
Evet daha önceki KCK operasyonlarında ve son operasyonda gözaltına alınanların büyük bir bölümü BDP ilçe başkanı, il, ilçe meclis üyesi ya da BDP’ye üye kişiler.
Peki neden?
Çünkü KCK, PKK’nın şehir yapılanması değil. KCK, içinde PKK, BDP, PJAK, HPG, TAK gibi terör örgütlerini barındıran paralel devlet örgütlenmesi şeklinde örgütlenmiş bir çatı yapılanması…
Ve terör örgütünün çatı yapılanması olan KCK’ya yapılan operasyonlar siyasetin değil, hukukun gereği…
Dün ortaya çıkan KCK’lıların gizli toplantılarının deşifre edildiği ses kayıtları her şeyi ortaya koyuyor:
Dünyanın neresine giderseniz gidin, paralel bir devlet yapılanması kurmaya çalışan, yol kesen, kaos oluşturmak için eylem yapan, adam kaçıran, iş adamlarını haraca bağlayan, kendine göre mahkemeler kurup yargılamalar yapan, vergi koyan illegal bir örgüt varsa karşınızda onunla mücadele edilir. Bu siyasetin değil, hukukun bir gereğidir.
KCK davasını siyasi bir dava olarak görüp, KCK’lıların medya sözcülüğüne savunanlar öncelikle KCK iddianamesini okusalar daha sağlıklı olur. "Hukukçu titizliğiyle" odatv iddianamesini irdelediği iddia edilen Sedat Ergin neden KCK iddianamesini aynı hassasiyetle incelemeden böyle saptırmalar yapıyor?
İŞTE KCK İDDİANAMESİ
Gülay Göktürk'ün KCK iddianamesiyle ilgili yazıdan bir bölüm;
"İddianame KCK'nın yasama-yürütme-yargı şeklinde örgütlenmiş, devlet içinde ayrı bir devlet yapılanması olduğunu ortaya koyuyor. KCK'nın Almanya'da toplanan 700 delegelik "Yasama Meclisi" var. Hukukçular tarafından hazırlanmış bir sözleşmesi (anayasası) var. Mahkemeleri, hatta temyiz mahkemeleri var. KCK bölgede faaliyet gösteren işadamlarından "vergi" istiyor. Üstelik örgüt bunu "egemenlik hakkı"nın bir gereği olarak izah ediyor. KCK seçilmiş belediye başkanları ya da milletvekillerine baskı yapıyor. Onları sorguya çekiyor, sorgulama sonucunda bazı başkan ve meclis üyelerine "kınama", "uyarı" veya "uzaklaştırma" cezası veriyor. Mesela, "Sayın Öcalan" kampanyasına imza atmayan Osman Baydemir KCK'nın belediyede görevli bir elemanı tarafından sorgulandıktan sonra disipline sevk ediliyor. Yine iddianameden, Osman Baydemir'in bir televizyon programına çıkmak için KCK'dan izin istediğini ancak üst düzey yöneticilerin buna da izin vermediğini; ayrıca Cumhuriyet Halk Partisi'nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ın da 2009 yılındaki yerel seçimlerden önce Diyarbakır'a gelmek için KCK'dan izin istediğini ve onun da izin alamadığını öğreniyoruz. DTP'nin kapatılmasından sonra BDP'nin kurulmasına da, BDP milletvekillerinin Cumhuriyet Bayramı törenlerine katılmamasına da, DTP'ye ait belediyelerde işçi alımı, işçi ücretleri, işten çıkarma, ihalenin verileceği kişi gibi konulara da KCK karar veriyor. Bu konudaki talimatlara uymayanlara cezai yaptırımlar uyguluyor."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.